"Rusya sivillere yönelik hava saldırılarıyla suç sicilini kabartmaktadır"​

- Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç: - "Rusya Federasyonu, rejimin Suriye'de hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını hedef almak, kimyasal silahlar ve varil bombaları dahil her türlü silahı çocukların, sivillerin üzerinde kullanmak, kentleri kuşatarak yaşayanları açlığa mahkum etmek suretiyle işlediği insanlığa karşı suçlara ortak olmakta, aynı zamanda sivillere yönelik doğrudan yürüttüğü hava saldırılarıyla kendi suç sicilini de giderek kabartmaktadır" - " DEAŞ'a destek suçlamasını herhangi bir delile dayanmaksızın sürekli ileri sürenlerin, DEAŞ'ı besleyen ve onunla petrol ticareti dahil her türlü kirli iş birliğine girişen rejimle ortak olduklarını ve birgün bunların hesabının da yargı önünde verileceğini hatırlatıyoruz" - "Son yıllarda Ukrayna ve Gürcistan gibi komşu ülkelere doğrudan ve hibrit savaş yöntemleriyle saldıran, yaptıkları bütün dünyada infial uyandıran, benimsediği hukuk dışı politikalar sebebiyle yaptırımlara maruz kalan Rusya'nın, Kırım'ı yasadışı ilhakı tarihte kara bir leke olarak kalacak, Türkiye dahil olmak üzere uluslararası toplum tarafından tanınmayacaktır"

Google Haberlere Abone ol
"Rusya sivillere yönelik hava saldırılarıyla suç sicilini kabartmaktadır"​

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'nın Türkiye hakkındaki sözleriyle ilgili, "Rusya Federasyonu, rejimin Suriye'de hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını hedef almak, kimyasal silahlar ve varil bombaları dahil her türlü silahı çocukların, sivillerin üzerinde kullanmak, kentleri kuşatarak yaşayanları açlığa mahkum etmek suretiyle işlediği insanlığa karşı suçlara ortak olmakta, aynı zamanda sivillere yönelik doğrudan yürüttüğü hava saldırılarıyla kendi suç sicilini de giderek kabartmaktadır." dedi.

Bilgiç, AA muhabirine, Zaharova'nın Türkiye'nin Suriye ve Kırım politikaları hakkındaki iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

"Zaharova geçtiğimiz günlerde, Türkiye'nin Suriye politikası hakkında bazı iddialarda bulundu. Nizip Geçici Barınma merkezinde yaşanan münferit bir olay hakkında bazı açıklamalar yaptı, bu açıklamalarla ilgili yorumunuz nedir?" sorusu üzerine Bilgiç, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün son günlerde Türkiye aleyhine dile getirdiği yalan, çarpıtma ve iftira dolu ifadelerin, Rusya'nın 24 Kasım'dan bu yana Türkiye'ye karşı yürüttüğü dezenformasyon ve kara propaganda kampanyasının yeni bir örneği olduğunu belirtti.

- "Takip ve not ediyoruz"

Bu durumun, Rusya'nın Suriye’de içine düştüğü aczin ve çaresizliğin boyutlarını da ortaya koyduğunu kaydeden Bilgiç, şu değerlendirmede bulundu:

"Rusya Federasyonu, rejimin Suriye'de hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını hedef almak, kimyasal silahlar ve varil bombaları dahil her türlü silahı çocukların, sivillerin üzerinde kullanmak, kentleri kuşatarak yaşayanları açlığa mahkum etmek suretiyle işlediği insanlığa karşı suçlara ortak olmakta, aynı zamanda sivillere yönelik doğrudan yürüttüğü hava saldırılarıyla kendi suç sicilini de giderek kabartmaktadır. DEAŞ'a destek suçlamasını herhangi bir delile dayanmaksızın sürekli ileri sürenlerin, DEAŞ'ı besleyen ve onunla petrol ticareti dahil her türlü kirli işbirliğine girişen rejimle ortak olduklarını ve birgün bunların hesabının da yargı önünde verileceğini hatırlatıyoruz. Bu bağlamda, Rusya Federasyonu tarafından Suriye’deki çatışma bölgelerine yabancı terörist savaşçıların nasıl kasıtlı bir şekilde gönderildiğine dair uluslararası basında yer alan haberleri ibretle izliyor, Rus yapımı silah ve mühimmatın PKK, YPG, DEAŞ ve El Nusra da dahil terör örgütleri tarafından artan ölçüde kullanılmasını yakinen takip ve not ediyoruz."

