Suyun yönetimine yönelik eğitim programı

ANKARA (AA) - Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, "Suyu optimal bir şekilde yönetip, optimal bir şekilde kullanmalıyız. Koruma ve kullanma dengesini de çok iyi bir şekilde ayarlamalıyız." dedi.

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle bir otelde "Yerüstü Suları İle Yüzme ve Rekreasyon Amacıyla Kullanılan Kıyı Sularında Siyanobakteriler İçin Alarm Seviyelerinin ve Limitlerin Belirlenmesi, Müdahale ve Mücadele Yöntemlerinin Geliştirilmesi Projesi Eğitim Programı" düzenlendi.

Programda konuşan Kadıoğlu, Türkiye'nin su rezerv miktarının belli olduğunu ve bu rezervlerin iyi planlanmaması halinde yönetilemeyeceğine dikkati çekerek, bu konuda Su Yönetimi Genel Müdürlüğüne büyük görevler düştüğünü söyledi.

Su miktarına göre planlamanın ve yatırımın önemine değinen Sedat Kadıoğlu, şöyle konuştu:

"Su yönetiminde izleme ve denetleme de çok önemli. İzlemediğiniz ve denetlemediğiniz bir şeyin ne olduğunu bilemezsiniz. Dolayısıyla izlemeyi yapacağız ve sonucunda da yaptırımı olacak. Bu yaptırımı da izlemeyi de denetimi de yapan mercilerimiz vardır. İnşallah ülke olarak bunların hepsini bir arada yaptığımız zaman bu konuda başarılı olabiliriz."

Türkiye'nin su kaynakları bakımından fakir bir ülke olmadığını ama zengin bir ülke de olmadığını vurgulayan Kadıoğlu, "Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında su kaynakları bakımından onların seviyesinde değiliz. Bu şunu göstermemeli; 'suyumuz az, suyu az kullanalım' ya da 'suyumuz fazla, suyu bol kullanalım' şeklinde değil. Biz suyu optimal bir şekilde yönetip, optimal bir şekilde kullanmalıyız. Koruma ve kullanma dengesini de çok iyi bir şekilde ayarlamalıyız." diye konuştu.

- "Bin 300 metreküp seviyesi alarm seviyesi"

Müsteşar Yardımcısı Kadıoğlu, Türkiye'de kişi başına düşen yıllık su miktarının bin 500 metreküpün altında olduğunu, bu rakamın 2023 yılında bin 300 metreküp seviyesine düşmesinin beklendiğini vurgulayarak, kişi başına bin 300 metreküp seviyesinin "alarm seviyesi" olduğunu dile getirdi.

Alarm seviyesine gelinmeden çok iyi yönetim ve uygulamalar sergilenmesi gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, bunun ilgili tüm kuruluşların desteğiyle gerçekleştirileceğine inandığını anlattı.

Suyun miktarı kadar suyun kalitesinin de önemli olduğunu belirten Sedat Kadıoğlu, suyun korunması kadar kalitesinin artırılmasının da gereklilik olduğunu savundu.

Türkiye'de suyun kayıp-kaçak oranının ortalama yüzde 20'ler seviyesinde olduğunu ama bazı yerlerde yüzde 50'lere ulaştığını bildiren Kadıoğlu, bu oranın AB üyesi ülkelerde yüzde 5 ila 10, Japonya'da ise yüzde 2 seviyesinde olduğunu bildirdi.

Özellikle büyükşehirlerde vatandaşların şebeke suyu yerine damacana suyu tükettiğini belirten Müsteşar Yardımcısı Kadıoğlu, "Oysa biz direkt sağlıklı su içsek, niye gidip de litresi bilmem şu kadar olan suyu alalım. Bugün bir para harcayacağız ama gelecekte bunun karşılığını mutlaka göreceğiz. Çevreye ve suya yapılan yatırımlar, insanlığa yapılan yatırımdır. İnsanlığa yapılan yatırım da geleceğe olan yatırımdır. Eğer gerçekten çocuklarımızın daha sağlıklı bir su içmek istiyorsak gerekli çalışmaları yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Kadıoğlu'nun ardından Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı da bir konuşma yaptı.

Eğitim programı, akademisyenlerin sunumuyla devam etti.