Filistin’in kalbi Kudüs İngiltere'den 'özür' bekliyor
- Kudüslü Fahuri: - “Burası Filistin. Peygamberler diyarı, Müslümanlara vadedilen topraklar, mahşer ve menşer alanıdır burası. Bu diyar hiçbir zaman İsrail’in olmadı. Ancak maalesef topraklarımızı kendi aralarında yaptıkları anlaşmalarla İsraillilere teslim ettiler. Şimdi bizden özür dilemeliler ve İsrail’e verdiği vatanımızı geri vermeliler.” - Kudüslü Amir: - “İngiltere, tarihi hatasını telafi etmelidir. Sadece sözle özür dilemek yeterli olmaz. İngiltere’nin suçu çok daha büyük. Milyonlarca insanın zorunlu göçe maruz bırakılmasına sebep olmuştur. Bütün bu suçları telafi edecek bir özür dilemeli yoksa sözlü özür yeterli değildir.” - Kudüslü Hüseyin: - “Uğursuz Balfour Deklarasyonu, Yahudilerden yüksek mali meblağları almayı hedefleyen kişisel hesapların da olduğu bir vaattir. Bunun üzerine tarihin en kadim toprakları olan Filistin’i onlara peşkeş çektiler. İngiltere tarihte de halde de bir sömürge devletidir. Halkların mukadderatıyla oynayan İngiltere sözde Büyük Britanya bugün Balfour’u kutlayacakmış ancak bize ise hasret ve acıyı miras bıraktı.”
KUDÜS (AA) – ESAT FIRAT – İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur
James Balfour’un yüz yıl önce bugün yayınladığı bir bildiriyle
Yahudilere üzerinde bir “vatan” kurulmasını öngördüğü Filistin
topraklarının kalbi sayılan Kudüs’te yaşayan Filistinliler,
İngiltere’den tarihi “hatasını” telafi edecek “fiili” bir özür
beklentisi içinde.
Anadolu Ajansı (AA) muhabiri, Balfour Deklarasyonu’nun 100. yılı münasebetiyle İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’ün can damarı sayılan Salahaddin Caddesi'ndeki Filistinlilerin görüşlerini aldı.
İşgalin kendisini en çok hissettirdiği, ciddi boyutlara ulaşan
Yahudileştirme politikalarına maruz kalan, Filistin’in işgal
altındaki başkenti olan Doğu Kudüs, Balfour Deklarasyonu’nun 100.
yılında İsrail’in, Filistinlilerin yaşadıkları mahallelerinden
koparılması planıyla karşı karşıya.
Adını Kudüs’ü Haçlılardan kurtaran büyük komutan Salahaddin
Eyyubi’den alan Salahaddin Caddesi'nde AA muhabirine açıklamalarda
bulunan Filistinliler, İngiltere’ye Filistinlilerin yaşadıkları
acıları bir nebze olsun dindirecek “fiili” olarak özür dileme
çağrısı yaptı.
Salahaddin Caddesi'nin uzandığı Kudüs’ün eski şehrinin önemli
kapılarından olan Sahire Kapısı’nda AA muhabirine konuşan 60
yaşındaki Kudüslü Leyla Fahuri, “Öncelikle biz Balfour
Deklarasyonu’ndan söz ettiğimizde ondan ‘uğursuz vaat’ diye
bahsederiz. Sömürge devleti olan İngiltere, kendisinin olmayan
topraklarımızı Yahudilere verdi.” dedi.
İngiltere ve müttefiklerinin İslam’a ve Müslümanlara karşı
birleştiklerini ve Yahudileri Filistin’e getirdiklerini ifade eden
Fahuri, “Burası Filistin. Peygamberler diyarı, Müslümanlara
vadedilen topraklar, mahşer ve menşer alanıdır burası. Bu diyar
hiçbir zaman İsrail’in olmadı. Ancak maalesef topraklarımızı kendi
aralarında yaptıkları anlaşmalarla İsraillilere teslim ettiler.
Şimdi bizden özür dilemeliler ve İsrail’e verdiği vatanımızı geri
vermeliler.” ifadelerini kullandı.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Silvan Mahallesi sakinlerinden
Muhammed Amir de söz konusu deklarasyonu “uğursuz” olarak
nitelendirerek, İngiltere’nin topraklarını gasbederek, işgalci
başka bir topluma teslim ettiğini ifade etti.
İngiltere’nin Filistin toprakları üzerinde yaşayanları görmezden gelerek, toprak sahibi olma haklarını ellerinden aldığını belirten Amir, “İngiltere, tarihi hatasını telafi etmelidir. Sadece sözle özür dilemek yeterli olmaz. İngiltere’nin suçu çok daha büyük. Milyonlarca insanın zorunlu göçe maruz bırakılmasına sebep olmuştur. Bütün bu suçları telafi edecek bir özür dilemeli yoksa sözlü özür yeterli değildir.” dedi.
- "Biz kararlılıkla direnmeye devam edeceğiz"
İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgaline şahitlik eden 65 yaşındaki Hani
Muhammed Hüseyin ise, Filistinlilerin artık bir kez daha şartlar ne
olursa olsun, hayatın bütün zorluklarına rağmen yaşadıkları yerleri
asla terk etmeyeceklerini vurguladı.
Üç defa “Biz kararlılıkla direnmeye devam edeceğiz.” cümlesini
tekrarlayan yaşlı Filistinli Hüseyin, “Uğursuz Balfour
Deklarasyonu, Yahudilerden yüksek mali meblağları almayı hedefleyen
kişisel hesapların da olduğu bir vaattir. Bunun üzerine tarihin en
kadim toprakları olan Filistin’i onlara peşkeş çektiler. İngiltere,
tarihte de halde de bir sömürge devletidir. Halkların
mukadderatıyla oynayan İngiltere, sözde Büyük Britanya, bugün
Balfour’u kutlayacakmış ancak bize ise hasret ve acıyı miras
bıraktı.” şeklinde konuştu.
Bir başka Kudüslü Abdullah el-Kisvani ise, “Geçen yüz yıl
boyunca Filistinlilerin büyük acılar yaşamasına neden olan bu
uğursuz deklarasyon, modern tarihe Filistin halkının hakları
aleyhine büyük bir katliam olarak geçmiştir.” dedi.
Filistinli Kisvani, insanlık vicdanının Filistin halkının
yaşadıkları karşısında suskun kaldığını belirterek, “İnsanlık
vicdanı, özellikle Filistin içinde ve dışında bulunan Filistin
mülteci kamplarında yaşanan acılar karşısında suskun kalmıştır. Bu
halk haklarını elde ederek kendi kaderini belirlemeli ve devletini
kurmalıdır. Bu münasebetle dünyanın özgür halklarına, İngiltere’yi
Balfour’u telafi edecek kararlara zorlaması için Filistin halkının
yanında durma çağrısı yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu işgal altındaki Doğu
Kudüs’ün Eski Şehir sakinlerinden olan Muhammed Abdullatif de
Sahire Kapısı’nda yaptığı açıklamada, “Başta Kudüs olmak üzere
Filistin’i payimal eden bu uğursuz vaadin acılarını o günden bugüne
hâlâ yaşıyoruz.” dedi.
Abdullatif, Filistin halkının 4 bin yıldan fazladır bu topraklarda yaşadığını belirterek, “Biz bu toprakları ve bu topraklara olan sevgimizi atalarımızdan miras aldık. İngiltere, bu toprakların bir zerresine dahi sahip değilken kalkıp buraları başkasına vermiştir. Ancak bugün İngiltere’den ve onun yanında duran herkesten bu hatayı telafi edecek fiili bir özür beklentisindeyiz.” şeklinde konuştu.
- Balfour Deklarasyonu
Birleşik Krallık, 2 Kasım 1917'deki Balfour Deklarasyonu ile
Filistin topraklarında bir İsrail "vatanı" oluşturulmasını öngören
projeye açıktan destek veren ilk büyük devlet olmuştu.
Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Alfred Balfour, bu desteği
siyonist kampanyanın önemli figürlerinden Lord Walter Rothschild'e
yazdığı mektupla ilan etmişti. Deklarasyon, İsrail devletinin
kurulmasına giden süreçte en önemli kilometre taşı olarak
görülüyor.
Tarihe "Balfour Deklarasyonu" olarak geçen 67 kelimelik mektupta Filistin topraklarında İsrail "vatanı" oluşturulmasına verilen desteğin yanında bölgede mevcut halkın haklarına zarar gelmemesinin sağlanacağı da vadediliyordu.
Yorumlar