RTEÜ 2016-2017 Akademik Yıl Açılış Töreni

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "Millet olma şuuru çok önemli, kendimize güveneceğiz. 3-5 PKK'lı zibidiye biz Türkiye'yi böldürtmeyiz, bunu böyle bilmemiz lazım. Biz kalkıp 3-5 DEAŞ'lıya burayı böldürtmeyiz. Bunların İslam'la alakası yok. Bunlar Müslüman falan değil, sadece bunlar bizim güzel dinimizi kirletiyor. Bunlar pislik, hiç alakası yok. İşte bir de PKK'nın atığı, PYD, YPG... Bunlar atık. Birileri de bunlara sahip çıkıyor, bunlara silah indiriyorlar, bindiriyorlar" - "Bizimle NATO'da berabersin, müttefiksin, NATO'da beraber olduğun Türkiye'yi bir kenara koyacaksın, bir terör örgütü ile beraber olacaksın. Neymiş? DEAŞ'a karşı savaşıyor. Böyle saçmalık olur mu?" - "Biz gönül sınırlarımız içerisindeki her yerinde her kardeşimizin derdiyle dertlenecek, sevinciyle sevineceğiz. Bizim bu ilgimizi kendi emperyalist sömürgeci tarihleriyle veya mezhebi, etnik saplantılarıyla karıştıranlar, bize akıl vermek yerine dönüp kendilerine baksınlar. Bu milletin Yunus'un engin gönüllüğü kadar, Yavuz'un cengaverliğine, Abdülhamit Han'ın diplomatik dehasına da sahip olduğu unutulmamalıdır"

Google Haberlere Abone ol
RTEÜ 2016-2017 Akademik Yıl Açılış Töreni

RİZE (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Millet olma şuuru çok önemli, kendimize güveneceğiz. 3-5 PKK'lı zibidiye biz Türkiye'yi böldürtmeyiz, bunu böyle bilmemiz lazım. Biz kalkıp 3-5 DEAŞ'lıya burayı böldürtmeyiz. Bunların İslam'la alakası yok. Bunlar Müslüman falan değil, sadece bunlar bizim güzel dinimizi kirletiyor. Bunlar pislik, hiç alakası yok. İşte bir de PKK'nın atığı, PYD, YPG... Bunlar atık. Birileri de bunlara sahip çıkıyor, bunlara silah indiriyorlar, bindiriyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2016-2017 Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı.

Erdoğan, Türkiye'nin bölgede yaşanan tüm bu çatışma ve çekişmelerde mazlumlara ve mağdurlara kucak açtığını, kardeşlerinin yanında olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır. Bunu birbirinden ayırmamız lazım. Fiziki sınırlara elbette saygı gösteririz ama gönlümüze sınır çizemeyiz. Çizilmesine de müsaade etmeyiz. Birileri bize, 'Irak'la niye ilgileniyorsunuz, Suriye'yle niye ilgileniyorsunuz?' diyorlar. Aynı soruyu, 'Gürcistan'la, Ukrayna'yla, Kırım'la, Azerbaycan'la, Karabağ'la, Balkanlarla, Kuzey Afrika'yla niye ilgileniyorsunuz?' diye genişletmek mümkün ama dikkat edin kimse binlerce kilometre uzaktan gelip burada burnumuzun dibinde faaliyet gösteren ülkelere aynı cesaret ve yüksek sesle 'Siz burada ne arıyorsunuz?' demiyor."

Rize'nin Batum'dan, Edirne'nin Selanik ve Kırcaali'den, Gaziantep'in Halep'ten, Mardin'in Haseki'den, Siirt'in Musul'dan ayrı kabul edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Hatay'dan çıkın Fas'a varana kadar uğradığınız her Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkesinde bizden bir şeyler mutlaka görebilirsiniz. Trakya'dan, Doğu Avrupa'ya kadar olan coğrafyada attığınız her adımda ecdadın izlerinden birine mutlaka rastlarsınız. Tarih kitaplarımızda Misakımilli'yi okuyoruz değil mi? Misakımilli'de ne var? Eğer Misakımilli diye bir derdimiz varsa, kusura bakmayın, o zaman bu soruyu kendi içimizde birbirimize soramayız. Tam aksine burada 'Üzerimize düşen görevler var' demek zorundayız." diye konuştu.

