Vurulan oğlunu bırakıp direnmeye devam etti

- FETÖ'nün darbe girişiminin olduğu gece Genelkurmay Başkanlığı önüne giden Aysun Topal, açılan ateş sonucu yaralanan oğlunu bırakarak, darbeye direnmeye devam etti - Anne Topal: - "Ben sadece dedim ki 'Ecel geldiyse gider.' Dua ettim 'Rabbim evladımın canını imanlı, Kur-an'lı al. Nasıl olsa can vereceğiz. Ama o anda en çok bu ülkeyi koru ya Rabbim bu güzel ülkeyi koru, bütün İslam'ın birleştiği bu köprü ülkeyi koru' dedim" - "Allahıma çok şükürler olsun, Recep Tayyip Erdoğan başa geldikten sonra biz dinimizi, imanımızı onun sayesinde öğrenmeye başladık. Konuştuğu her lafta Allah adı vardı, şükür vardı. Recep Tayyip Erdoğan geldikten sonra vatan sevgisini öğrenmeye başladık"

Google Haberlere Abone ol
Vurulan oğlunu bırakıp direnmeye devam etti

ANKARA (AA) - ZEHRA AYDIN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin olduğu gece Genelkurmay Başkanlığı önüne giden 48 yaşındaki Aysun Topal, açılan ateş sonucu yaralanan oğlunu bırakarak, darbeye direnmeye devam etti.

Topal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbe girişiminin olduğu gece saat 22.00 civarında televizyonu açtıklarında İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın "Kalkışma var, insanlar sokağa çıksın" sözünü dinleyince, ilk başta kalkışmanın ne olduğunu anlayamadığını belirtti.

"Daha sonra Tayyip Erdoğan'ı, küçücük telefona sıkışmış bir vaziyette görünce, artık yürek durmadı. Tayyip Erdoğan çağırır da biz gitmez miyiz? Bu adam yıllardır bu ülke için neler yaptı?" diyen Topal, çocuğuna "Hadi kalkın, nasıl vatanseversiniz, koskoca Tayyip Erdoğan seni çağırıyor da sen hala internetin başında mısın?" dediğini aktardı.

Kız kardeşinin de kendisini arayarak "Abla çocukları durduramıyorum" dediğini, kendisinin de "Durdurduğun hata, siz de çıkın" karşılığını verdiğini söyleyen Topal, toplanıp Meclis'e gittiklerini kaydetti.

Meclis'ten sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne gittiklerini ve aklına askerlerin ateş açacağının gelmediğini, "Tayyip Erdoğan'ın arkasındayız, kalkışma neymiş biz size gösteririz" mantığıyla yola çıktıklarını ifade eden Topal, "Meclis'in oraya gidince her yer ana baba günü, genç kızlar, delikanlılar, 'vatan, Allah'u Ekber' sesleri... Biz doğruca Genelkurmay'ın önüne gittik. Burada asker silahla ateş ediyordu. Oradan diyorlar 'Annem geri çekil.' Ben diyorum 'Niye geri çekilelim, bizi öldürecekler mi sanki?' Ben hala düşünemiyorum, bizi yaralayacak sadece sanıyorum. O gençlerin vurulup, döküldüğünü gördükçe 'Bunlar bize resmen öldürmek için ateş ediyorlar' dedim." diye konuştu.

- "Vatan sevgisinden başka hiçbir şey gelmedi aklıma"

Olay anında korkmadığını, aklına "vatan, ezan, bayrak" geldiğini vurgulayan Topal, şunları kaydetti:

"O arada çocuğum vurulmuş, vurulduktan sonra kız kardeşim, kızım bağırdı 'Eren vuruldu, Eren vuruldu.' Benim oğlum hiç aklıma bile gelmedi, ben onlara bağırıyorum, 'Oğlum vurulursa vurulsun, dert değil, eceli geldiyse gider, gelmezse zaten hastaneler var, götürün siz' dedim. 'Sen de gel' dediler. Ben niye geldim buraya? 'Oğlum, kızım, bacım vuruldu' diye peşine düşmek için gelmedim. Askere bağırıyorum 'Senin adın Mehmet, Hüseyin, Ahmet değil miydi? Sen Hazreti Muhammed Aleyhisselamın, Muhammed isminin küçüğü Mehmetçik değil miydin? Sen nasıl bir süt emdin de bu vaziyete geldin. 'Fetoş'un bilmem neleri' diye bağırdım, artık. Zaten aklımdan o lanet tohumu Fetoş hiç çıkmadı, size neler verdi de Fetoş, siz Türk halkına, bu Müslüman halka bunu yapıyorsunuz?"

