" 'Tarihe Saygı' adı altında şehitlikler taşlaştırıldı; ruh kayboldu"
Çanakkale şehitliklerinde 'Tarihe Saygı Projesi' çerçevesinde 2006 yılından bu yana çeşitli düzenlemeler yapılıyor.
Çanakkale şehitliklerinde 'Tarihe Saygı Projesi' çerçevesinde
2006 yılından bu yana çeşitli düzenlemeler yapılıyor. Şehitlik
rehberi Araştırmacı-Yazar Salim Dağ, yapılan çalışmalarla
şehitliklerin manevi havasının ve milleti motive eden
özelliklerinin yok edildiğini söyledi.
Tarih ve kültür dergisi Yedikıta, Mart sayısında Opet - Gelibolu
Yarımadası Tarihi Milli Parklar Müdürlüğü işbirliğinde 'Tarihe
Saygı Projesi' adı altında yürütülen düzenlemelerle ilgili bir
habere yer verdi. Dosyada, 17 yıldır şehitlikte rehberlik yapan
araştırmacı Salim Dağ, çarpıcı iddialarda bulundu. Şehitliklerin
ruhundan koparılarak taş yığını haline getirildiğini söyleyen Dağ,
“Şekil öne çıkarılıyor ama işin ruhu gidiyor. Ziyaretçileri geçmişe
götürecek, şehitlerle buluşturacak özellikler kaldırılıyor. 57.
Alay Şehitliği ilk yapıldığında girişte ziyaretçileri karşılayan ve
çok uzaktan bile okunan bir Hadis-i Şerif vardı; kaldırıldı.
Bildiğim kadarıyla yapılan çalışmaları kontrol eden yok. Alan
kılavuzlarına danışılmıyor.” dedi.
ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NDA HALKIN KENDİSİ VARDIR
Çanakkale Savaşları'nın 100. yılına girildiğini; ancak tarihimiz
açısında çok önemli bir değeri bulunan şehitliklerimizin ruhuna
uygun hareket edilmediğini, lakayt yaklaşıldığını ifade eden Salim
Dağ Yedikıta dergisine şunları söyledi: “100 sene önce bu asil
millet; kavmiyetçiliğe itibar etmeyerek, Türkü ile Kürdü ile Arabı,
Lazı, Çerkezi, Abazası, Gürcüsü, Arnavudu, Boşnağı ile Çanakkale’de
tek vücut oldular ve beş kıtanın işgal güçlerine karşı şanlı bir
vatan savunması yaptılar. Bu bir milli kıyamdı. Milletimiz; dini
için, vatanı için, bayrağı, namusu, özgürlüğü için direniş destanı
yazdı. Bakın aynı günlerde Sarıkamış’ta harp vardır ama orada
gönüllü halk değil sadece asker vardır. Asir’de, Kirmanşah’ta,
Filistin’de, Süveyş’te, Galiçya’da sadece asker vardır.
Çanakkale’de savaşanların yarısı gönüllülerdir. Yani Çanakkale’de
halkın bizzat kendisi vardır. Lise talebeleri, üniversite
talebeleri, medrese talebeleri, genci ihtiyarı hatta Rizeli Fadime
gibi kızlar ve kadınlar da vardır.
Çanakkale Harbi çok teferruatlı, çok yönlü bir hadisedir. Çanakkale
Harbi, din harbidir! Çanakkale Harbi, petrol harbidir! Osmanlı
medeniyetini ortadan kaldırma harbidir. Batı kültürünü dünyaya
hâkim kılma harbidir. Asya ve Afrika doğal zenginliklerinin
sömürülmesinin önündeki maddi ve psikolojik engel olan Osmanlı
Cihan Devleti’ni ortadan kaldırma harbidir. Çanakkale Harbi,
milletimizin varoluş mücadelesidir.
İşte bu sebeplerle 'Çanakkale Harbi' ve 'Gelibolu Yarımadası’ndaki
şehitlikler' bizim milli motivasyon kaynağımızdır. Milletimizin ve
gençlerimizin milli ve manevi duygularını diri tutmak için başta
okullarımız olmak üzere her fırsatta bu bulunmaz kaynağı
kullanmamız gerekir.
