2. Daire Başkanı: HSYK, Bakanlığa bağlı Genel Müdürlük haline getirilmekte
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, HSYK Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili açıklama yaptı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Daire Başkanı
Nesibe Özer, HSYK Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili
açıklama yaptı. Adalet Bakanı’nın hakim ve savcılar üzerindeki
etkisinin arttırıldığını vurgulayan Özer, “HSYK, Bakanlığa bağlı
bir Genel Müdürlük haline getirilmektedir.” dedi.
Kendi düşüncelerim başlığı altında yapılan yazılı açıklamada Özer,
Adalet Bakanı’nın kurul üyeleri üzerindeki yetkileri artırıldığını
söyledi. Kurul üyelerinin, Anayasa uyarınca mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatına göre görev yapmasının
zorlaştırılacağını belirten Özer, “Yargı bağımsızlığına aykırı
şekilde Bakanın hâkim ve savcılar üzerindeki etkisi artırılıyor.
Getirilen bu düzenleme ile Teftiş Kurulu yeniden Adalet Bakanına
bağlanıyor. Hukuk devletinde kabul edilemez bir şekilde, Kurul
üyeleri hariç, HSYK'da görev yapan herkesin görevi sona eriyor.
Kurul üyeliği seçiminde değişiklik yapılmaktadır. Yapılmak istenen
değişiklik eşitlik ilkesine ve Anayasa'nın hükmüne açıkça
aykırıdır.” maddelerini sıraladı.
Türkiye Adalet Akademisi’nde yapılacak olan değişikliğe de değinen
Özer, “Bilimsel, idari ve mali özerkliğe sahip olması gereken
Türkiye Adalet Akademisinde Adalet Bakanı ve iktidar tek yetkili
olmaktadır. Akademi başkanını, başkan yardımcılarını ve Daire
başkanlarını Bakan belirleyecektir. Böylece Akademinin özerkliği
sona ermektedir. Türkiye Adalet Akademisi’nin yapısındaki
demokratik çoğulculuk ortadan kaldırılmakta ve Akademi Genel
Kurulunda, Yönetim Kurulunda, Denetim Kurulunda Bakan son derece
etkin hale getirilmektedir.” ifadelerini kullandı.
'HSYK GENEL KURULU'NA AİT BİRÇOK YETKİ BAKANA GEÇMEKTE VE BAKAN
ÖZEL YETKİLİ BAKAN HALİNE GETİRİLMEKTE'
Özer açıklamasının sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verdi:
“Demokratik hukuk devleti için bağımsız ve tarafsız yargı şarttır.
Bunun için de kurulun da bağımsız, tarafsız olması gerekir. Kurul
üyeleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatına göre görev
yapabilmelidir. Yasama üzerinde etkin olan yürütmenin, yargı
üzerinde de gücü artırılırsa, kuvvetler ayrılığı büyük zarar görür.
Check-balance dengesi kalmaz. AB ilerleme raporlarında, HSYK’da
Bakan ve müsteşarın varlığı eleştirilirken, bağımsız bir erk olması
gereken Yargıda, Yürütmenin üyesi olan Adalet Bakanının yetkileri
olağanüstü artırılmaktadır. HSYK Genel Kuruluna ait birçok yetki
bakana geçmektedir. Güncel bir benzetme yapılacak olursa Bakan,
Özel yetkili bakan haline getirilmekte, HSYK ise Bakanlığa bağlı
bir Genel Müdürlük haline getirilmektedir. Evrensel hukuk ilkeleri
uyarınca AB ilerleme raporlarında yapılan eleştiriler üzerine
Adalet Bakanından alınarak HSYK'ya bağlanan teftiş kurulunun
yeniden Adalet Bakanına bağlı hale getirilmesi ciddi bir demokratik
geri dönüştür. Türkiye Adalet Akademisinde, Bakanın yetkileri
artırılarak belirleyici hale getiriliyor ki, bu durum özerk olması
gereken Akademi açısından son derece sakıncalıdır. HSYK’da ve
Türkiye Adalet Akademisinde görev yapanların yasayla doğrudan
görevlerine son verilmesi demokratik hukuk devletinde kabul
edilemez bir durumdur. Getirilen ilk teklife göre bazı olumlu
düzenlemeler yapılmasına rağmen, Meclis'te kabul edilen kanunda ki
yukarıda bahsedilen pek çok düzenleme bu haliyle de Anayasaya
açıkça aykırıdır. Kuvvetler ayrılığını, Yargı bağımsızlığını
ortadan kaldırabilecek niteliktedir." CİHAN
Yorumlar