Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (6) - "17-25 Aralık, polis-yargı darbe girişimi sonrasında aldığımız tedbirlerin faydasını 15 Temmuz darbe girişiminde gördük. Şayet aradan geçen 2,5 yılda tüm eksiklerine rağmen o tedbirleri almamış olsaydık hiç şüphesiz 15 Temmuz gecesini çok daha kanlı, tehlikeli geçirirdik. Türk milleti, ülkesini ve devletini bu ihanet şebekesine elbette teslim etmezdi ama bugün 248 şehidimiz yerine 248 bin şehitten belki 2,5 milyon şehitten söz ediyor olurduk" - "Dokunulmazlık tahtında milletvekillerinden tutunuz, belediye başkanlarına varıncaya kadar bütün bu teröre malzeme olanlar, malzeme taşıyanlar bunun bedelini ödüyorlar ve ödemeye devam edecekler. Aynı mücadele iş dünyasında, sivil toplum kuruluşları içinde, uluslararası düzeyde de sürdürülüyor. Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesi son teröriste kadar, son teröristi etkisiz hale getirene kadar devam edecektir" - "Millet olarak tarihimizin her döneminde bizim yerimiz mazlumun ve mağdurun yanı olmuştur. Aksi yönde bir davranış içine girerek ecdadımızın kemiklerini sızlatamayız. Bunun için hem kendimizin hem kardeşlerimizin güvenliğini sağlayana kadar Suriye'de ve Irak'ta aktif politika izlemeyi sürdürmek mecburiyetindeyiz"

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık polis-yargı darbe girişimi sonrasında alınan tedbirlerin faydasının 15 Temmuz darbe girişiminde görüldüğünü belirterek, "Şayet aradan geçen 2,5 yılda tüm eksiklerine rağmen o tedbirleri almamış olsaydık hiç şüphesiz 15 Temmuz gecesini çok daha kanlı, tehlikeli geçirirdik. Türk milleti, ülkesini ve devletini bu ihanet şebekesine elbette teslim etmezdi ama bugün 248 şehidimiz yerine 248 bin şehitten belki 2,5 milyon şehitten söz ediyor olurduk." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Polis Akademisi tarafından düzenlenen Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı'ndaki konuşmasında, bölgede yoğun askeri ve siyasi etkinlik içinde olan güçlere verilen mesajı bir kez daha tekrarlamak istediğini belirtti.

Suriye ve Irak konusunun keyfekeder, Türkiye için enerji ve siyasi etkinlik alanını genişletmeye yönelik bir mesele olmadığını dile getiren Erdoğan, bunun öncelikle bir beka meselesi olduğunu, Suriye ve Irak kaynaklı tehditleri çözmeden 2023 hedeflerine ulaşılamayacağını ifade etti. Erdoğan, aynı zamanda bu meselenin insani bir mesele olduğunu, her iki ülke halkıyla bin yıllık kardeşlik hukukunun bulunduğunu söyledi.

Suriye'de, Irak'ta çatışmalar başladığında oradaki insanların hemen Türkiye'ye yöneldiğini, bunların 2 milyon 700 bininin Suriye'den, 300 bininin Irak'tan geldiğini ifade eden Erdoğan, "Niye buraya geldiler de başka yere gitmediler? Batı '10 bin, 20 bin, 30 bin alırım' diyor, Türkiye 3 milyon aldı. Parasal bütün harcamaları yapan Türkiye. Ne verdin şu ana kadar? Ciddi bir şey ortada yok. Tıpkı geçmişte Balkan ülkelerinden, Kafkasya'dan olduğu gibi güney komşularımızdan milyonlarca mazlumu, bir kardeşin bir kardeşe olan hissiyatıyla bağrımıza bastığımız gibi." şeklinde konuştu.

- "Tüm insanlığa o gece benim milletim bir ders verdi"

Bu milletin, elindeki ekmeğini kardeşiyle ikiye bölen, bir tas çorbasını kardeşiyle yudumlayan bir millet olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte bunu 15 Temmuz gecesinde de aynen gördük. Tüm insanlığa o gece benim milletim bir ders verdi. Ama bu ders bir demokrasi dersiydi. Bu dersi verirken kimseden iane beklemedi. 'Ben Allah için yürüyorum, ben şehadete yürüyorum.' dedi. Öylece adımını attı. Ülkemizin bu alicenaplığı da meselenin kökünden çözümü için uğraşmamıza engel değildir. Tam tersi, kardeşlerimizi yuvalarına kavuşturma çabalarımızı destekleyen bir husustur. Bu durum aynı zamanda yeni güvenlik konseptimizin, kendimizle birlikte kardeşlerimizin de huzurunu kapsadığını gösteriyor. Öyle ya, yanı başınızda yangın varken, siz kendinizi nasıl güvencede hissedebilirsiniz? Kardeşiniz ağlarken siz nasıl ferah bir yürekle işinize bakabilirsiniz? 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' anlayışına sahip bir medeniyetin mensupları olarak kendi çıkarlarımız için çevremize sırtımızı dönemeyiz.

