UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin (DMK) 40. Oturumu

- Kültür ve Turizm Bakanı Avcı: - "Bizim ortak tarihi ve kültürel mirası paylaştığımız Suriye, Irak ve bölgedeki diğer ülkelerin kültür varlıkları konusunda kendi kültür varlıklarımız, bugün Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki kültür varlıklarımız için nasıl bir hassasiyet taşıyorsak Suriye'nin, Irak'ın ve komşu ülkelerin kültür varlıkları ve onların muhafazası için de aynı hassasiyeti taşıyoruz" - "Bugün de bunun en somut tezahürlerinden biri gerçekleşiyor. Rusya'daki muhataplarımız ve Türkiye'deki muhataplar da bu konuda bir anlayış birliği içinde olduklarını gösteren açıklamalar yapıyor. Bunlar memnuniyet vericidir" - İBB Başkanı Topbaş: - "Biz yerel yönetimler ve yöneticiler olarak, yerel ilişkiyi, yerel diplomasiyi çok önemsiyoruz ve bunun barışa önemli bir katkı sunacağını biliyoruz"

Google Haberlere Abone ol
UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin (DMK) 40. Oturumu

İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "Bizim ortak tarihi ve kültürel mirası paylaştığımız Suriye, Irak ve bölgedeki diğer ülkelerin kültür varlıkları konusunda, kendi kültür varlıklarımız, bugün Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki kültür varlıklarımız için nasıl bir hassasiyet taşıyorsak Suriye'nin, Irak'ın ve komşu ülkelerin kültür varlıkları ve onların muhafazası için de aynı hassasiyeti taşıyoruz." dedi

10-20 Temmuz'da İstanbul'da düzenlenecek UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin (DMK) 40. Oturumuna ilişkin düzenlenen basın toplantısına katılan Avcı, temmuz ayı başında, İstanbul'a çok yakışan uluslararası bir toplantının yapılacağını ifade ederek, "UNESCO, Birleşmiş Milletler kuruluşları içinde, hatta tüm uluslararası kuruluşlar içinde Türkiye'ye, özellikle İstanbul'a en yakışan uluslararası kuruluş. Hangi fonksiyonu açısından bakarsanız bakın, ister eğitim, ister bilim, ister kültür açısından UNESCO Türkiye'ye, Türkiye de UNESCO'ya göre. İnşallah 40. Dünya Miras toplantımız da İstanbul'da gerçekten istisnai bir toplantı olarak tarihe geçecek." diye konuştu.

Türkiye'nin Dünya Miras Komitesi toplantısı için çok fazla ön hazırlık yapıldığının altını çizen Avcı, şunları kaydetti:

"Bu toplantının sadece Dünya Miras listesindeki eserlerin tanıtımına değil, ülkemizin ve İstanbul'un tanıtımına da bir katkıda bulunacağını ümit ediyorum. Bu toplantıda dünya miras listesindeki alanlardan 156'sının durumu gözden geçirilecek. Yani hemen hemen her ülkenin bu listede yer alan eserlerinden birilerinin durumları gözden geçirilecek. Tehlike altındaki dünya miras listesinde bulunanların son durumları gözden geçirilecek. Ayrıca ülkemiz açısından sevindirici bir şey, geçici listeye de ülkemiz adına 17 alan kaydedilecek. Dünyada bu yeni geçici listeye 29 yeni adaylık başvurusu var. Bunları da inceleyeceğiz. Ayrıca ülkemizin daimi listeye sunduğu Ani arkeoloji alanı da bu 29 eserden biri olacak."

Nabi Avcı, Dünya Miras listesinde bin 31 varlığın olduğunu belirterek, "Bunlardan 15'i Türkiye'de. Bu bizim için bir övünç kaynağı ama yeterli mi, değil. Daha da inşallah bunları artıracağız. 163 ülke arasında Türkiye Dünya Miras listesindeki sırası itibarıyla 17. sırada." ifadelerini kullandı.

