"Sağlık Bilimleri Üniversitesi dünyaya örnek olacak"

- Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı Sağlık Bakanlığı Müsteşarı'nın yapması, öğrencilerin kuruma özgü bir hastane yerine iş birliği yapılan 55 eğitim ve araştırma hastanesinde uygulamalı eğitim alması ve yabancı ülkelerde de eğitim birimleri açabilmesiyle diğer üniversitelerden ayrılıyor - Rektör Prof. Dr. Erdöl: - "Buna benzer bir üniversite ülkemizde yok, dünyada da yok. Dolayısıyla dünyada yeni bir model olarak ortaya çıkmış bir üniversiteyiz" - "Biz sadece öğrenci eğitimiyle yetinmeyeceğiz, farklı alanlara yöneleceğiz. Araştırma ve Ar-Ge faaliyetleri yapacağımız alanlarımız var. Kan bankacılığı, transfüzyon, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama merkezleri gibi farklı yapıları oluşturduk ve daha da açacaklarımız var" - "Biz sağlığa odaklanmış bir teknokent düşünüyoruz. 'Patent, buluş, yöntem, metot icat edelim' istiyoruz. Bunlarla ilgili hazırlıklarımız var. Bir başlangıç içerisindeyiz" - "Ülkemizin yeterince parası, mali ve insani kaynağı var. Dişliyi birbiriyle uyumlu hale getirip tekeri döndürmeye çalışıyoruz. Ülkemizin sağlıktaki geleceği için adım atmak üzereyiz, bu adım küçük de olsa ülke geleceği için büyük bir adımdır"

Google Haberlere Abone ol
"Sağlık Bilimleri Üniversitesi dünyaya örnek olacak"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı Sağlık Bakanlığı Müsteşarı'nın yapması, öğrencilerin kuruma özgü bir hastane yerine iş birliği yapılan 55 eğitim ve araştırma hastanesinde uygulamalı eğitim alması ve yabancı ülkelerde de eğitim birimleri açabilmeleriyle diğer üniversitelerden ayrıldıklarını belirterek, "Buna benzer bir üniversite ülkemizde yok, dünyada da yok. Dolayısıyla biz dünyada yeni bir model olarak ortaya çıkmış bir üniversiteyiz." dedi.

Erdöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 Kasım 1903'te hizmete açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin, geçen yıl Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'na getirilen ek madde ile "Sağlık Bilimleri Üniversitesi" adıyla yeniden hizmet vermeye başladığını anlattı.

Üniversitenin dizaynı bakımından diğer üniversitelerden çok farklı olduğuna işaret eden Erdöl, idari kararların, oluşturulan mütevelli heyeti tarafından alındığını ve heyetin başkanlığını Sağlık Bakanlığı Müsteşarı'nın yürüttüğünü aktardı.

Cevdet Erdöl, bu durumun, üniversiteyi farklılaştıran en önemli özellik olduğunu ifade ederek, kuruma özgü bir hastane planları bulunmadığını çünkü Sağlık Bakanlığına bağlı hizmet veren 55 eğitim ve araştırma hastanesiyle iş birliği yaptıklarını, afiliye olduklarını söyledi.

Bu hastanelerin Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Trabzon, Samsun, Kayseri, Şanlıurfa, Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, İzmir, Ankara ve İstanbul olmak üzere 16 ilde bulunduğunu dile getiren Erdöl, uzmanlık diploması verilen hekimlerin yarısının üniversitelerde, diğer yarısının da bu hastanelerde uygulamalı eğitim aldığını ifade etti.

Prof. Dr. Erdöl, bu yeni yapılanmayla uzmanlık eğitiminin yarısını karşılayacaklarına işaret ederek, "Böyle farklı, devasa bir üniversite kurulmuş oldu. Bir yıl içinde biz bu eğitim formasyonunu üzerimize almış oluyoruz. Farklı üniversite dememdeki mana bu." dedi.