FEVZİ ÇAKMAK PAŞA’YI MEHMET VEHİP PAŞA’YI BİLEN YOK
Çanakkale Muharebesi, kullanılan teknoloji ve güç dengeleri
bakımından dünyanın unutamadığı bir muharebedir. Orada 3 tane ordu
vardır. 1. Ordu Komutanı General Golç Paşa, 2. Ordu Komutanı
General Mehmed Vehib Paşa ve 5. Ordu Komutanı General Liman Von
Sanders Paşa. 6 tane de kolordu ve bunların komutanları vardır. 1.
Kolordu Komutanı Mehmed Ali Paşa, 2. Kolordu Komutanı Çolak Faik
Paşa, 3. Kolordu Komutanı Esat Bülkat Paşa, 5. Kolordu Komutanı
Fevzi Çakmak Paşa, 6. Kolordu Komutanı Hilmi Paşa, 14. Kolordu
Komutanı Cevat Çobanlı Paşa. Hatta 22 adet de tümenimiz var orada.
Ama şehitliklerde öne çıkarılan sadece 19. İhtiyat Tümeni’dir. Üç
ordumuza ve komutanlarına ait, kolordularımız ve komutanlarına ait,
tümen ve komutanlarına ait bir tane anıt bulmanız çok zor. Ancak,
3. Kolordu’ya bağlı 19. İhtiyat Tümen kumandanlığını bilmeyen yok
gibidir. Bir de 5. Ordu Kumandanı L. V. Sanders Paşa’nın adı geçer
o kadar. Mesela muharebenin en zor yerinde en zor çarpışmaları
yöneten ama bir karış toprak vermeyen 2. Ordu Kumandanı Mehmed
Vehib (Kaçi) Paşa’nın karargâhının olduğu yer de bilinmez. Anıtı da
yoktur, adını anan da. Sadece 1941 yılında Fevzi Çakmak’ın
karargâhının olduğu yere 2.5 metrelik bir anıt dikilmiş. Fakat onun
bulunduğu yere de, 'Bakı Terası(!)' adı verildiği için kimse
bilmiyor ve gidip görmüyor.
ŞEHİTLİKLER RUHUNU KAYBEDİYOR
Gelibolu Yarımadası’ndaki savaş sahasında şu ana kadar yapılan 11
şehitliğimiz, 5 de anıtımız vardı. Vardı diyorum çünkü son yıllarda
başlatılan bir çalışma ile bu şehitliklerimizin manevi havası,
motivasyon özellikleri kaybediliyor.
Şehitlik yapma çalışmalarında maksat, ziyarete gelen insanların
vatanın, bayrağın, dinin, namusun ve özgürlüğün nelere mal olduğunu
ve bu değerlerimiz için neleri verdiğimizi hissettirecek şekil
verilmeye çalışılmıştı. Her şehitliğe girişte insanların bu
duyguları perçinleniyor, aidiyet duyguları yeşeriyor ve bu
değerlerini sahiplenmelerine sebep oluyordu.
Son yıllarda yapılan şehitliklerde kolaycılığa kaçılmış ve sadece
memleket ve şehit isimleri listeler haline çevrilmişti. Ama
bahsettiğim şekilde yapılmış 5 şehitlik bile ziyaretçileri geçmişle
buluşturmaya yetiyordu. Şu anda büyük değişiklikler yapıldı. Çok
büyük masraflarla göze hoş gelecek şeyler yapılıyor. Şekil öne
çıkarılıyor ama işin ruhu gidiyor. Ziyaretçileri geçmişe götürecek,
şehitlerle buluşturacak özellikler kaldırılıyor. 'Tarihe Saygı
Projesi' adı altında yürütülen çalışmalarda bilerek yahut
bilmeyerek, çok önemli bir motivasyon kaynağımız yok oluyor.
HADİS-İ ŞERİFLER KALDIRILDI
Mesela; ilk olarak 57. Alay Şehitliği. İlk yapıldığında şehitliğe
girişte ziyaretçileri karşılayan ve çok uzaktan bile okunan bir
Hadis-i Şerif vardı. Bu kaldırıldı. Yan tarafa bir yere, şekli de
bilhassa bozularak kondu ama okunması görülmesi mümkün değil.