Millet olarak tarihimizin her döneminde bizim yerimiz mazlumun ve mağdurun yanı olmuştur, aksi yönde bir davranış içine girerek ecdadımızın kemiklerini sızlatamayız. Bunun için hem kendimizin, hem kardeşlerimizin güvenliğini sağlayana kadar Suriye'de ve Irak'ta aktif politika izlemeyi sürdürmek mecburiyetindeyiz."

- "Feto'nun devlet içindeki operasyonel gücü önemli ölçüde kırıldı"

"Çevremizdeki tehditlerle mücadele ederken bunların içimizdeki araçlarına, uzantılarına karşı da gereken her tedbiri alacağız." diyen Erdoğan, "17-25 Aralık polis-yargı darbe girişimi sonrasında aldığımız tedbirlerin faydasını 15 Temmuz darbe girişiminde gördük. Şayet aradan geçen 2,5 yılda tüm eksiklerine rağmen o tedbirleri almamış olsaydık, hiç şüphesiz 15 Temmuz gecesini çok daha kanlı, tehlikeli geçirirdik. Türk milleti, ülkesini ve devletini bu ihanet şebekesine elbette teslim etmezdi ama bugün 248 şehidimiz yerine 248 bin şehitten, belki 2,5 milyon şehitten söz ediyor olurduk." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, devletin bu ihanet çetesinden tamamen temizlenmediğini, silahlı kuvvetlerin içinde, polis teşkilatlarının, yargının, devletin çeşitli kurumlarının içinde hala bulunduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülke bizim, bu millet bizim. Ne ülkeyi bunlara yedireceğiz, ne bu milleti bunlara ezdireceğiz. Gereği neyse bunu yapacağız. Çünkü ecdat bize bunların mantalitesi içerisinde bir ülke devretmedi. Ne diyor, twitlerinden duymuşsunuzdur; 'O bize şah damarından daha yakın.' Sizin şu anda okuduğunuz okuldan geçen bir tanesi bunu diyor. Şu hale bak, bu ifade o kadar tehlikeli bir ifade ki, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz buyuruyor; 'Size şah damarınızdan daha yakınım' diyor. Onun dışında hiçbir güç, bize şah damarından daha yakın olamaz. Bu ifadeyi kullanmak, küfürdür, şirktir. Nasıl bir bakış bu? Nasıl bir beyin yıkama ameliyesi bu? Bunu çok açık, net, görmek durumundayız." görüşünü paylaştı.

Her şeyi riya, ikiyüzlülük, gizlilik üzerine kurulu böyle bir şirk çetesiyle mücadelenin kolay olmadığına dikkati çeken Erdoğan, bununla birlikte "Feto'nun devlet içindeki operasyonel gücünün önemli ölçüde kırıldığını" belirtti.

Tüm kamu kurumlarında açığa alma ve ihraçlarla örgüt üyelerinin etkisiz hale getirildiğinin altını çizen Erdoğan, bunların örgüt içinde belirli pozisyonlarda bulunanlarının da tutuklanarak etkisiz hale getirildiğini ifade etti.

PKK'nın ve diğer terör örgütlerinin devlet içindeki elemanlarının da birer birer tespit edilip gereken muameleye tabi tutulduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dokunulmazlık tahtında milletvekillerinden tutunuz, belediye başkanlarına varıncaya kadar bütün bu teröre malzeme olanlar, malzeme taşıyanlar bunun bedelini ödüyorlar ve ödemeye devam edecekler. Aynı mücadele iş dünyasında, sivil toplum kuruluşları içinde uluslararası düzeyde de sürdürülüyor. Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesi, son teröriste kadar, son teröristi etkisiz hale getirene kadar devam edecektir. Bu mücadele olağanüstü hal bittikten sonra da sürecektir. Terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadelenin siyasi iradesini biz temsil ediyoruz, sahadaki sorumluları da siz olacaksınız. Şayet sizler bu davaya sahip çıkmazsanız siyası irade tek başına neticeye ulaşamaz. Görevinizin, sorumluluğunuzun ağır olduğunu biliyorum ama ben sizlere inanıyorum, güveniyorum."

- Notlar

Konuşmalar öncesinde Polis Akademisi tarafından hazırlanan tanıtım filmi gösterildi. 


Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ve Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak tarafından günün anısına, Osmanlı Devleti dönemi polis teşkilatına ilişkin iki fotoğraf takdim edildi.

Hediye takdiminin ardından hatıra fotoğrafı da çektirildi.

(Bitti)

Yorumlar