Diğer üniversitelerde olmayan ama kanunla verilen hakla, yabancı ülkelerde eğitim birimleri açabileceklerini aktaran Erdöl, şöyle devam etti:

"İkili anlaşmaların müsait olduğu ülkelerde, o ülkelerin ihtiyacını da dikkate alarak bilgi birikimimizi oralara aktaracak, oralardaki bilgi birikimini ülkemize alabilecek, fikri, ilmi alışveriş yapabileceğimiz bir durum söz konusu. Bu başka üniversitelerde olmayan bir şey. Buna benzer bir üniversite ülkemizde yok, dünyada da yok. Dolayısıyla biz dünyada yeni bir model olarak ortaya çıkmış bir üniversiteyiz. Bunu bir devlet üniversitesi ama farklı bir üniversite olarak onun için tekrar vurgulamam gerekiyor."

- "Geçmişimizi alıp, hazmedip geleceğe taşımamız lazım"

Prof. Dr. Cevdet Erdöl, üniversitenin bulunduğu binanın tarihçesini anlatarak, okulun 1903'te sağlık sektörünün çeşitli alanlardaki eğitim ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla Sultan Abdülhamid Han tarafından yaptırıldığını hatırlattı.

Tarihi binanın hemen yanına inşa edilen Haydarpaşa Hastanesinde de uygulamaların yapıldığını belirten Erdöl, "Burada eğitimi ve uygulamayı birbirinden ayırmış ve çok iyi dizayn etmiş bir yapıyı görüyoruz. Bize geçmişi yansıtan bu binayı da saygı gereği restore ettirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili gerekli prosedürleri tamamladık. Kültür ve Turizm Bakanımız ile bir protokol imzalayacağız ve ardından bu bina, Kültür ve Turizm Bakanlığı marifetiyle restore edilecek. Tarihe karşı bir borcumuzu da yerine getirmiş olacağız." şeklinde konuştu.

Tıp, diş hekimliği, eczacılık alanlarındaki eğitimleri tarihi binada vereceklerine değinen Erdöl, şunları kaydetti:

"Uygulamaları da bize yakın hastanelerde yapacağız. Bizi tercih eden öğrencilerimizin Haydarpaşa'da eğitim alacaklarını bilmesi gerekiyor. Bizden ulaşım anlamında daha iyi imkanı olan şu anda bir üniversite yok. Çünkü Marmaray'ın, Avrasya Tüneli'nin, metronun kavşak noktasındayız. Dolayısıyla bizim çok önemli bir avantajımız var. Biz bunu da kullanarak öğrencilerimize eğitim imkanları sunma arzusundayız. Biz sadece öğrenci eğitimiyle yetinmeyeceğiz, farklı alanlara yöneleceğiz. Araştırma ve Ar-Ge faaliyetleri yapacağımız alanlarımız var. Kan bankacılığı, transfüzyon, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama merkezleri gibi farklı yapıları oluşturmuş durumdayız ve daha da açacaklarımız var. Büyüklerimiz, atalarımız nasıl tedavi yapıp, teşhis koymuşlar? Bu teşhislerde nasıl tedavi ve ilaçlar üretmişler? Bunlara yönelik de bizim ciddi araştırmalarımız olacak. Bir merkez de onun için kurduk."

Erdöl, bu kapsamda Osmanlı Arşivleri, Süleymaniye'deki el yazmaları merkezi başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerindeki kütüphanelerle irtibat kurduklarını belirterek, "Çok eski tarihlerden itibaren yapılan tıbbi çalışmalar var. Biz bunları yok sayamayız. Bunların bazıları bugünkü yazıya çevrilmiş ama bazılarının kapağına dahi el sürülmemiş. Bizim bir ekip oluşturup bunları tarihin derinliklerinden alıp bugüne ve yarına taşımamız lazım. Geçmişimizi alıp, görüp, hazmedip geleceğe taşımamız lazım. Buna da imkanlarımız el verdiğince hazırız ve yapabilecek güçteyiz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Sağlık mühendislikle ama başta yazılımla iç içe olacak"

Üniversite bünyesinde bir de Sağlık Teknokent'i kurmayı planladıklarını, bu konuda çalışmaların devam ettiğini dile getiren Erdöl, şu bilgileri verdi:

