TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı

- Başbakan Yıldırım: (3) - "Bu alçak Feto terör örgütü, milletten kuruş kuruş topladığı himmetleri, garipten gurebadan oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. 'Türkiye'de ekonomi bozuluyor, Türkiye'de insan hakları ihlal ediliyor, Türkiye'de demokrasi uygulanmıyor...' Akıllarına ne gelirse, her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıklarını akılları sıra ekonomi ile oynayarak başaracaklarını düşünüyorlar. Asla başaramayacaklar" - "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak söylüyorum, 2017 çok daha güzel olacak, gereken tedbirleri alıyoruz. Sadece sizi rahatlatmak için söylemiyorum, buna adım gibi inandığım için söylüyorum"

Google Haberlere Abone ol
TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım,"Bu alçak Feto terör örgütü, milletten kuruş kuruş topladığı himmetleri, garipten gurebadan oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. 'Türkiye'de ekonomi bozuluyor, Türkiye'de insan hakları ihlal ediliyor, Türkiye'de demokrasi uygulanmıyor...' Akıllarına ne gelirse her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıklarını akılları sıra ekonomi ile oynayarak başaracaklarını düşünüyorlar. Asla başaramayacaklar." dedi.

Başbakan Yıldırım, bir otelde düzenlenen Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,1960 ihtilalinden hemen sonra IMF'nin 2013'e kadar Türkiye'ye yerleştiğini belirterek, "Türk ekonomisi, 1961'den 2013'e kadar denetlenen bir ekonomiydi. 2013'ten itibaren denetlenebilir ekonomiden çıktık, kendimiz kendimizi denetleyen bir ekonomi haline geldik." ifadesini kullandı.

Para kurlarındaki dalgalanmanın bir, bir buçuk ay kadar daha devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:

"Ne zamana kadar, 20 Ocak'a kadar. Yeni seçilmiş başkan iş başına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak. Seçim kampanyalarında söylenenle, sorumluluk omuzlarınıza yüklenince, söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir, siyasetle hakikat her zaman birbiriyle örtüşmez. Bu Türkiye için değil, dünya için böyle. Siz zannediyor musunuz ki Avrupa'daki söylemler bunu söyleyenlerin gerçek fikri? Elbette değil. Yükselen bir ırkçı ve sağ bir eğilim var Avrupa'da. Avrupa'da 2017'de 5 ülkede seçim var. Bu ne demektir? Belirsizlik demektir. Bu seçimler oluncaya kadar Avrupa'daki bu çok sesliliği duymaya devam edeceğiz.

Bir yandan, Avrupa iç siyasetinin ortaya koyduğu belirsizlik ve siyasetçilerin gelecek kaygısı, diğer yandan Amerika'da yaşanan gelişmeler, bir diğeri bölgemizde var olan 5 senedir devam eden karışıklık. Suriye'de, Irak'ta devlet yok, otorite yok, 5 seneyi geçti. 911 kilometre sınırı olan tek ülke Türkiye. Türkiye, bu kadar iç ve dış sorunlarla bölücü terör örgütünü, Feto terör örgütünü, Rusya ile yaşadığımız sorunları. hepsini bir araya koyun, bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi aynı anda yerle bir olurdu. Allah'a şükür, Türkiye bütün bunların üstesinden gelmeyi başardı. Niye çünkü Türkiye'de istikrar var, güven var."

