Yaşanan olay, selfie görüntülerinin gölgesinde kalmıştı

- Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kırık: - "Bir seri cinayet zanlısının hayatı hikayeleştiriliyor ve bir film kıvamında halka aktarılıyorsa burada medyanın kendisini eleştirel süzgeçten geçirmesi gerekmektedir. Keza polis memurunun Atalay Filiz ile selfie çekmesi de medyada tabiri caizse önemli bir malzeme olarak kullanılmış, neticesinde yaşanan olay selfie görüntülerinin gölgesinde kalmıştır" - "Medyada yer alan bir cinayet haberi insanları etkileyebilmekte, hatta bazı haberlerin kimi zaman rol model oluşturduğu da görülmektedir" - "Atalay Filiz adına oluşturulan bir hayran sayfasının on binin üzerinde beğeniye sahip olması ve hatta kimi kullanıcılar tarafından övgü dolu sözlerin yazılması sosyal medyanın geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Türkiye’de sosyal medya kullanımı oldukça sorunlu ve amacından uzaktır"

Google Haberlere Abone ol
Yaşanan olay, selfie görüntülerinin gölgesinde kalmıştı

İSTANBUL (AA) - İSMAİL ÖZDEMİR - Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, seri cinayet zanlısı Atalay Filiz haberlerinin medyada işlenme şeklinde sorunlar bulunduğunu ifade ederek, "Polis memurunun Atalay Filiz ile selfie çekmesi de medyada tabiri caizse önemli bir malzeme olarak kullanılmış, neticesinde yaşanan olay, selfie görüntülerinin gölgesinde kalmıştır" dedi.

Kırık, seri cinayet zanlısı Atalay Filiz'e ilişkin haberlerin medyada işlenmesi ve sunumu konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Yrd. Doç. Dr. Kırık, medyanın 4'üncü kuvvet olduğunu, sosyal medyanın insanların hayatına girmesiyle duygu ve düşüncelerini daha hızlı aktarır hale geldiğini anlattı.

Medyanın, "seri katil" olarak ifade ettiği Atalay Filiz konusunu ele alış şeklini, olayı sunuş tarzını eleştirel perspektiften geçirmesi gerektiğini kaydeden Kırık, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Günümüzde medyanın tiraj ve reyting kaygısı, haberlerin, olayların senaryolaşmasına neden olmuştur. Yani haberin ilgi çekici bir şekilde sunulmasıyla daha fazla izleyicinin, okuyucunun sürece dahil edilmesi planlanmaktadır. Haberden ziyade haberin hikayeleştirilerek aktarılması günümüz medyasının en temel sorunları arasında yer almaktadır. Nitekim Atalay Filiz olayında da bu durum açık bir şekilde görülmüştür. Bilindiği üzere kitle iletişim araçlarının haber verme gibi temel bir işlevi bulunmaktadır. Ancak bir haberin kime ve neye hizmet ettiğinin de sorgulanması gerekmektedir. Medyanın konumlandırılışı ve sunuşu göz önüne alındığında Atalay Filiz olayı, 2014 yılında sosyal medya hesabından video paylaşarak intihar eden Mehmet Pişkin olayının farklı bir versiyonudur. Bir seri cinayet zanlısının hayatı hikayeleştiriliyor ve bir film kıvamında halka aktarılıyorsa burada medyanın kendisini eleştirel süzgeçten geçirmesi gerekmektedir. Keza polis memurunun Atalay Filiz ile selfie çekmesi de medyada tabiri caizse önemli bir malzeme olarak kullanılmış, neticesinde yaşanan olay selfie görüntülerinin gölgesinde kalmıştır."

- "Medya, toplumsal çıkarları ön plana almalıdır"

Ali Murat Kırık, seri cinayet zanlısı Atalay Filiz’in "nasıl kaçtığı, nelerle karşılaştığı, üzerinden kaç para çıktığı" gibi konuların gündemi meşgul ettiğini aktararak, bu tarz haberlerin veriliş tarzında “özendirici” unsurların bulunduğunu, kamuoyuna kötü bir örnek sunulduğunu belirtti.

Haberin veriliş tarzının, ilgili medya kuruluşunun sorumluluğunda olduğunu dile getiren Kırık, "Bugün medyanın geldiği nokta irdelendiğinde, sorumluluk almaktan uzak, sadece hızlı tüketimi baz alan haberlerin yapıldığı görülecektir. Atalay Filiz’in zeki olması ve bu özelliğinin ön plana çıkarılması da seri katillerin zeki olduğu düşüncesini pekiştirmekte ve halka sunmaktadır. Medyada yer alan bir cinayet haberi insanları etkileyebilmekte, hatta bazı haberlerin kimi zaman rol model oluşturduğu da görülmektedir. Görüleceği üzere bu noktada hassas bir şekilde hareket etmek mecburidir. Medya, kendi ekonomik çıkarlarını değil, toplumsal çıkarları ön plana almalıdır" diye konuştu.

- "Medya okur-yazarlığı dersi zorunlu olmalı

Facebook, Twitter, Instragram gibi sosyal paylaşım ağlarında da Atalay Filiz adına açılmış birçok beğeni sayfası ve sahte hesabın yer aldığını aktaran Kırık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Aslında bu durum medyadaki sorundan çok daha büyük ve düşündürücüdür. Atalay Filiz adına oluşturulan bir hayran sayfasının on binin üzerinde beğeniye sahip olması ve hatta kimi kullanıcılar tarafından övgü dolu sözlerin yazılması sosyal medyanın geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Türkiye’de sosyal medya kullanımı oldukça sorunlu ve amacından uzaktır. Farklı olmak ve kendini olduğundan farklı göstermek, sahte hesapların varlığı, dezenformasyon ve manipülasyon Türkiye’de sosyal medyanın temel problemlerinden yalnızca birkaçıdır. Debord’un ifade ettiği gösteri toplumu kavramı sosyal medyada vücut bulmakta ve bu tarz durumları adeta kaçınılmaz kılmaktadır. Sosyal medyada birçok takipçiye, hayrana sahip olan müzisyen Özcan Deniz’in kendine ait hesaplarında Atalay Filiz’e benzeyen birisiyle fotoğraf çektirip, paylaşması fakat tepkiler üzerine kaldırması da az önce bahsedilen sorunların birer uzantısıdır. Sosyal medya, özellikle Türkiye’de dikkati çekmek, gündem oluşturmak amacıyla kullanılmaktadır. Kullanıcıların sosyal medyayı doğru anlaması ve anlamlandırması gerekmektedir. Burada vurgulamamız gereken medya okur-yazarlılığının artık zorunlu bir ders durumuna gelmesi gerektiğidir. Günümüz koşulları göz önüne alındığında bu dersi İletişim Fakültesi mezunlarının vermesi de elzem bir durumdur. Ancak bu şekilde bu tarz olaylara doğru bir yaklaşım sağlanacaktır."

Yorumlar