10 yıl bekledi, kadavradan bağışla yüzü güldü
Emekli Niyazi Doğanay, hastalığını ilk öğrendiğinde 46 yaşındaydı. Karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi olmaya başladı.
Emekli Niyazi Doğanay, hastalığını ilk öğrendiğinde 46
yaşındaydı. Karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi olmaya başladı.
Hastalığı yüzünden 2 defa yoğun bakım servisinde yatan Doğanay, 10
yıl boyunca kadavra listesine yazılmadan bekledi. Acıbadem Bursa
Hastanesi’nde başvuran Niyazi Doğanay’a kadavra listesine
yazıldıktan 4 ay sonra, vefat eden bir hastanın yakınlarının
yaptığı bağışla uygun karaciğer bulundu.
Hastalığının halsizlik, bitkinlik, karın
şişliği, bacaklarda dolgunluk, yürüyüş zorluğu ve nefes yetmezliği
ile başladığını, zaman zaman kanamalar da yaşadığını anlatan Niyazi
Doğanay’a, Acıbadem Bursa Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Remzi Emiroğlu tarafından gerçekleştirilen operasyonla
karaciğer nakil yapıldı. Doğanay, duygularını şöyle ifade etti:
“Hastalığım yüzünden 2 defa yoğun bakımda yattım. 10 yıldan sonra
kadavra sırasına yazıldım. İlk olarak Acıbadem Bursa Hastanesi'nde
sıraya girdim. Yaklaşık 4 ay sonra kadavra bağışıyla bir umut
doğdu. Balkonda torunumla oyun oynuyorduk, telefonum çaldı acilen
hastaneye gelmemi söylediler, kadavra bağışıyla organ bulunduğunu
söylediklerinde donup kaldım, hiçbir şey söylemeden öylece oturdum.
Hiçbir şey düşünemedim. Kendimi o an boşlukta hissettim. Ne
yapacağımı şaşırdım. Birden bir ağlama hissiyle doldum. Hiç
ummuyordum. Umutsuzdum. Çünkü yıllarca beklemiştim. Bana karaciğer
bağışında bulunan aileye Allah sabır ve dayanma gücü versin.
Kendilerine başsağlığı diliyorum.”
"EŞİM İÇİN GÖNÜLLÜ OLDUK ANCAK DOKULARIMIZ
UYMADI"
Eşinin 10 yıldır karaciğer beklediğini ve
artık umutlarının iyice azalmaya başladığını ifade eden Sema
Doğanay ise hastalığa karşı yaşamak için tek çarenin karaciğer
nakli olduğunu öğrendikten sonra başta kendisi olmak üzere
çocuklarının da gönüllü olduklarını anlattı. Ancak hiçbirinin
dokusu uymayınca büyük bir üzüntüye kapıldıklarını ifade eden
Doğanay, şunları dile getirdi: “Çaresizce beklemeye başladık.
Kadavra listesine yazılmıştık yazılmasına ama bize çıkar mı ki diye
de düşünmeden edemiyorduk. Sürekli telefonumuzun şarjını kontrol
ediyorduk, belki çıkar, ararlar bulamazlar diye. Çok zor böyle
beklemek. Hep kulağınız telefonda oluyor. Hem umut, hem umutsuzluk
hepsi bir arada oluyor. Hastaneden haber geldiğinde hiçbirimiz
inanamadık. Ben duyduğumda ağlamak istedim, ancak eşim üzülür diye
ağlayamadım. Öyle tuhaf bir duygu ki. Yıllardır bekliyorsunuz, iyi
haber geliyor, sevinmeniz lazım. Seviniyorsunuz da, ama bir yandan
da vefat eden bir insanın acısı yüreğinize çöküyor. Sonra
organlarını bağışlayan ailenin yüce gönüllü, merhametli
davranışıyla ne söyleseniz yeterli gelmeyeceğini bildiğiniz derin
bir minnet duygusuyla doluyorsunuz. Allah acı günlerini unuttursun.
Biz de organlarımızı bağışlayacağız. Başına gelmeyen bilmiyor.”
Gönen Devlet Hastanesi’nin ilk donörü
olarak kayıtlara geçen 49 yaşındaki Z.Y.’nin karaciğerinin Niyazi
Doğanay’a nakledilmesiyle bir hastanın daha kurtulduğunu vurgulayan
Dr. Salih Gülten, şunları söyledi: “Organ bağışının önemini bilen,
yakınlarının organları ile birçok hastaya şifa olan aileye
şükranlarımızı sunuyoruz. Beyin ölümünün tespitini yapabilen
hastaneler güvenli hastanelerdir. Nakil olabilmek için sırada
bekleyen hastalara şifa olabilmek; hem beyin ölümünün zamanında
tespit edilmesi, hem ailelerin yüce gönüllü bir şekilde yaptıkları
bağışlar, hem de iyi bir organizasyonla başarılı olabiliyor.”
CİHAN
Yorumlar