Sağlam askere "akıl sağlığı bozuk" raporu verdiler

- TSK'dan sahte raporla atılan Üsteğmen Örcün: - "Askeri mahkeme beni GATA'ya sevk etti. GATA'dan 'hiçbir hastalığı yok' diye rapor aldım. Geri döndüm, bana bir teklif sundular, suikast emri verdiler bana, 'Dört sene askeri birlikte yaşayacaksın. Biz sana suikast emri verdiğimiz zaman yapacaksın' dediler. 'Kimi dersek, öldüreceksin' dediler yani. Akabinde 'Ölürsen biz senin ismini yaşatacağız. Sen ulvi bir görev için yapacaksın, çok ulvi bir görev' dediler" - "Genelkurmay Başkanlığına tayinini çıkaracağız, orada da gün gelecek vereceğimiz emri yapacaksın, çünkü biz senin hayatını kurtarıyoruz' dediler. 'YAŞ kararıyla atarız' diye de tehdit ettiler, ben kabul etmedim. Kabul etmeyince askeri mahkeme tekrar GATA'ya sevk etti, ilk rapordan 10 gün sonra bu sefer 'kronik psikolojik' tanısı verdiler. 10 gün önce sağlam, 10 gün sonra şizofreni diyor. Malulen emekli oldum, yerime başkasını yerleştirdiler" - "Adli Tıp'ta dört kurula girdim ayrı ayrı, beni oraya 10 gün yatırdılar. En son büyük kurulda, 'Arkadaş senin hiçbir hastalığın yok' dediler. En son 'Arkadaş, GATA sana bilinçli vermiş, sen ilk değilsin, senin gibi kaç kişi geldi böyle' dediler"

Google Haberlere Abone ol
Sağlam askere "akıl sağlığı bozuk" raporu verdiler

ANKARA (AA) - FATİH ÇAKMAK - Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) üsteğmen olarak görev yaparken "akıl sağlığı yerinde değil" raporuyla, malulen emekli edilerek 2010 yılında ordudan atıldığını ileri süren Nuri Örcün, "Askeri mahkeme beni GATA'ya sevk etti. GATA'dan 'hiçbir hastalığı yok' diye rapor aldım. Geri döndüm, bana bir teklif sundular, suikast emri verdiler. 'Dört sene askeri birlikte yaşayacaksın. Biz sana suikast emri verdiğimiz zaman yapacaksın' dediler. 'Kimi dersek, öldüreceksin' dediler yani. Akabinde 'Ölürsen biz senin ismini yaşatacağız. Sen ulvi bir görev için yapacaksın, çok ulvi bir görev' dediler" ifadelerini kullandı.

Nuri Örcün, AA muhabirine yaptığı açıklamada. İzmir Maltepe Askeri Lisesi'nden 2000 yılında mezun olduğunu, 2004 yılında da İstanbul Hava Harp Okulunu tamamladığını ve istihkam subayı olarak Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında göreve başladığını, 4 yıl istihkam subaylığı yaptığını söyledi.

Daha sonra üs komutanıyla kişisel sorunlar yaşadığını, askeri mahkemede davasının başladığını anlatan Örcün, "Mahkeme sürecinde Eskişehir'e tayinim çıktı. Eskişehir'de askeri mahkeme beni 'akıl sağlığı yerinde mi değil mi' diye GATA'ya sevk etti. Bana önce sağlam raporu verdiler, 2009'da geri döndüm. Bu tür olayların, FETÖ olaylarının hepsi askeri mahkemede biter. Askeri yargı tamamen FETÖ'nün elindedir." diye konuştu.

Komutan olarak atanana kadar bunları tanımadığını, askeri mahkemede davası devam ederken tehdit edildiğini anlatan Örcün, TSK'da FETÖ'nün kendisine oynadığı oyunu şöyle devam etti:

"Devlet organlarını aşağılamak suçundan beni mahkemeye verdiler, onların devlet dediği şey 'Fetullahçı devleti'. Bir plan yapıyor, ona göre her şeyi yapıyorlar. GATA bana önce 'herhangi bir psikiyatri rahatsızlığı yoktur, görevine devam edebilir' diye rapor verdi. Sonra beni Hava Kuvvetleri Personel Daire'den bir albay çağırdı. 'Arkadaş kabul edersen biz seni bir yere yerleştireceğiz, yeni Türkiye'de sen olacaksın. Ama biz emir verdiğimiz vakit kendini feda edeceksin, adını yaşatacağız.' dedi. Anlamadım, hiçbir şeyi çözemedim. 'Bunu kabul edemem' dedim. 'Biz seni Genelkurmay Başkanlığına yerleştireceğiz, Hava Kuvvetlerine yerleştireceğiz, personel dairesi bizde...'. 'Ama emir verdiğimiz vakitte emrimizi yapacaksın. Sizin hayatınız mahvolmuş, sizi kurtaracağız. Gerekirse kendinizi feda edersiniz ama her şey bu vatan için.' Bunlar önce itibara çalışıyorlar, itibarını yerle bir ettikten sonra onu kullanmaya çalışıyorlar. Ben bunu kabul etmeyince benimle uğraştılar, 'Hayatını kurtarırsın, yoksa rezil olursun, mahvolursun, intihara kadar sürüklenirsin, bunu kabul et, 4-5 sene çalışırsın kurumlarda, sonra verdiğimiz emirleri harfiyen yapacaksın' dediler. Kabul etmem için her gün baskı yaptılar."

Üsteğmen olarak görev yaparken Eskişehir'de bunların eline düştüğünü dile getiren Örcün, "Kimi kime şikayet edeceksin, hepsi ellerinde." dedi.