Son dönemde DAEŞ'in Suriye'de kaçak kazılar ve kültür varlığı kaçakçılığı vasıtasıyla kendisine finansman sağladığı ve bu konuda Türkiye'nin etkisiz kaldığı şeklinde haksız ve çirkin iddiaların gündeme getirildiğini söyleyen Avcı, şöyle devam etti:

"Bizim ortak tarihi ve kültürel mirası paylaştığımız Suriye, Irak ve bölgedeki diğer ülkelerin kültür varlıkları konusunda, kendi kültür varlıklarımız, bugün Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilindeki kültür varlıklarımız için nasıl bir hassasiyet taşıyorsak Suriye'nin, Irak'ın ve komşu ülkelerin kültür varlıkları ve onların muhafazası için de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Bugün ve bugüne kadar yaptıklarımız da bunun en somut kanıtıdır. Nitekim, 2012 yılından beri başlattığımız pek çok girişim de bu mirasın korunması konusunda önemli adımlar atılmasına Türkiye öncülük etmiştir. Suriye kökenli kültür varlıkları için ülkemizin bir pazar, bir geçiş ülkesi olmasının önlenmesi ve şüpheli durumlarda gerekli araştırılmaların yapılabilmesi amacıyla sınır illerimizde kolluk ve gümrük birliklerimizi teyakkuza geçirdik. Bu konuda ciddi bir eğitim süreci başlattık. Uyarılarımız, bu konuda bütün birimlerimizi hassas davranmaya yönlendirmiş durumda."

- "Sadece Türkiye açısından değil, muhataplarımız açısından da olumlu gelişmelerdir"

Bakan Avcı, yurt içi ve yurt dışındaki paydaşlarla yapılan toplantılar sonunda hazırlanan Suriye Acil Durum Kırmızı Listesi'nin, ilgili paydaşlara verildiğini kaydederek, "Türkiye'deki müzelere, özel müzelere, koleksiyonculara, gümrüklerimize, emniyet birimlerimize ve bütün paydaşlarımıza ulaştırdık." dedi.

Terör olaylarına da değinen Avcı, "Yaşanan terör olayları ve çatışmalar bölgemizde, hoyratça kültürel mirasa zarar veriyor. Türkiye'nin bu alandaki merkezi konumu, dünya mirasına, insanımıza, bölgemize karşı sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Ben 40. toplantının bütün bu konuların enine boyuna konuşulacağı, duyarlılıkların pekiştirileceği ve uluslararası camia olarak, ne tür ek tedbirler alabileceğimiz konusunda ışık tutacak bir organizasyon olacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Toplantının ardından yöneltilen soruları yanıtlayan Avcı, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik soru üzerine, şunları söyledi:

"Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız da yaptığı açıklamada, o günkü koşullar itibarıyla iki büyük komşu ülkenin münasebetlerindeki bu düzeyin, tarihi derinliğimize ve komşuluğumuza yakışmadığını, bunun daha ileri düzeylere taşınması gerektiğini özellikle vurgulamıştı. Bugün de bunun en somut tezahürlerinden biri gerçekleşiyor. Rusya'daki muhataplarımız ve Türkiye'deki muhataplar da bu konuda bir anlayış birliği içinde olduklarını gösteren açıklamalar yapıyor. Bunlar memnuniyet vericidir. Sadece Türkiye ve Rusya münasebetleri bakımından değil, bölge ve dünya bakımından da bunlar olumlu gelişmelerdir. Daha da ileri adımlar atılacağını ümit ediyorum. Bunlara sadece şantiye veya plaj olarak bakmıyoruz. Aynı zamanda halkların dostluğu anlamında bunlar önemli adımlardır. İlkesel olarak da doğru adımlardır. Bunların daha ileri taşınacağını hep birlikte göreceğiz inşallah."

Türkiye'nin sadece deniz ve kum turizminden ibaret olmadığının altını çizen Avcı, Türkiye'nin aynı zamanda açık hava müzesi niteliğinde ve kültür turizmi için olağanüstü bir altyapıya sahip olduğunu aktardı.

