'10 Ağustos'ta kara bir dönem kapanacak'
AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos'ta kara bir dönemin kapanacağını söyledi.
Google Haberlere Abone ol
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasının
ardından yaptığı konuşmada; "10 Ağustos'ta sadece 12'nci
Cumhurbaşkanı seçilmeyecek, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından
seçilmesiyle, kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak"
dedi. ATO Kongre Salonu'ndaki törende, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı
adayı olarak açıklanmasının ardından hayatını anlatan bir film
gösterimi yapıldı.Başbakan Erdoğan'ın hayatını anlatan filmden
sonra, 30 Mart Yerel Seçimleri döneminde de kullanılan Dombra
isimli şarkı çalındı. Çalınan şarkı eşliğinde kürsüye gelen
Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olarak ilk konuşmasını yaptı. Erdoğan,
konuşmasının başında; "Kardeşlerim, her birinize sonsuz teşekkür
ediyorum. Sizin şahsınızda Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm
vatandaşlarını, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi selamlıyorum.
Şahsımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci Cumhurbaşkanlığı için aday
gösteren tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" diye
konuştu. Erdoğan, Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım'
isimli şiirini de kürsünde okudu. 1994'te İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı seçimleri dönemini anlatan Erdoğan şunları
kaydetti; "Birileri günler öncesinden zaferlerini ilan ederken biz
Allah'ın takdirine inanıyor, milletin takdirinin farklı olduğunu
hissediyor, hiç hız kesmeden koşturuyorduk. İstanbul'un yoksul
mahallerinden birindeydik. Kalabalığın içinden 7-8 yaşlarında bir
kız çocuğu yanıma geldi. Elinde bir şey var. Elini uzattı, elimi
tuttu. 'Bunları annem gönderdi, seçildikten sonra sakın bizi
unutmasın' dedi. 2 bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu
anlamadan kendisi de kolundaki oyuncak bilezikleri de uzattı. Ben
daha bir şey diyemeden, o kalabalığın içinde kayboldu, gitti. O
bilezikleri, büyükşehir belediye başkanlığı makamında hep karşımda
durdu. Aradan 20 yıl geçti, 7-8 yaşındaki o çocuğun gözündeki
parıltıyı, heyecanı unutamadım. AK Parti'yi kurarken gözümün önünde
o çocuğun gözleri vardı. Siirt'ten milletvekili olup Ankara'da
Başbakan olduğumda o gözler aklımdaydı. Atttığım her imzada o
gözler aklımdaydı. O büyük emaneti, o büyük mesajı hiçbir zaman
unutmadık. Biz siyaseti o temiz yürekler için yaptık" diye
konuştu. "YENİLGİ YENİLGİ BÜYÜYEN BİR ZAFER OLDUĞUNA
İNANDIK" Başbakan Erdoğan, siyaseti
neden yaptıklarını anlatarak; "İstanbul'un işgal edildiğini
duyunca, sofrasında yiyecek ekmeği yokken kolundaki bileziği
Türkiye müslümanlarına gönderek Pakistanlı kadını hiç unutmadık.
İslam coğrafyasını hiçbir zaman unutmadık, onlar için yaptık. Biz
siyaseti maden ocaklarında alınteriyle helal rızk
kazanma peşindeki işçi kardeşlerimiz için yaptık... Türkiye'nin tüm
kenar mahallerindeki yoksullar için yaptık. Başörtülü olduğu için
üniversite kapılarından kızlarımız için yaptık. Cezaevinde ana
dilini konuşamayan analar için yaptık. Gurbette unutulan
vatandaşlar için, Filistin için, Somali yaptık. Biz siyaseti
ikbal için değil Allah için yaptık. İmam Hatip'te okuyoruz diye
sizden anca ölü yıkayıcısı olur dediler. Bu milletin içinden
geliyoruz diye, evine ayakkabısını çıkarak giyenlere, farklı
gördüler ve gerici dediler. Mücadelemiz yükseldikçe saldırılarını
daha da arttırdılar. 'Muhtar bile olamaz' diye manşet attılar.