- "Biz sana suikast emri verdiğimiz zaman yapacaksın"

Örcün, kendisine "Seni yaşatacağız." diyen albayın teklifiyle ilgili şunları söyledi:

"Askeri mahkeme beni GATA'ya sevk etti, 8 Eylül 2009'da GATA'dan 'hiçbir hastalığı yok' diye rapor aldım. Geri döndüm, bana bir teklif sundular, suikast emri verdiler bana, 'Dört sene askeri birlikte yaşayacaksın, biz sana suikast emri verdiğimiz zaman yapacaksın' dediler. 'Kimi dersek, öldüreceksin' dediler yani. Akabinde 'Ölürsen biz senin ismini yaşatacağız.' 'Sen ulvi bir görev için yapacaksın, çok ulvi bir görev'. dediler. Vazgeçmediler, ben teklifi kabul etmeyince 'Genelkurmay Başkanlığına tayinini çıkaracağız, orada da gün gelecek vereceğimiz emri yapacaksın, çünkü biz senin hayatını kurtarıyoruz' dediler. 'YAŞ kararıyla atarız' diye de tehdit ettiler, ben kabul etmedim. Kabul etmeyince askeri mahkeme tekrar GATA'ya sevk etti, ilk rapordan 10 gün sonra bu sefer 'kronik psikolojik' tanısı verdiler. 10 gün önce sağlam, 10 gün sonra şizofreni diyor. Malulen emekli oldum, yerime başkasını yerleştirdiler. Mahkemelerle uğraşarak '5 yılda akıl sağlığı yerindedir' diye Adli Tıp'tan rapor aldık. Göreve dönmek için de savcıya başvurduk, dava açılmasını bekliyorum."

GATA psikiyatri servisi ile askeri mahkemenin ortaklaşa çalıştığını iddia eden Örcün, akıl sağlığı ile ilgili sorunu olmadığını ispatlamak için Adli Tıp Kurumuna başvurduğunu, "Akıl sağlığı tam" diye rapor aldığını, göreve geri dönmek için 2015 yılında dava açtığını söyledi.

- "Bu bizim başımıza bela oluyor, buna psikiyatri raporu vererek atın"

Askeri mahkemedeki albayın kendi yanında GATA'yı arayarak "Bu bizim başımıza bela oluyor, buna psikiyatri raporu vererek atın" diye talimat verdiğini belirten Örcün, 2015 yılında sayısız kez "GATA'da sahte raporlar verildiğini" ihbar ettiğini, kimsenin ciddiye almadığını savundu.

"Bir yıl önce başvurduğumuz savcı GATA hakkındaki soruşturmayı başlatsaydı belki bugün bu iş olmayacaktı." diyen Örcün, "2010 yılında TSK'dan atıldım, her şeyimi kaybettim ama şerefimi kaybetmedim, malulen emekli oldum. Gölbaşı Sulh Hukuk Mahkemesine 2011 yılında dava açtım, geri dönmek için, haklarımın iadesi için ve adamların tutuklanması için tabii. Zaten Adli Tıp Kurumuna gidip rapor almak için ben 4 sene uğraştım, Adli Tıp'a kendi kendine gidemiyorsun, dava ile gittim. Adli Tıp'ta dört kurula girdim ayrı ayrı, beni oraya 10 gün yatırdılar. En son büyük kurulda, 'Arkadaş senin hiçbir hastalığın yok' dediler. En son 'Arkadaş, GATA sana bilinçli vermiş, sen ilk değilsin, senin gibi kaç kişi geldi böyle' dediler." ifadelerini kullandı.

Gölbaşı'nda açtığı davayı Adli Tıp'tan aldığı rapor ile kazandığını ve görevine geri dönmek için bu raporla tekrar bir yıl önce avukatı aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığına dilekçe vererek dava açtığını, davanın başlamasını halen beklediğini anlatan Örcün, "Daha savcılık soruşturma açmadı, polise ifade verdik, ifademde her şey ortada, polis askeri savunuyor, ben bununla uğraşıyorum. Askeri mahkemede de tekrar yargılama başlayacak. GATA'yla ilgili hala soruşturma başlatılmadı." dedi.

Örcün, "FETÖ'cüler temizlenmeden eski görevime dönmek istemiyorum. Çünkü ben onlarla çalıştım, onların ne kadar alçalabileceğini gördüm. FETÖ'cülerin tamamen temizlenmesini istiyorum. Temizlendiği vakit ben vatanım için savaşmak isterim, ben vatanıma, milletime silah çekemem. Bu FETÖ'cüler içeride kaldığı müddetçe tehlike devam ediyor. Çünkü bunlar her yere yerleşmişler, virüs gibi." şeklinde konuştu.

- Örcün'ün avukatı Maden

Nuri Örcün'ün de avukatlığını yapan Hukukçular Derneği Ankara Temsilcisi Fatih Maden ise "Akıl sağlığı tam sağlam olmasına karşın FETÖ'nün kendi sistemlerine dahil etmek için teklifte bulunmaları ve Nuri Bey'in de bunu reddetmesiyle birlikte bu sürecin başladığını gördük." dedi.

Örcün'ün tekrar görevine iade edilmesi için resmi makamlara müracaatlarını gerçekleştireceklerini, hakkını sonuna kadar arayacaklarını belirten Maden, "Sayın Cumhurbaşkanımızın gerekli hassasiyeti uzun zamandır gösterdiğini biliyoruz. Başbakanımızın da bu konulara sahip çıkacağını biliyoruz. TSK içindeki vatanperver tüm subaylarımızı, Örcün gibi mağduriyete uğramış, vatanına hizmet etmek için can atan bu evlatları tekrar orduya kazandıracağına dair inancımız da tamdır." değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar