Yeşil Yol'a 10 bin fidan

- Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu: "(Cerattepe'de madencilik faaliyetleri) Bana göre, dünyada en pahalı ve en çevreci işletme bu bakır işletmesi olacak. Buna yürekten inanıyorum. Çünkü biz her türlü tedbiri aldık" - "Yeşil Yol projesi kapsamında Trabzon'da 10 bin fidan dikildi" - "Enerjide büyük bir pasta var. Dolayısıyla biz HES'leri yaptıkça enerji fiyatı dengeleniyor. Bizim devreye soktuğumuz hidroelektrik santraller olmasa elektrik fiyatı, bugünkü fiyatın iki veya üç katı olur. Elektriğin sigortası HES'lerdir." - "2015-2019 yıllarını kapsayan 5 yıllık sürede 5 bin köyde gelir getirici türler ile 32 bin 429 hektar alanda orman tesis edilmesi planlandı" - "Şu ana kadar bin 702 köyde, 4 milyon 200 bin ceviz, badem, kestane, dut, fıstıkçamı, alıç, ahlat, kuşburnu, defne, keçiboynuzu ve aşılı zeytin fidanı dikildi ve dağıtıldı"

Google Haberlere Abone ol
Yeşil Yol'a 10 bin fidan

ANKARA (AA) - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 8 ilin önemli yaylalarını, turizm merkezlerini birbirine bağlayacak Yeşil Yol Projesi kapsamında iddia edilenin aksine az sayıda ağaç kesildiğini belirterek, "Kesilen ağaçların yerine Trabzon'da 10 bin fidan dikildi." dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu hatırlatarak, rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelinin az olduğunu, doğalgaz ve termik santrallere de karşı çıkıldığı için geriye sadece yenilenebilir ve temiz enerji kaynağı olarak hidroelektrik santrallerinin (HES) kaldığını söyledi.

Dünyada hidroelektrik santrallerinin teşvik edildiğini belirten Eroğlu, 30-40 yıl önce ABD, Kanada, Finlandiya gibi ülkelerde hidroelektrik potansiyelinin yüzde 80'inin kullanıldığına dikkati çekti.

Eroğlu, geçmişte su kaynakları potansiyelinin yüzde 15'i kullanılırken şimdi yüzde 51'i yakalayabildiklerini ancak bunun da yeterli olmadığını ifade etti.

- "HES'ler olmasa elektrik fiyatı bugünkünün üç katı olurdu"

Eroğlu, HES'lere karşı çıkılmasının sebeplerini şöyle anlattı:

"Çevreyi tahrip ediyor, suyumuzu satıyorlar, derelerimiz satılıyor, dereler kirleniyor, çaylıklar zehirleniyor şeklindeki propagandalara samimi olarak inananlar var. Onlara bir şey dediğim yok. Ama esas itibarıyla enerjide büyük bir pasta var. Dolayısıyla biz HES'leri yaptıkça enerji fiyatı dengeleniyor. Bizim devreye soktuğumuz hidroelektrik santraller olmasa elektrik fiyatı, bugünkü fiyatın iki veya üç katı olurdu. Elektriğin sigortası HES'lerdir. Bir zarar yok. Üstelik Karadeniz'de HES'ler yapılmasa, taşkınlardan korumak için tersip bentleri, birtakım setler yapmamız lazım."

"Dereler kurutuluyor" şeklindeki iddialara da cevap veren Eroğlu, "Tabii hayatın tamamının devamı için belli bir miktar suyu bırakma mecburiyeti var. Barajda olanlarda belli bir problem yok. Hatta baraj olunca yazın kuruyan dereler dahi kurumuyor." dedi.

- "Oradaki HES firmasının 1 litre suyu satması mümkün değil"

Bakan Eroğlu, tepkilere neden olan su kullanım anlaşmasına ilişkin, "Su kullanım anlaşması imzalıyoruz. Suyu satmak yok. Oradaki HES firmasının 1 litre suyu satması mümkün değil. Çünkü sadece suyun gücünden istifade ederek, elektrik üretip onu serbest piyasaya satacak. HES'ler temiz, yenilenebilir. Türkiye'de fiyatı dengeliyor." bilgisini verdi.

Trabzon'un Of ilçesindeki Solaklı Vadisi'ni örnek gösteren Eroğlu, bölgenin HES'lerden önce ve sonraki fotoğraflarını paylaştı. Rize, Ordu ve Giresunluların, "Böyle yapacaksınız biz buna razıyız." şeklinde talepleri olduğunu aktaran Eroğlu, Rize'deki dereleri de aynı şekilde yaptıklarını dile getirdi.

Rize'de 23 Kasım Çarşamba günü "4. Ulusal Taşkın Sempozyumu" düzenleyeceklerini belirten Eroğlu, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile bu konferansa katılacaklarını bildirdi. Eroğlu, taşkınları önlemenin bir yolunun da HES'lerin yapılması olduğuna işaret etti.

"HES'ler yapılınca zehirli su çıkacağı" yönündeki iddiaları yalanlayan Eroğlu, "Suyun zehirlenmesi mümkün değil. Kimyasal madde kullanılmıyor. Bu külliyen yalan, kuyruklu yalan. Hatta HES'lerden çıkan su, oksijeni daha bol, daha temiz sudur. HES'e girerken birtakım sürüntü maddeleri orada alacak ki daha temiz, berrak olsun, türbin çarklarına zarar vermesin diye. Neticede çıkan su da oksijeni bol su." diye konuştu.

- "Dünyada en pahalı ve en çevreci işletme bu bakır işletmesi olacak"

Artvin'in Kafkasör Yaylası Cerattepe mevkisinde yürütülen madencilik faaliyetlerine ilişkin tepkilerin hatırlatılması üzerine Eroğlu, "Çevreyle uyumlu madenciliğe destek veriyoruz ama vahşi madenciliğe karşıyız." dedi.

Madencilik faaliyetlerini yürüten firmayla kendisinin de konuştuğunu anlatan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Onlara 'Burada açık işletme olmaz.' dedim. 'Ormanları tahrip etmeden madeni al. Burada işletecek yer yok, bunu taşıyıp başka yerde işleteceksin.' Kabul etti. Bu sefer oradaki vatandaşlar bize geldi, 'Yol da olmasın.' dediler. Bunun üzerine ısrar ettik, 'Yol açma, teleferikle taşı.' dedik. Dolayısıyla bana göre, dünyada en pahalı ve en çevreci işletme bu bakır işletmesi olacak. Buna yürekten inanıyorum. Çünkü biz her türlü tedbiri aldık."

- "Yeşil Yol projesi kapsamında 10 bin fidan dikildi"

DOKAP Turizm Master Planı kapsamında öngörülen ve 8 ilin önemli yaylalarını, turizm merkezlerini birbirine bağlayacak Yeşil Yol Projesi'ne ilişkin bilgi veren Eroğlu, iddia edilenin aksine az sayıda ağaç kesildiğini söyledi. Kesilen ağaçların yerine Trabzon'da 10 bin fidan dikildiğini bildiren Eroğlu, "Orada bazı vatandaşlar, kendisine, oğluna, kızına, damadına kaçak yapılar yapmış. Bunlar tespit edilince isyan ediyorlar, 'Kimse gelmesin buralara, yakalanırsak yıkılır.' diye. Çevre adına, yeşilliğin, ormanın kesilmesi adına herhangi bir durum söz konusu değil. İsteyen varsa oraya götürür gösteririz. Ben zaten Çarşamba günü Trabzon ve Rize'deyim. Buyursun, isteyen varsa gelsin oraya gösterelim. Dışarıdan görmeden bu şekilde bir beyanda bulunmak yanlış olur." değerlendirmesini yaptı.

- "Devletten bir kuruş çıkmıyor"

Veysel Eroğlu, enerji türlerinden sadece su ile ilgili olan hidroelektriğin, bakanlığın alanına girdiğini belirterek, bu enerji türünün de Türkiye açısından çok önemli olduğunun altını çizdi.

Geçen sene kurulu güç olarak doğalgazı geçtiklerini vurgulayan Eroğlu, "Türkiye'de doğalgaz bir numaraydı ama şu anda kurulu güç olarak doğalgazı geçmek çok önemli bir şey. HES'lerde 26 bin 655 megavat kurulu güç var, doğalgazda 22 bin 676. Bu bizim için tarif edilemez bir mutluluk. Çünkü dışarıya doğalgaz için para ödüyoruz. Doğalgaz daha kirli ve yılda 15 milyar dolarlık bir tasarruf sağladık. Bu da cari açığın azalmasına çok büyük katkı sağladı." diye konuştu.

Eroğlu, özel sektörle yapılacak muhtemel bir çalışma öncesinde ilk önce ilan verdiklerini anlatarak, işi, bir aylık süre içerisinde müracaat edenlerden kilovatsaat başına en çok katkı payı sunana verdiklerini dile getirdi.

Devlet olarak proje çalışmalarında firmalara çeşitli destekler verdiklerine işaret eden Eroğlu, "Proje sonrasında yapılmaya başlanan yapıları da denetliyoruz. Bununla ilgili kanun da çıktı. Özel sektörün HES'lerle ilgili bir problemi çıkınca, çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu çalışmaları eskiden Devlet Su İşleri yapıyordu, ödenek sıkıntısı yaşanıyordu, inşaatın yapılması çok zaman alıyordu. Özel sektör bunları kendi yapıyor, devletten bir kuruş çıkmıyor, enerjisini de serbest piyasada satacak. Bu firma en sonunda da, 49 yıl sonra, bu santrali bize devredecek." ifadelerini kullandı.

Eroğlu, 2003 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da desteğiyle özel sektörü devreye soktuklarını hatırlatarak, kurumu zarar uğratan çeşitli anlaşmalara son verilmesiyle devletin 65 milyar dolar borç yükünü kaldırdıklarını dile getirdi.

- "14 yılda, 3 milyar 750 milyon fidan toprakla buluştu"

Bakanlık olarak devlet ormancılığından millet ormancılığına geçtiklerine işaret eden Eroğlu, daha önce ormanlara kimsenin giremediğini, sadece yetkililerin yangın söndürme ve kesim faaliyeti yürüttüğünü söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, bu yapıyı değiştirmek, köylüleri yakınlarındaki ormanlarla buluşturmak için olarak çalışmalar yaptıklarını anlatarak şunları kaydetti:

"Köylülerimize bu konuda destek olmak lazım dedik ve 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kuralım diye karar aldık. Hükümet programına girdi. Eylem Planı ile 2015-2019 yıllarını kapsayan 5 yıllık sürede 5 bin köyde gelir getirici türler ile 32 bin 429 hektar alanda orman tesis edilmesi planlandı. Şu ana kadar 4 milyon 200 bin adet ceviz, badem, kestane, dut, fıstık çamı, alıç, ahlat, kuşburnu, defne, keçiboynuzu ve aşılı zeytin fidanı dikildi ve dağıtıldı. Son 14 yılda da orman varlığımızı 1,5 milyon hektar arttırdık. 3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduk."

Yorumlar