İkincisi; şehitliğin girişinde sol tarafta şadırvan vardı o da
kaldırıldı ve arasan da bulunmayacak bir yere taşındı.
Üçüncü olarak; şehitliğin ilk girişinde sağ tarafta 57. Alay'ın
kumandanı için yapılmış mezar taşında 'Manastır Yarbay Alay
Komutanı Hüseyin Avni Bey' yazıyordu. Şimdi özellikle 'alay
komutanı' kısmı kaldırıldı.
KIRMIZI AYYILDIZ SİLİKLEŞTİRİLDİ
Bütün mezar taşlarında; en üstte kırmızı ay yıldız, altında o
şehidin memleketi, altında birliği, altında baba adı ve şehidin adı
ve en altta da şehidin yaşı bulunuyordu. Şimdi ay yıldız bütünden
görülmez, renksiz hale getirildi. Boyanacaktır da biz
yanılıyoruzdur inşallah. Memleket adı en alta indirildi. Yaşlar
kaldırıldı, doğum tarihi ve ölüm tarihi şekline getirildi. Buraya
gelen insanlar nüfus memuru mu ellerinde hesap makinesiyle 'Acaba
bu şehidimiz kaç yaşındaymış?' diye çetele tutacaklar?
Son olarak, anıtın duvarlarında şehit listeleri renkli okunuyordu.
Şimdi asla okunmuyor, bunların da renklendirilmesini bekliyoruz...
Sizin anlayacağınız, göze hitap eden ama insan duygularına ve
ruhuna hiçbir şey anlatmayan taş yığınına çevriliyor buralar.
Bu sene de Akbaş Şehitliğimiz gitti. Burası da tamamen ruhundan
koparıldı, taş yığını haline getirildi. Aynı şekilde ay yıldız
gitti, memleket isimleri okunmaz hale geldi, bilhassa şehitlerin
yaşları gitti. Girişte mısralar ve beyitler vardı, gitti. Eski
şeklinde şehitlik girişinde Halep vapurumuzun vuruluşu
anlatılıyordu, o da gitti. Bir Mehmetçiğimizin yaralı bir düşman
askerini taşıdığını gösteren bir anıt vardı, görülmeyen yerde
bırakıldı. Yazılar okunmaz hale getirildi…
KONTROL YOK, DANIŞAN YOK
Bildiğim kadarıyla yapılan çalışmaları kontrol eden yok. Alan
kılavuzlarına danışılmıyor. Projeyi yapanlar veya onaylayanlar için
görsellik belki daha önemlidir. Ama bu böyle olmamalı. Şehitler
Diyarı’nın geleceği iki insanın dudakları arasına bırakılmamalı.
Çünkü bu topraklar hepimizin. Gelecek nesillerimiz için buralardan
motivasyon kaynağı olarak nasıl faydalanabiliriz, milli ve manevi
birlik ve beraberliğimize buradan nasıl bir katkı elde ederiz bunu
düşünmemiz lazım. Benim rahatsızlığım bunun içindir.
Klasik tarifle; tarih bir milletin ortak hafızasıdır. 'Çanakkale
Zaferi' bizim hem ortak hafızamız, hem ortak motivasyon kaynağımız
ve hem de kavmiyetçilik yapılmadığı zaman neleri
başarabileceğimizin dünyaya ilan edişimizdir. Yani 'Çanakkale
ruhu'nun şahlanışıdır. Gelibolu Yarımadası’nda bu toprağın bağrına
tek bir kazma vururken bile şekil ve görselliğe değil, bu ruhu
besleyecek yapılaşmalara dikkat etmek lazımdır. 100. yıl için
önemli ve büyük yatırımlar yapılıyor şehitliklerimizde. Devlet
ricalinden ricamız, bu diyarda yapılacak çalışmalarda şehitlerimizi
incitmeden, milli manevi değerlerimizi zedelemeden büyük bir
hassasiyetle çalışmalar yapılmasıdır.”
CİHAN
Yorumlar