Bu çerçevede, Rusya'yı BM Güvenlik Konseyinin 1373, 2170 ve 2178 sayılı kararlarının gerekleri başta olmak üzere terörle mücadele alanındaki yükümlülükleri bağlamında gereken önlemleri almaya davet eden Bilgiç, buna mukabil Türkiye'nin, krizin başından itibaren tüm Suriyelilere din ve etnik köken ayrımı yapmadan kapısını açarak insani ve uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirdiğini ifade etti.

Bilgiç, insan haklarını ve uluslararası hukuku hiçe sayarak halkını katleden Esad rejimi ve destekçileri nedeniyle Suriye'de altı yıldır sürmekte olan kriz dolayısıyla Türkiye'nin 2,7 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptığını, geçici barınma merkezinde bulunan binlerce Suriyeli mülteciye, gıda, sağlık ve eğitim hizmetleri sağladığını anımsattı.

- "Zihniyetlerini gösteriyor"

Bilgiç, şunları kaydetti:

"Hiçbir çıkar hesabı yapmayarak ve kimseden takdir beklemeyerek ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilerin, münferit bir olay bahane edilerek, çirkin bir siyasi söyleme konu edilmeleri dahi sözkonusu söylem sahiplerinin zihniyetlerini göstermektedir. İlgili kurumlarımız, Nizip’teki geçici barınma merkezinden gelen bilgilerin alındığı ilk günden itibaren gerekli tüm idari ve adli süreçleri başlatmış, olayın tekrarının önlenmesi amacıyla gerekli tüm önlemleri de vakit geçirmeksizin almıştır. Suriye’deki insani krizin sorumlusu olan bir ülkenin böyle adli bir vakadan dahi kazanım elde etmeye çalışması esef vericidir."

- "Rusya'nın, Kırım'ı yasadışı ilhakı tarihte kara bir leke olarak kalacak"

"Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün, Türkiye'nin Kırım politikası hakkında da bazı iddiaları oldu. Bu iddialar hakkındaki yorumunuz nedir?" sorusu üzerine Bilgiç, Türkiye'nin Kırım politikası ve Kırım Tatarı soydaşlara verdiği desteği eleştiren açıklamalara anlam vermenin mümkün olmadığını belirtti.

Türkiye'nin, Kırım'ın yasadışı işgal ve ilhakı karşısında uluslararası hukuk ve meşruiyet temelinde belirlediği tutumunu ilk günden açık biçimde ortaya koyduğunun altını çizen Bilgiç, şöyle konuştu:

"Son yıllarda Ukrayna ve Gürcistan gibi komşu ülkelere doğrudan ve hibrit savaş yöntemleriyle saldıran, yaptıkları bütün dünyada infial uyandıran, benimsediği hukuk dışı politikalar sebebiyle yaptırımlara maruz kalan Rusya'nın, Kırım'ı yasadışı ilhakı tarihte kara bir leke olarak kalacak, Türkiye dahil olmak üzere uluslararası toplum tarafından tanınmayacaktır.
Kırım Tatarı soydaşlarımızın, Sovyet Rusyası tarafından maruz bırakıldıkları sürgünün acı ve yaraları hafızalarda halen tazeliğini korurken, bugün yaşadıkları insanlık dışı muamele, baskı ve sindirme politikası Rusya'nın insan hakları alanında bilinen sicilini bir kez daha teyit etmekte, hak ve hukuktan yana olan herkesin vicdanını yaralamaktadır. Türkiye, Kırım Tatarlarının, asli unsuru oldukları Yarımada'daki mevcudiyetini ve meşru haklarının korunmasını her şartta desteklemeye devam edecek, her zaman soydaşlarının yanında yer alacaktır.
Öte yandan, Türkiye’nin, uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hak ve yükümlülükleri çerçevesinde Kıbrıs Barış Harekatı ile tesis ettiği barış ve istikrar ortamını teminat altına alan Ada’daki mevcudiyeti ile Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine kasteden Rusya'nın, Kırım'ı uluslararası hukuku hiçe sayarak işgalini kıyaslamaya çalışmak, hukuk ve mantıkla izah edilebilecek hiçbir yönü bulunmayan boş bir çabadır."

Yorumlar