- "Adım gibi bildiğim için söylüyorum"

Başbakan Yıldırım, son 14 yılda her şeye rağmen, Türkiye'nin 27 çeyrekte art arda büyümesinin en temel nedeninin istikrar, güven ve siyasi güçlü iktidar olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Siz de bunu bildiğiniz için büyüdünüz, açıldınız, yatırım yaptınız. Eğer öngöremeseydiniz bunları yapar mıydınız? Yapmazdınız. Ama hiç kafanız karışmasın, yapmaya devam edin. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak söylüyorum, 2017 çok daha güzel olacak, gereken tedbirleri alıyoruz. Sadece sizi rahatlatmak için söylemiyorum, buna adım gibi inandığım için söylüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Geçici dönemle ilgili tedbirleri aldıklarını ve almaya da devam ettiklerini aktaran Başbakan Binali Yıldırım, "Bu alçak Feto terör örgütü, milletten kuruş kuruş topladığı himmetleri, garipten gurebadan oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. 'Türkiye'de ekonomi bozuluyor, Türkiye'de insan hakları ihlal ediliyor, Türkiye'de demokrasi uygulanmıyor..' Akıllarına ne gelirse her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıklarını akılları sıra ekonomi ile oynayarak başaracaklarını düşünüyorlar. Asla başaramayacaklar." diye konuştu.

- Kısa vadede alınan tedbirler

8 Kasım'dan sonraki dalgalanmada kısa vadede alınması gereken tedbirleri hemen aldıklarını bildiren Yıldırım, bu tedbirlere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Birinci tedbir Eximbank. İhracatçı döviz olarak kredi alıyor, borç alıyor, Eximbank'tan, Merkez'den para alıyor, ihracatını gerçekleştiriyor aldığı parayı ödüyor. 'Döviz olarak aldın mı, geriye Türk parası öde' dedik. 2 milyar dolar daha piyasada para kalsın, nakit ihtiyacı karşılansın. Bu bir tedbir.

İkinci tedbir, TMSF'nin çeşitli kiralamalardan, satışlardan, elinden çıkardığı mallardan 2,5 milyar dolar alacağı var. Bunlar kısa vadeli şeyleri konuşuyorum. 'Bunları da Türk parası olarak al' dedik, lazım değil. Yani, kamu döviz olarak alması gereken sözleşmeye göre parayı Türk parası olarak alacak, böylece piyasanın ihtiyacı olan dövizin piyasadan çekilmesinin önüne geçecek. Etti 4,5 milyar dolar.

Bunun üzerine 5 milyar dolarlık da kısa vadeli sözleşmelerimiz var, bunlara da Türk parasıyla ödeme imkanı getirdik. 4,5G lisans işinden, elektrik dağıtımından, farklı farklı şeyler var. Bunları da aynı şekilde. Kısacası önümüzdeki kısa dönem için 10 milyar dolarlık bir ilave kaynak, piyasanın ihtiyacı olan kaynağı, piyasadan çekmeden, piyasanın ihtiyacı için ayırdık."

- "Yabancı parayla borçlanmanın önüne geçtik"

Bu tedbirlerle yetinmediklerini anlatan Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yeni bir genelge çıkardık. Kamu mecbur kalmadıkça sözleşmelerini milli paramız lira üzerinden yapacak. Bazı sözleşmeler var ki bunlar tabii ki döviz üzerinden yapılabilir. Bu özel sektörü, sizi ilgilendirmiyor. Sizinki gönüllülük esasına bağlı. Hesabınıza, kitabınıza bakacaksınız, hangi paradan, hangi birimden sözleşme yapacağınıza karar vereceksiniz. Eskiden bireysel kredilerde beş para dolar geliri yok, dolarla borçlanıyordu vatandaş. İnek alıyor, onlar bile avro ile kredi alıyordu, ondan sonra büyük sıkıntı. Onların da tedbirlerini aldık, bireysel borçlanmalarda yabancı parayla borçlanmanın önüne geçtik ve çok güzel de oldu, mağduriyetler önlendi. Ama piyasaya müdahale algısı oluşturacak, sermayeye kısıtlama getirecek bir algı oluşturacak bir uygulamanın yanından bile geçmeyiz, bundan herkes emin olsun."

Türkiye'nin küresel bir ekonomi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Küresel ekonomilerde yerel müdahaleler olmaz. Küresel şartlarla her şey belirlenir." dedi.

(Sürecek)

Yorumlar