Bugün nasıl Mısır'da Suriye'de demokrasiyi insanlardan
esirgiyorlarsa, on yıllar boyunca da bize demokrasiyi hak olarak
görmediler. Şunu bütün kalbimle söylüyorum; Biz başkalarının bizi
nasıl gördüğüne bakmadık. Diklenmeden dik durduk, ağırbaşlı olduk.
Sabrettik. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer olduğuna inandık. Her
yenilgiyle daha da bilendik. Her darbeyle daha da güçlendik.
Darbelere göğüs gererek büyüdük. Kriterimiz her zaman hak dedik.
Kimin ne söylediğine değil, hakkın ne söylediğine, milletin ne
söylediğine baktık" diye konuştu. "TÜRKİYE BİZE OY VERENLER
KADAR VERMEYENLERİN DE ÜLKESİDİR" Yunus Emre’nin 'Yaradılanı
severim yaradandan ötürü" dizisini hiç unutmadıklarını söyleyen
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti; "İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın' dedik. 77 milyonun her bir ferdini kendi nazarımızda
sadece insan olarak, yaradılmışların en şereflisi olarak gördük.
Bizi sevmeyenleri de sevdik. Bize oy vermeyenlere ayrım yapmaksızın
hizmet götürdük. Türk demedik, Kürt demedik, Musevi demedik, Alevi
demedik, insana insan olduğu için değer verdik. Nerede insan varsa,
nerede nefes alıp veren bir can varsa, oraya ulaşmanın derdi
mücadelesi içinde olduk. Bu büyük ülke Türkiye bize oy verenler
kadar vermeyenlerin de ülkesidir. Biz Türkiye’yi onlar için de
büyüttük. Bu güzel ülke bizi sevmeyenlerin de ülkesidir. Türk'ün
meselesi ne kadar bizim meselemizse, Kürt'ün, Arap'ın, Roma'nın
meselesi de o kadar bizim meselemizdir dedik. Müslümanın meselesini
çözmeye çalıştığımız kadar, azınlıkların gayri Müslimlerin
sorunlarını çözmeye çalıştık. Yoksulun yolda kalmışın garibin
gurebanın mazlumun mağdurun etnik kökenine kimliğine mezhebine
bakmadan elinden tutmanın ona yaren olmanın yol arkadaşı olmanın
samimi mücadelesi içinde olduk." "SİYASİ İKTİDAR KARŞISINDA
DEVLET İKTİDARINI TEMSİL EDEN BİR KONUM OLARAK
ŞEKİLLENDİ" Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın halk
tarafından seçilmesinin demokrasi açısından çok büyük bir aşama
olduğunu dile getirdi. Bunun teknik bir değişiklik olmadığını
söyleyen Erdoğan şunları kaydetti; "Cumhurbaşkanı'nın halk
tarafından seçilmesi vesayetler tarihinin bu ülkede kapatılmasıdır.
11 Kasım 1938'de askerler, TBMM'yi kuşattılar. İsmet İnönü, tehdit
altında bir Meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçildi. 1950'de Celal
Bayar Cumhurbaşkanı seçildi. Ancak ilk sivil Cumhurbaşkanı'nı
1960'ta idama mahkum ettiler. Şunu unutmayın, Cumhurbaşkanlığı
makamı, siyasi iktidar karşısında devlet iktidarını temsil eden bir
konum olarak şekillendi. İsmet İnönü, 60 darbesini yapanlar,
Cumhurbaşkanı makamını halkın karşısına ceberrut devlet olarak
koydular. Her cumhurbaşkanlığı seçimi olay oldu. Sivil siyasetin
cumhurbaşkanı seçmesine, hiçbir zaman hoşgörüyle bakılmadı.
Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde ve sonrasında Özal'a yapılanları çok
iyi hatırlıyoruz. 10 Ağustos'ta sadece 12'nci Cumhurbaşkanı
seçilmeyecek, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle, kara
bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak. Siyasi iktidarın
karşısında duracak, halka karşı devleti temsil edecek bir
Cumhurbaşkanı seçmiyoruz, halktan bir Cumhurbaşkanı göreve
gelecek." "HALKIN SEÇTİĞİ BİR CUMHURBAŞKANI VE HALKIN SEÇTİĞİ
BİR BAŞBAKAN, TÜRKİYE'Yİ UÇURACAKTIR." Başbakan Erdoğan,
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesiyle 1960 darbesinin bir izinin daha
silineceğini dile getirerek şunları kaydetti; "Eğer milletim takdir
eder ve Cumhurbaşkanlığına bu kardeşinizi getirirse, devletle
milleti kucaklaştıran, milletin çıkarlarını gözeten, milletin ve
demokrasinin tarafını tutan bir Cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktır.
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanıdır. Halkın
seçtiği cumhurbaşkanı, yetkilerini halka karşı değil, halk için
kullanan cumhurbaşkanıdır. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı ve
halkın seçtiği bir başbakan, Türkiye'yi uçuracaktır. İstanbul'a
büyükşehir belediye başkanı seçildiğimde sadee bana oy verenlerin
değil, herkesin başkanıydım. Başbakan olduğumda sadece AK Parti'ye
oy verenlerin değil, 77 milyonun başbakanı olduk. 10 Ağustos'ta
eğer seçilirsek asla bir kesimin, bir partinin değil, Türkiye
Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olacağız. Herkesin Cumhurbaşkanı
olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. 10 Ağustos'ta AK
Partililerin, CHP, MHP, HDP'lilerin, Meclis dışındaki ve içindeki
tüm siyasi görüşlerin oylarına talip olduğumuzu, onların da
oylarını alacağıma inanıyorum. Bundan şüphem yok. Görevim süresince
tek ama tek gayem var; 77 milyona hizmet üretilmesini sağlamak
olacak." "ORASI BİR DİNLENME MAKAMI
OLMAYACAKTIR" Seçildiği takdirde farklı bir Cumhurbaşkanı
olacağını dile getiren Erdoğan, çözüm süreci ve paralel yapıyla
mücadele konularında da mesajlar verdi. Erdoğan şunları söyledi;
"Eğer seçilirsek farklı bir Cumhurbaşkanlığını ortaya koyacağız.
Ekonomiyi büyütmek, AB'ye tam üye olmak, kardeşliği
yüceltmek için çok daha fazla çalışacağız. Bizim için Cumhurbaşkanı
makamına çıktığımız zaman, orası bir dinlenme makamı olmayacaktır.
Çözüm sürecini bedeli her ne olursa olsun sürdüreceğimizi defaatle
ifade ettik. Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanlığımızda da çözüm
sürecinin sekteye uğramasına müsade etmeyiz. Aynı şekilde paralel
devlet yapılanmasıyla mücadele, Cumhurbaşkanlığı dönemimizde çok
daha güçlü, çok daha koordineli şekilde süreciğini özellikle ifade
etmek isterim. Paralel devlete asla müsade etmeyeceğiz. Bu
mücadeleden zerre kadar taviz vermeyeceğiz." "AK PARTİ
SAHIŞLARLA VAR OLMUŞ BİR PARTİ DEĞİLDİR" Başbakan Erdoğan,
kendisinin ardından partinin geleceğine ilişkin şunları kaydetti;
"Recep Tayyip Erdoğan, her canlı
gibi bir fanidir, bizim büyük davamız fani şahsiyetler üzerine
değil baki hakikatler üzerine inşa edilmiş, bugüne böyle gelmiş,
böyle de gidecektir. Recep Tayyip Erdoğan olmadığında AK
Parti'nin olmayacağını düşünen varsa, o bu davayı anlayamamıştır.
Bu hareketin yol alamayacağını, sancağın düşeceğini zannedenler,
davayı anlamamıştır. AK Parti sahışlarla var olmuş bir parti
değildir. Gözümüz arkada değil. Arkada bu davayı taşıyacaklar
olduğunu biliyorum. Güçlü kadrolarımız olduğunu biliyorum. Gençlere
güveniyorum. Daha partiyi kururken, 3 dönem kuralını getirdik.
