'1980'de yurtlarımıza ayakkabı ile girildi ama böyle kötü sözler duymadık'
Antalya Rasanet Vakfı Başkanı Hasan Yılmaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen Hocaefendi için sarf ettiği sözlerin çok ağır olduğunu ifade ederek, “Bir camia için devlet ricalinden 1970’den beri böyle incitici, böyle kır.
Antalya Rasanet Vakfı Başkanı Hasan Yılmaz, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen Hocaefendi
için sarf ettiği sözlerin çok ağır olduğunu ifade ederek, “Bir
camia için devlet ricalinden 1970’den beri böyle incitici, böyle
kırıcı sözler işitmemiştim.” dedi. Risale-i Nurları 1971 yılında
tanıdığını, 40 yıldır Hizmet Hareketi içerisinde bulunduğunu ifade
eden Yılmaz, 1980’lerde yurtlarımız basılıp, ayakkabılarla odalara
girildiği olmuştu. Ama bu kadar hakaret ve kötü sözü duymamıştık.”
yorumunu yaptı.
Yıllardır Antalya’da ticaret yaptığını, dükkanına her kesimden
insanın geldiğini ifade eden Yılmaz, “Gelenler beni AK Partili diye
hükmediyorlardı. Ben de onlara partili değilim. Partili olmak
partinin faaliyetlerinin içerisinde olmak demektir. Ben partinin
yapmış olduğu doğruların yanındayım. Partici değilim. Ben sadece,
yapılan doğruları hangi parti yapıyorsa, demokrasiyi, insan
haklarını, insana insanca değer vermeyi, hangisi yapıyorsa, ben
onunla beraberim. Sen yap, seninle olurum. İlle bir sabit parti
anlayışımız olmamıştır, olmaz da.” diye konuştu.
İDDİALAR İNCİTİCİ VE ACI VERİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik
söylediği paralel devlet, paralel yapı, çete, in, sinsi örgüt,
haşhaşi ve Fethullah Gülen’e yönelik yalancı peygamber, alim
müsveddesi gibi ifadelere değinen Yılmaz, “Bu memlekete hizmet
ettiniz. Herşeyinizi takdir ediyoruz, seviyoruz ve hala da
seviyoruz, kendi yanlışınızdan döndüğünüz an, biz yine sizinle
beraberiz. Ama bize itham ettiğiniz, cemaate itham ettiğiniz,
Hocaefendi’ye itham ettiğiniz, Hizmet'teki insanlara itham
ettiğiniz şeyler doğruysa, bunun hukuk önünde temizlenmesi lazım.
Meydanlarda bunu söyleyerek, insanları itham etmenin, milletin
gönlündeki taht kurmuş bir Hizmet'i kötüleyerek, kendi kredinizi
kullanarak, Hizmet'i kötülemeniz gerçekten incitici bir şey. Çok
acı bir şey.” şeklinde konuştu.
HATADAN DÖNMESİNİ DE BİLİRİZ
Başbakan Erdoğan’a seslenen Yılmaz şunları söylüyor: “Diyorum ki,
Sayın Başbakanım, senin eğer bu hizmette gördüğün bir arıza varsa,
herhangi bir eksiklik varsa, sana ve hizmetine mani olacak bir şey
yapmışlarsa, onları açık açık söyle bizde bilelim, bizde; o
insanlara karşı açık açık tavır alalım. Ama bu yapılmıyorsa, bu
ithamlarla bütün camia suçlamak suretiyle, ahirette bunun hesabını
veremezsiniz, diye düşünüyorum. Varsa bir bildikleri, elle tutulur,
gözle görülür somut bir şeyler varsa, soyut şeylerle değilde, somut
şeylerle bizim önümüze koymaları lazım ve biz her zaman hatamız
varsa, affedilmeyi tövbe ettik, bu arkadaşlar adına özür dileriz
deme riyakatını gösteririz biz. Yani bizde benlik yok, bizde her
şeyimizi doğru yaparız diye bir iddiamız yok, biz hatadan dönmesini
bilen bir cemaatiz. Böyle bir şey varsa, ispat et, biz geriye adım
atarız. Ama yoksa da, siz böyle itham ediyorsanız, siz geri adım
atmanız lazım."
HAKARETLERİ BENİ ÇOK İNCİTTİ
Antalya Rasanet Vakfı Başkanı Hasan Yılmaz, Aklın yolunun bir
olduğunu ifaderek Üstad Bediüzzaman’ın “Medenilere galebe ikna
iledir.” sözünü hatırlatıyor. AKP’li bir çok dostunun “Yukarıda
birşeyler yapılıyor siz bunu bilmiyorsunuz” iddiasında bulunduğunu
ifade eden Yılmaz, “Ne yapıldı? sorusunda bir cevap alamıyoruz.
Onlar cevap veremiyorlar bizde ne yaptığımızı bilemiyoruz. Ne
yaptığımızı bilme noktasında ne yaptığımız belli olsa da ordan bir
tövbe edip dönsek ama bu da yok. Şimdi bizim dolayısıyla AK Parti
bünyesindeki o tertemiz insanlarla şu anda kırgınız yani.”
Açıklamasını yapıyor.
HANGİ YÜZLE GELECEKLER?
Antalya’da yıllardır hayır işlerine önayak olan Hasan Yılmaz’ı
yerel siyasetçiler kadar AK Partililerde çok iyi tanıyor ve
sayıyor. Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı söylemlerden sonra yerel
seçimlerde AK Parti’den aday olan insanların gelip hizmete gönül
vermiş insanlarla diyalog kurup muhatap olabilecek yüzleri
olacağını sanmadığını dile getiriyor. Yılmaz neden gelemediklerini
ise şu cümlelerle açıklıyor. “Hangi yüzle gelecekler. Öbür tarafta
sövüyorlar, sayıyorlar. Her türlü hakareti yapıyorlar; bir dur
kardeşim diyemiyorlar. Böyle bir yerde siz nasıl muhatap
olacaksınız. Ne diyelim yani bana iyi sövüyorsunuz, ben size oy
vereyim daha iyi mi sövün diyelim yani.”
CİHAN
Yorumlar