12 Eylül’de işkence gördüğü cezaevine gülümseyerek girdi

12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 34 yıl geçtikten sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanı Tahsin Şahinkaya, müebbet hapse mahkum edildi. Kararın ardından o dönemin mağduru olan binlerce insan, geçmişte yaşadıkları...

Google Haberlere Abone ol
12 Eylül’de işkence gördüğü cezaevine gülümseyerek girdi

12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 34 yıl geçtikten sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanı Tahsin Şahinkaya, müebbet hapse mahkum edildi. Kararın ardından o dönemin mağduru olan binlerce insan, geçmişte yaşadıkları acıların bugün hesabının sorulduğunu söyledi.

O dönemin acılarını yaşayan isimlerden biri de 12 Eylül Mağduru Ülkücüler Komisyon Başkanı Remzi Çayır. 12 Eylül davasının ardından yıllar önce kaldığı Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne gelen Çayır, “Buraya geldiğimde artık daha huzurluyum.” ifadelerini kullandı. 20’li yaşlarını hapishanelerde geçirdiklerini ve birçok insanın idam ve işkenceyle hayatını kaybettiğini söyleyen Çayır, “Hayatını işkencede kaybedenler, idam edilen sağcısı, solcusu herkese Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah verilen ceza neticesinde mezarda da olsa, az da olsa kemikleri ve ruhları mutlu olmuştur.” diye konuştu.

12 Eylül dönemi mağduru Çayır, cezaevine birlikte geldiği Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'ye, kaldığı koğuşu gezdirdi. O dönemin cezaevi şartlarını anlatan Çayır, "Allah bir daha o günleri göstermesin." ifadelerini kullandı. Çayır ve Destici, Ulucanlar Cezaevi avlusunda volta atarak, duvarda asılı bulunan panolarda idam edilen ve hayatını kaybedenlerin fotoğraflarına baktı. Daha sonra cezaevinin zindanlarını gezdirerek, o dönemde yapılan işkenceleri ve birlikte kaldığı ülkücü ve devrimciler ile aralarında geçen olayları yerinde anlattı. Çayır, cezaevinde çektirdi fotoğrafı da Genel Başkan Destici’ye göstererek, o günleri yeniden hatırladı.

"DESTİCİ'Yİ DUYGULANDIRAN YAZICIOĞLU MEKTUBU"

Ulucanlar Cezaevi'nde bir dönem yatan BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaldığı koğuşa gelen Destici ve beraberindekiler, Yazıcıoğlu'nun eşi tarafından cezaevine bağışlanan Yazıcıoğlu'nun kişisel eşyalarını inceledi. Bu sırada Destici, eşyalar arasında yer alan Muhsin Yazıcıoğlu'nun anneler gününde annesine yazdığı metubu okudu. Mektupta, Yazıcıoğlu’nun annesine olan özlemini anlattığı bölümü okurken duygulanan Destici, daha sonra Yazıcıoğlu'nun hapishanede kaldığı ve bir dönem İskilipli Atıf Hoca'nın da kaldığı ranzayı inceledi.

“20’Lİ YAŞLARIMIZI ZİNDANLARDA TÜKETTİK”

12 Eylül ve öncesinde, hapishanenin avlusunda bulunan kavak ağacının altında gerçekleşen idamların olduğu yerde açıklamalarda bulunan Remzi Çayır, ilk kez Türkiye’de darbe yapanların cezalandırıldığını söyledi. Bunun tarihi bir karar olduğunu ve mahkeme salonunda karar açıklandığı anda çok duygulandığını belirten Çayır, “Darbeyi tamama erdirenler ve teşebbüste kalmayanlar, darbenin sonucunda kendini cumhurbaşkanı seçtirenler müebbet hapse mahkum oldular. Ölenler öldü, sağ kalanlar hapse mahkum oldular. Bu, insanlık, demokrasi açısından tarihi bir dönüm noktasıdır. Buna emek veren sağcısı, solcusu, devrimcisi, ülkücüsü herkese teşekkür ediyorum. Hep birlikte artık işkencesiz bir dünyayı özlediğimizi söyledik. Kimse millet iradesini alaşağı etmemeli. Demokrasiyi yaşatmalı. Problemleri darbeyle çözmemeliyiz. Bunu söyledik. Bu hepimizi sevindirdi. Çok duygulandım mahkeme salonunda. Burayı gezerken de duygulandım. Burada 20’li yaşlarımızı bu zindanlarda tükettik.” dedi.

“SIRADA DARBE ANAYASASINDAN KURTULMAK VAR”

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya verilen müebbet hapis cezasının bir başka anlamı olduğuna da dikkat çeken Çayır, şöyle devam etti: “Müebbettin bir işaret fişeği de şudur. Hükümet ve muhalefet lütfen darbecilerin yaptığı Anayasa’yı yok edin. Darbecilerin bütün yönetmeliklerini ve yasalarını yok edin. Yeniden Anayasa ve yeniden insanca yasalar yapın dedi bu müebbetti vererek. Bundan sonraki basamak, kimsenin darbe teşebbüsü etmemesi gerektiği ve yeniden yeni bir dünya kurmamız gerektiği, yeni bir anayasa kurmamızın gerektiğiydi.”

Çayır, verilen kararın, o dönemin mağduru olan herkesi mutlu ettiğini belirterek, “Hayatını işkencede kaybedenler, idam edilen sağcısı solcusu herkese Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah verilen ceza neticesinde mezarda da olsa, az da olsa kemikleri ve ruhları mutlu olmuştur.” ifadelerini kullandı.

“İNSANLARIN AHI YERDE KALMADI”

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise adaletin, gecikmiş de olsa yerini bulduğunu söyledi. O dönemin mağdurlarının ahını yerde kalmayarak, beklenen adaletin bugün tecelli ettiğini belirten Destici, “12 Eylül’ün mağduru, haksız yere idam edilen insanlarımız, işkenceyle öldürülen insanlar, hayatı zindan edilenler, geleceği karartılanlar, dağıtılan aileler, gözü yaşlı analar bütün bunların ahı yerde kalmadı. Tam anlamıyla bir adaletin tecelli ettiğini söyleyemeyiz. Sadece iki kişi ömür boyu hapse mahkum edilmesi bütün bu idamın izlerini silmez. Sembolik de olsa çok önemli bir şeydir. 12 Eylül referandumunda eksik ama evet dedik. O gün 12 Eylül ihtilalcilerinin ve darbecilerinin yargılanmayacağı iddia ediliyordu. Neticede yargılandılar ve ömür boyu hapse mahkum oldular. Bu Türkiye’de bir ilk oldu ve inşallah bir daha kimse bu tür bir darbe girişiminde bulunmaz. Türkiye inşallah bir daha darbeler yaşamaz.” diye konuştu.

CİHAN

Yorumlar