Yıldırım: Bize verilen sözler tutulmadı

Başbakan Binali Yıldırım İspanya'ya düzenlediği ziyarette Yeni Ekonomi Forumu'nda konuştu. Yıldırım, AB ile anlaşmaya vardıklarını ancak verilen sözlerin tutulmadığına dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol
Yıldırım: Bize verilen sözler tutulmadı

Başbakan Binali Yıldırım İspanya'da ekonomi forumunda yaptığı konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;

AB ile anlaşmaya vardık. Vize muafiyeti sağlansın, artı gümrük birliği de güncellensin. Anlaştık, el sıkıştık, günlük göçmen geçişi 50'nin altına düştü. Ancak bize verilen sözler tutulmadı.

Türkiye'nin jeopolitik olarak özel bir konumu var. Bizim kaderimiz bu topraklardır.

İspanya ile ticaretimiz geçen sene yüzde 19 arttı, 13 milyar dolar civarına geldi. Daha güzeli de bu artış her iki ülkenin de kazanacağı yönde bir artış oldu. Kazan kazan esasına göre gelişen bir artış. İspanyol yatırımcılar Türkiye'ye güveniyor ve yatırım yapmaya devam ediyor.

Türkiye'ye yatırım yapmak 3.5 saatte 60 ülkeye ulaşarak 1.5 milyar nüfusa hitap etmek anlamına geliyor.

İspanya medeniyetlerin buluştuğu bir alan. Burada herkes asırlarca beraber yaşamış. O yüzden İspanya'da aşırıcılık yok. Irkçılık yükselişte değil. Ama maalesef bazı Avrupa ülkelerinde durum böyle değil.

Suriye'de sorunun sebebi de biz değiliz başlatanı da.

3,5 milyon mülteciye biz 8 yıldır kucak açıyoruz, evimizi, aşımızı paylaşıyoruz. Onlara sağlık, barınma ve eğitim hizmeti veriyoruz. 30 milyar dolar bütçemizden harcadık. Bunu seve seve yaptık. Dostlarımızdan aferin iyi yapıyorsun demelerini ve onların da elini taşın altına koymalarını bekliyoruz. 3 milyar euro söz verildi, ikinci 3 milyar euro da verilecek denildi. Daha 3 milyar euronun 3'te 1'ini alamadık, üzerinden 3 sene geçmesine rağmen.

Akdeniz barışın denizi olsun. Bu noktada İspanya ile Türkiye'ye büyük sorumluluk düşüyor.

Huzur olmayan güven olmayan yerde yatırım olmaz. Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüdü. Çevremizde yaşananlara rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. Neden; Güçlü iktidar sürekli istikrar...

Sorunların kaynağına inerek çözüm üretmemiz lazım. Daha çok güvenlik boyutlu, daha çok terörü tetikleyecek keskin tedbirler alarak bölgesel sorunları çözemeyiz, Avrupa'nın da Türkiye'nin de güvenliğini sağlayamayız. Biz bölgeye gitmek isteyen 60 bin yabancı savaşçıyı sınırlardan geri döndürdük. Bunlar batı ülkelerinden geliyor. Ne kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kaldığımızı düşünün. Bu şekilde 4 bin 500 yabancı savaşçıyı yakaladık ve cezaevine koyduk. DEAŞ bugün ortak bir sorun, beraber hareket etmemiz lazım, doğru. Türkiye Fırat kalkanı bölgesinde Cerablus'ta Azez'de, El Bab'da tam 3800 tane DEAŞ'lıyı tek başına etkisiz hale getirdi. Oraya 160 bin Suriyeli döndü, yerleşti, çocukları okula başladı. Terörden eser yok.

Benzer şekilde Afrin bölgesinde 350 bin tane Arap, Kürt, Türkmen zorla baskıyla, malları elinden alınarak, çocukları ellerinden alınıp dağa götürülerek terör örgütü tarafından zulmedildi. 350 bin kişi terkedip Türkiye'ye gelmek zorunda kaldı. Bununla da kalmadılar sınırlarımıza büyük büyük tüneller kazarak, Türkiye'ye bugüne kadar 740 tane roket attılar. İki sınır ilimizde 71 sivil hayatını kaybetti. Ondan sonra biz Afrin'e terör operasyonu düzenlediğimizde bazı dostlarımız bundan rahatsız oluyor. Ne yapalım bekeleyelim de terör örgütleri insanları mı öldürsün, zulüm mü yapsınlar. Biz buna rıza gösteremezdik. Bütün terör örgütlerinden Afrin'i temizledik. Şimdi oraya da dönüşler başladı. Neden orada güvenlik var, orada huzur var. Bu çabalarımızın amacı Suriye'de kalıcı barışı tesis etmek, BM cenevre insiyatifine yardımcı olamak.

Yorumlar