Türkiye ile İsrail ve Rusya arasındaki ilişkilerin turizme yansımalarının nasıl olacağına ilişkin soruya Avcı, "Turizme de halklarımız arasındaki kültürel ilişkilere de olumlu yansımaları olacaktır. Bunlar, komşu ülkelere yakışan bir düzeye çıkmasına, münasebetlerimizin daha yukarılara taşınmasına vesile olacaktır. Dolayısıyla turizm açısından da kültür açısından da olumlu gelişmelerdir. Sadece Türkiye açısından değil, muhataplarımız açısından da olumlu gelişmelerdir." yanıtını verdi

- Topbaş, Moskova'ya iade-i ziyaret yapacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, söz konusu toplantının dünyaya güzel mesajlar vermesi temennisinde bulunarak, "Önemli bir toplantının arifesindeyiz. İstanbul esasında bunu hak ediyor. Bu konuda gerçekten yoğun bir çaba sarf edildi ve İstanbul kendini gösterdi." dedi.

2010 yılında Avrupa Birliği tarafından İstanbul'un Kültür Başkenti ilan edildiğini dile getiren Topbaş, şu bilgileri verdi:

"Tarihi çeyiz sandığı diyoruz. 3 büyük imparatorluğun katmanlarında izleri var bu şehirde. Her bir noktası çok farklı güzellikler yansıtmakta dünyaya ve heyecan verici bir kimliğe sahip. 9 bin 500 kilometrelik İpek Yolu'yla, 16 bin kilometrelik antik Roma Yolu'nun kesiştiği bir kent. Doğuyla batının buluştuğu kent. Her sabah Asya ve Avrupa'ya güneşin aynı anda doğduğu bir şehirde bu güzelliklerin medeniyetin izlerini taşımakta." değerlendirmesinde bulundu.

Topbaş, İstanbul'un tarihinin kitaplara sığmayacağının altını çizerek, 300 civarında bilim adamının katkılarıyla 10 ciltlik bir eser hazırlandığının altını çizdi.

İstanbul'da yapılacak 40. oturumun büyük anlam taşıdığını da söyleyen Topbaş, büyük bir katılım beklediklerini kaydetti.

Kadir Topbaş, geçen yıl kendisini ziyaret eden Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin'e iadeyi ziyarette bulunacağını belirterek, "Geçen ay itibarıyla Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan'ın Kazan kentinde uluslararası bir toplantıya katıldık. Orada da görüşmelerimiz sırasında biz yerel yöneticiler olarak özellikle ülkelerin yakın ilişki içinde olmasını, dilediğimizi söyledik. Özellikle Türkiye ve Rusya ilişkilerinin gelişmesinden yana olduğumuzu, bu sıkıntılı dönemin ne Rusya'ya ne Türkiye'ye fayda getirmediğini, halklarımızın da bunu istemediğini söyledik. Sayın Moskova Belediye Başkanı'na da bir mektup gönderdik kendilerine iadeyi ziyaret yapmak hususunda. Kendilerinin programları müsait olduğu zaman Moskova'ya bir ziyaret yapacağım. Çünkü biz yerel yönetimler ve yöneticiler olarak, yerel ilişkiyi, yerel diplomasiyi çok önemsiyoruz ve bunun barışa önemli bir katkı sunacağını biliyoruz."

- "Belediyenin bütün imkanlarıyla bu toplantının arkasında olması, bizi gururlandırıyor"

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof Dr. Öcal Oğuz da İstanbul'un kültürel miras, zenginlik ve yaşayan şehir olmak açısından dünyanın hiçbir şehriyle kıyaslanamayacak kadar mükemmel bir şehir olduğunu söyleyerek, "Her şehrin güzelliği var. Hiçbirini reddetmeyelim ama İstanbul bambaşka bir güzelliğe sahip. Böyle bir şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, belediyenin bütün imkanlarıyla bu toplantının arkasında olması, bizi bu bakımdan da gururlandırıyor." dedi.

UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. oturum başkanı Başkanı Büyükelçi Lale Ülker ise toplantıya katılmaktan büyük onur duyduğunu belirterek, görevin kendisine verilmesinden ötürü teşekkür etti.

Toplantının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için ekip olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerini dile getiren Ülker, "Ülkemizin, kurucu 20 devletten biri olduğu Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’da, kültür, en görünür ve önemli etkinlik alanıdır. UNESCO’nun kültür alanındaki amiral gemisi konumundaki 1972 tarihli UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi, uluslararası toplumda ve ülkemiz kamuoyunda bilinirliği en yüksek UNESCO Sözleşmesi’dir." diye konuştu.

Yorumlar