Oğlunun vurulduğunu öğrendiğinde hissettiklerini anlatan Topal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben sadece dedim ki 'Ecel geldiyse gider. Dua ettim 'Rabbim evladımın canını imanlı, Kur-an'lı al. Nasıl olsa can vereceğiz. Ama o anda en çok bu ülkeyi koru ya Rabbim bu güzel ülkeyi koru, bütün İslam'ın birleştiği bu köprü ülkeyi koru' dedim, benim aklıma bu geliyordu. Ecel geldiyse gidecek, yaralıysa doktorlar var, biraz acı çeksin, acıdan hiçbir şey olmaz. Ağlamak, acı iyidir, insanı daha güçlü yapar. Bunlar aklıma geldi, vatan sevgisinden başka hiçbir şey gelmedi aklıma, Rabbim bizi vatansız bırakmasın. Tek utandığım şey, insanların gece vakti marketleri doldurup, evlere erzak almalarıydı. Senin vatanın elden gidiyor, hiçbir şey yeme."

- "Orada gerçekten solcusu da sağcısı da vardı"

İnsanları artık düşüncesine göre yargılamadığını ifade eden Topal, "Ben asla insanları artık şuymuş, buymuş diye ayırmayacağım. Orada gerçekten solcusu da sağcısı da vardı. MHP'lisi de vardı, vatan sevgisiyle gelen CHP'lisi de vardı, hepsi vardı, ben bunlara şahit oldum. O anda sadece 'dua edin' dedim, Rabbim duaları kabul eder, darda kalmışsın, mazlumsun. Mazlumun ahı kalır mı, duasını geride bırakır mı? 'Rabbim görünmez güçlerinle bunlara yardım et' dedim. Gerçekten Rabbim bize yardım etmeseydi orada çok ölü olurdu, Rabbim bizi korudu." diye konuştu.

Askerlere "Siz bu Tayyip Erdoğan'dan ne istiyorsunuz? Adam Alevi'yi, Türk'ü, Kürt'ü birbirine sevdirdi" diyerek bağırdığını aktaran Topal, artık herkesin birbiri ile dost olduğuna dikkati çekti.

Eskiden temizlik yaparak kazandığı parayı sadaka niyetine Fetullah Gülen'in cemaatine verdiğini söyleyen Topal, o zamanlar kandırıldığını, MİT tırlarının durdurulması olayında gerçeği fark ettiğini söyledi.

- "Ben gitmiyorum da kim gidecek?"

Geçmiş olsun ziyaretine gelenler olduğu için demokrasi nöbetine katılamadığını belirten Topal, "(Allahım bir gün daha gitmek bana nasip olsun) dedim. Allah da şahit Tayyip Erdoğan beni çıkartsın desin ki, 'sokaklara dökülün' ben yine durmam. Allah'ıma çok şükürler olsun, Recep Tayyip Erdoğan başa geldikten sonra biz dinimizi, imanımızı onun sayesinde öğrenmeye başladık. Konuştuğu her lafta Allah adı vardı, şükür vardı. Recep Tayyip Erdoğan geldikten sonra vatan sevgisini öğrenmeye başladık. Rabbim onu bu dünyada da öbür dünyada da yüceltsin, onu başımızdan eksik etmesin." şeklinde konuştu.

Eşinde ve oğlunda "Kadının ne işi var orada" mantığı olduğunu dile getiren Topal, "Kurtuluş Savaşı aklıma geliyor. Kadınlar, kızının çeyizlik yorganını mermiye sarıyor, ıslanmasın diye. Ben gitmiyorum da kim gidecek? 'Ben gideceğim, beni durdurmayın, ben gideceğim' dedim." ifadelerini kullandı.

Okumanın önemine değinen Topal, vatan sevgisinin de okumakla geliştiğini belirtti.

- "Askerle göz göze geldim"

Aysun Topal'ın yaralanan 24 yaşındaki oğlu Eren Topal ise Genelkurmay Başkanlığının yakınında olduğunu, jetlerin yakından geçmesiyle halkın daha da korktuğunu anlattı.

Bulundukları alanda şehitlerin ve yaralıların olduğunu ifade eden Topal, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Genelkurmayın orada, kaldırım kenarında beklerken askerle göz göze geldim. İlk atışında plastik mermi attı, sekti o, kaldırım taşına çarptı. Ben korktum, birden eğilmeye başladım. Ondan sonra askerle göz göze geldim. Göz göze geldiğimde bir mermi kalp hizasından girince kolumun arka tarafından omuza kadar bir titreşim hissettim. Ben o titreşime rağmen hala oradaki insanlara yakın olmak istedim. Oradan uzaklaşmak istemedim. Yol üzerinde 4-5 araç beni hastaneye götürmek için almadı, Allah öyle insanların ellerine düşürmesin. Meclis'in orada bir vatandaşımız durdu, sağolsun ablamın eşinin de yardımı ile arkadaş arabaya aldı beni, hastaneye götürdü."

Aysun Topal'ın kardeşi Ali Ekici de darbe girişiminin olduğu gece Çankaya Köşkü'nün önünde olduğunu belirterek, "Ablam aradı, 'Eren vuruldu. Hacettepe acile gel' dedi. Hemen arkadaşımla hastaneye beraber gittim. Hemen Eren'in annesini, ablamı aradım, 'Abla Eren vuruldu, senin daha ne işin var çık gel hastaneye' dedim. Ablam 'vurulursa vurulsun, ona doktorlar bakar, biz buradayız' dedi, getiremedim ablamı." diye konuştu.

Yorumlar