"Teknoparklar 2000'li yıllardan sonra Türkiye'nin envanterine girmiştir. Ancak geç kaldığımız konulardan birisi. Biz sağlığa odaklanmış bir teknokent düşünüyoruz. 'Patent, buluş, yöntem, metot icat edelim' istiyoruz. Bunlarla ilgili hazırlıklarımız var. Bir başlangıç içerisindeyiz. Bizim üniversitemizde asistan olanlara belki ilk yapacağız şey, çok ciddi araştırma projeleri vermek ve bu projeleri de mali, teknik, bilimsel olarak desteklemektir. Biz o yönüyle baktığımız zaman gerçekten farklı bir üniversiteyiz. Sağlıkta en önemli olmazsa olmazımız; sağlık bilişimi ve yazılımı. Bununla ilgili mutlaka ciddi adım atmak istiyoruz. Sağlık önümüzdeki süreç içerisinde mühendislikle ama başta da yazılımla iç içe olacak. Şu anda buna hazırlık yapıyoruz. 'Ülke ve dünyanın ihtiyaçları nedir?' bakış açısıyla yazılım ve sağlık mühendisliğinde bir adım atalım istiyoruz. Örneğin, bugün değil ülkemizde, dünyada dahi belki arzu ettiğimiz şekilde sağlık mimarisi yok. Çok farklı mimari ihtiyacı olan sağlık alanları var. Bunlar üzerinde de insanların yetişmesini sağlamamız gerekiyor. Bunun için de hazırlık yapıyoruz."

- "Hekimlerin ülke sathında adaletli dağılımı sağlandı"

Türkiye'de sağlık reformuyla yaşanan gelişmelere de değinen Cevdet Erdöl, sağlık sistemindeki düzelme ve gelişmelerin, sosyal güvenlikte yaşanacak olumlu gelişmelerle bir arada sağlanabileceğini vurgulayarak, "Bunu dünyada sağlayabilen çok az ülke var. Allah'a hamdolsun ki Türkiye bunu sağlamış ülkelerden birisi. Sağlık hizmet verme kalitesi bakımından bütünüyle birlikte düşünülmesi gereken bir alan. Eksiğimiz olmasına rağmen çok ciddi bir kapasitemiz var." diye konuştu.

Erdöl, Türkiye'nin mekansal sorunlar nedeniyle çok sıkıntılı zamanlar yaşadığını ancak şu anda neredeyse tüm sağlık tesislerinin çok modern ve iyi seviyede hizmet verdiğini dile getirdi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok az yerde koğuş sistemiyle hizmet veren hastane kaldı. Onları da peyderpey yeniliyoruz. Türkiye'deki tüm devlet hastaneleri, 1-2 yataklıdır. Bu Yüksekova'da da Ağrı'da da Cizre'de de böyledir. Sağlık hizmeti verilirken 2002'de Ankara'da 3 bin kişiye bir uzman doktor düşüyordu ama Ağrı'da, Hakkari'de 28 bin kişiye bir uzman düşüyordu. Gelinen 15 yıllık sürecin sonunda Ankara'da yaklaşık 2 bin kişiye bir uzman doktor düşüyor ama Ağrı'da, Hakkari'de, Van'da şimdi 3 bin kişiye bir uzman hizmet veriyor. Yani hekimlerin ülke sathında adaletli dağılımı sağlanmış oldu. Bu halkın memnuniyetine direkt yansıdı. Hiç hematoloji uzmanı, çocuk psikiyatristi görmeyen illerde, hiç anjiyo yapılmayan yerlerde şu anda mükemmel sağlık hizmeti veriliyor. 'Yapılacak şeyler daha var, bir adım daha atalım' dediğiniz noktada işte böyle bir üniversitenin varlığına ihtiyaç duyuldu. Ülkemizin Allah'a hamdolsun yeterince parası, mali ve insani kaynağı var. Dişliyi birbiriyle uyumlu hale getirip tekeri döndürmeye çalışıyoruz. Ülkemizin sağlıktaki geleceği için biz adım atmak üzereyiz, bu adım küçük de olsa ülke geleceği için büyük bir adımdır. Eminim ki ülkemiz farklı bir üniversite kavramını önümüzdeki süreç içerisinde hissedecektir."

Prof. Dr. Cevdet Erdöl, bu yıl ilk kez tıp, hemşirelik, Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulundaki bazı branşlara öğrenci alacaklarını belirterek, sözlerini "Bu yıl toplamda 700-800 öğrenci almayı planlıyoruz. Gelecek yıl ülke ihtiyaçlarının fazla olduğu farklı bölümlerde öğrenci almaya gayret edeceğiz." ifadeleriyle tamamladı.

Yorumlar