Gayemiz koltuğa oturup kalkmayan siyasetçilerden sonra, böyle olmadığını
gösterdi." "YOLUMUZ, BAHTIMIZ AÇIK OLSUN" Başbakan
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde ailesinden ve çalışma
arkadaşlarından helallik istedi. Ailesine fazla zaman ayıramadığını
söyleyen Erdoğan; "Mensubu bulunduğum siyasi hareket, şahsıma ailem
kadar, çocuklarım kadar yakın oldu. Öyle oldu ki, millet hizmet
yolunda, eşimi, ailemi, çocuklarımı, torunlarımı ihmal ettiğimde
oldu. Onlar bu vatan için mücadele ettiğimi anladılar, bana destek
oldular. Bu tarihi günde, huzurlarınızda eşime sabrından dolayı
teşekkür ediyorum. Çocuklarıma, sabırlarından, anlayışlarından,
fedekarlıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Ben onlardan hep razı
oldum, onların da kendilerine yeterince vakit ayıramadığım için
beni affetmelerini, benden razı olmalarını diliyorum.
Teşkilatımızda istemeden kırdığımız arkadaşlarımız varsa, onlardan
da af diliyorum. Bütün teşkilatımdan helallik diliyorum. Bu bir
veda değil. Bizim için her an bir başlangıçtır. Bugünde
birbirimizden ayrılmıyoruz. Yolumuz, bahtımız açık olsun" diye
konuştu. 'ERDOĞAN' YAZAN YENİ LOGA İLK KEZ
KULLANILDI AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayının Erdoğan
olmasının öğrenilmesinin ardından, seçim sürecinde kullanılacak
yeni logo da ATO Kongre Salonu'ndaki törende ilk kez kullandı.
Logoda, mavi, kırmızı ve beyaz renklerin kullanıldığı görülürken,
büyük harfler Erdoğan yazılması dikkat çekti. AK Parti
kaynaklarından alınan bilgiye göre, logonun özellikleri
şöyle; "-GÜNEŞİN DOĞUŞU Güneşin doğuşu, Yeni Türkiye'nin
doğuşunu ve geldiği noktayı simgelemekte, Yeni Türkiye'nin büyüme
ve yükselme arzusunun devam edeceğine işaret etmektedir. Güneşin
doğuşu, yeni umut ve hedefleri içinde barındırır. Güneş
kuşatıcılığa, birlik ve beraberliğe vurgu yapar. Güneşin ışığı ve
sıcaklığı, sevgiyi, muhabbeti ve dayanışmayı anlatır. -YOL VE
YOLCULUKYol ve yolculuk, Recep Tayyip ERDOĞAN'ın hayatını
simgeler. Yoldaki kıvrım ve virajlar mücadeleleri, davaya
adanmışlık ve kararlılığını anlatır. Siyasetteki basamak basamak yükselişini ifade eder.
Uzun ince bir yolda olduğunu, gece gündüz çalıştığını, davasından,
millet sevdasından ve Yeni Türkiye yolunda hedefe doğru
kararlılıkla yürüdüğünü anlatır. -ERDOĞANGüneş ve yol ile
tarif edilen hedeflere götürecek olan lideri gösterir. Bu lider
herkesin bildiği, tanıdığı ERDOĞAN'dır. Kullanılan font ve harf
aralıklarının sıklığı, Türkiye'nin bütünlüğünü, güç birliğini ve
kader birliğini temsil eder.-KIRMIZI Güneşin doğuşunu,
yükselişini, sıcaklığı, samimiyeti, gücü, kararlılığı ve Türk
bayrağının kırmızısını anlatır. -BEYAZ Barışı,
kardeşliği, birliği, tevazuyu, iyiliği anlatır. İstikrarı,
devamlılığı ve Türk bayrağındaki beyazı temsil eder. -KOYU
MAVİ Gökyüzünün enginliğini, hedeflerin büyüklüğünü,
güvenirliliği, saygınlığı, karizmayı ve bağlılığı temsil
eder."Birkan YILDIZ / ANKARA,(DHA)
Yorumlar