Üzerindeki şehit kanıyla "demokrasi nöbeti"ni sürdürdü

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'e giden, vatandaşların şehit olmasına ve yaralanmasına tanık olan Siirtli Mushap Karakoyun, tişörtündeki şehit kanıyla Kısıklı'da "demokrasi nöbeti" tutanlara destek verdi - Karakoyun: "Şehitler sayesinde bugün buradayız. Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı bizler bugün evlerimizden dışarı çıkamayacak, kaos ortamında hayatımızı sürdürecektik" - "Halkımız yaşanan olaylarda birlik içindeydi. Bizler her zaman bir oldukça bu vatanın bölünmez bütünlüğüne kimse göz dikemez"

Google Haberlere Abone ol
Üzerindeki şehit kanıyla "demokrasi nöbeti"ni sürdürdü

İSTANBUL (AA) - SELAMİ KÜÇÜKOĞLU - Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminde, Boğaziçi Köprüsü'ne giden ve vatandaşların şehit olmasına, yaralanmasına tanık olan Siirtli Mushap Karakoyun, tişörtündeki şehit kanıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konutunun bulunduğu Kısıklı'daki "demokrasi nöbeti"ne katıldı.

Elinde Türk bayrağı, üzerinde şehitler ile yaralananların kanının bulunduğu tişörtüyle darbe girişimine tepki gösteren Karakoyun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlatmaya kelimelerin yetmediğini söyledi.

Darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine Boğaziçi Köprüsü'ne gittiğini ve tek düşüncesinin herkes gibi vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak olduğunu belirten Karakoyun, şöyle konuştu:

"Köprüde yaşadıklarımı ömrüm boyunca unutmayacağım. Bir yandan o gece ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum, diğer yandan ne yapabilirim diye düşünüyordum. Cumhurbaşkanının çağrısını duyunca arkadaşlarımla dışarı çıktık. Evime en yakın yer olan Boğaziçi Köprüsü'nde tankların olduğunu öğrenince hemen oraya doğru yöneldik. Ben gişelerin oradaydım. Bir itfaiye arabası vardı ve onun arkasında askerin bize sıktığı kurşunlardan saklanıp zaman zaman yere yatarak siper alıyorduk. Üzerimize sıkılan kurşunlardan kaçırmaya çalışıyorduk. Bizim orada tek amacımız vardı bu vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak ve geleceğimize sahip çıkmaktı."

Karakoyun, Boğaziçi Köprüsü'nde ve diğer yerlerde darbe girişimine karşı kendini siper edenlerin yanında olmaktan gurur duyduğunu vurguladı.

Yanındaki bazı arkadaşlarının şehit olduğunu, bazılarının ise yaralandığını, kendilerinin de ellerinden geldiği kadar yaralılarla ilgilendiklerini dile getiren Karakoyun, şunları anlattı:

"Bizler gibi Boğaziçi Köprüsü'ne vatan sevdalısı olduğu için gelenlerle yaralıları hastanelere ulaştırma gayretindeydik. Bazılarını motosikletle, bazılarını da sivil araçlarla hastanelere yetiştirmek istedik. Boğaziçi Köprüsü'nde elimizden geldiği kadar darbe girişiminde bulunanlarla mücadele etmeye çalıştık. O gün, o gece orada yaşananları kelimelerle anlatmak mümkün değil. Neler hissettiğimizi, neler yaşadığımızı Boğaziçi Köprüsü'nde olanlar iyi bilir. Bunu orada yaşamak lazım. O anda yaşamayan hissetmez. Vatanın ve milletin için oradasın, tek derdin vatanı kurtarmak. O gün vatan için göğsünü siper edenler, yaralanıp yerlere serilenler vardı. Yanımdaki bir arkadaşım askerin sıktığı kurşunlarla yaralanıp yere düşmemek için kolumdan tutmaya çalıştı. Sonra koluma sarıldı ve yere düştü. O anda ne yapacağımı bilemedim. Arkadaşınız yaralanıyor ve yanınızda kanlar içinde yere yığılıyor."

Karakoyun, yaralananların ve şehit olanların bir çoğunun kanın üzerindeki tişörte bulaştığını ve bu elbiseleri de hiçbir zaman yıkamayacağını söyledi.

Askerlerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybedenleri asla unutmayacağını anlatan Karakoyun, şunları anlattı:

"Bugün o kardeşlerim, o arkadaşlarım burada yok ama onların kanları burada ve demokrasi nöbeti tutuyor. Onlar burada olmasalar da onların kanlarını taşıyan tişörtümle ben buradayım. Onların sayesinde bugün buradayız. Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı bizler bugün evlerimizden dışarı çıkamayacak, kaos ortamında hayatımızı sürdürecektik. Darbe başarılı olsaydı hayatını kaybedenlerin sayısı daha fazla olacaktı. Boğaziçi Köprüsü'ne askerlerin teslim olmasıyla birlikte tankları ele geçirip tamamen oranın alınmasının ardından eve gittim. Anneme şehit ve yaralıların kanlarını taşıyan elbiselerimi yıkamamasını söyledim. Bu kanlı tişörtümü ömrüm boyunca saklayacağım. Bu tişörtümü hiç bir zaman yıkamayacağım ve bu olayın izlerini içimizden kolay kolay atamayacağımızı da biliyorum. Şehitlerimiz içimizde yaşayacak ve bizler de alanlarda demokrasi nöbeti tutmaya devam edeceğiz. Sadece ben değil. Halkımız yaşanan olaylarda birlik içindeydi ve bizler her zaman bir oldukça bu vatanın bölünmez bütünlüğüne kimse göz dikemez."

Yorumlar