"Bizim kültürümüzde aslını inkar eden haramzadedir." diyen Erdoğan, Irak, Suriye, Libya, Kırım, Karabağ, Bosna ve diğer kardeş bölgeler ile ilgilenmenin Türkiye'nin hem görevi hem de hakkı olduğuna dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlardan vazgeçtiğimiz gün, istiklalimizden ve istikbalimizden vazgeçtiğimiz gündür. Bizim buna hakkımız olmadığı gibi milletimiz de böyle bir duruma asla rıza göstermez. Türkiye, 79 milyon vatandaşıyla birlikte köklü, tarihi, kültürel ve insani bağlarla iç içe olduğu geniş coğrafyadaki yüz milyonlarca kardeşine karşı da sorumludur."

- "Kobani'nin güneyinde pistler inşa ediliyor"

Türk vatandaşlarına seslendiğini ifade eden Erdoğan, şunları aktardı:

"Önce kendimize güveneceğiz, kendimize inanacağız. 80 milyonluk Türkiye olarak biz kimiz, biz neyiz? Şair diyor ya, 'Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.' Millet olma şuuru çok önemli, kendimize güveneceğiz. 3-5 PKK'lı zibidiye biz Türkiye'yi böldürtmeyiz, bunu böyle bilmemiz lazım. Biz kalkıp 3-5 DEAŞ'lıya burayı böldürtmeyiz. Bunların İslam'la alakası yok. Bunlar Müslüman falan değil, sadece bunlar bizim güzel dinimizi kirletiyor. Bunlar pislik, hiç alakası yok. İşte bir de PKK'nın atığı, PYD, YPG... Bunlar atık. Birileri de bunlara sahip çıkıyor, bunlara silah indiriyorlar, bindiriyorlar. Bakıyorsunuz Kobani'nin güneyinde pistler inşa ediliyor. Bunu bizimle görüşüp, dertleşip varsa atılacak bir adım öyle yapman lazım, PYD gibi bir terör örgütü ile değil. O, PKK'nın atığıdır, bunu böyle kabul etmen lazım. Bizimle NATO'da berabersin, müttefiksin, NATO'da beraber olduğun Türkiye'yi bir kenara koyacaksın bir terör örgütü ile beraber olacaksın. Neymiş? DEAŞ'a karşı savaşıyor. Böyle saçmalık olur mu?"

- "Tezgah farklı dönüyor, tuzak farklı, dert anlatılır gibi değil"

Erdoğan, 63 ülkenin Amerika ile beraber olduğuna işaret ederek 10-15 bin DEAŞ teröristiyle Suriye'de karşı karşıya gelmeye 63 ülkenin gücünün yetmemesinin mümkün olmadığını belirtti. Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Nerede, NATO? Biz NATO'da beraberiz. PYD sizin NATO'da ortağınız değil ki, YPG sizin ortağınız değil ki? Biz seninle ortağız. Orada müttefikiz. Biz bunların canına okuruz. Onlarla ne işimiz var bizim? Eğer dost olmak için DEAŞ'a karşı olmak ölçüyse o zaman El Nusra ile de dost ol. Çünkü El Nusra da şu anda DEAŞ'le savaşıyor. Bunun ne akılla ne bilimle ne tecrübeyle izahı mümkün değil. Fakat tezgah farklı dönüyor, tuzak farklı, dert anlatılır gibi değil. Ne olursa olsun biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız bunu böyle bilelim çünkü hesap başka. Üzerine üzerine biz bu işin gideceğiz."

- "Başika'dan çıkmaya niyetimiz yok"

"Musul halkını kendi kaderine terk edilebilir miyiz?" diye soran Erdoğan, Musul'un tarihinde Türkiye'nin bulunduğuna işaret etti. Musul'u Musulludan alıp birilerine vermenin hesabının yapıldığını aktaran Erdoğan, buna "Hayır" dediklerini, Musul'da Musulluların yaşaması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, Musul'da Arap, Türkmen ve Kürtlerin yaşadığını dile getirerek şunları söyledi:

"Ama oraya bir DEAŞ sızmış. Şimdi DEAŞ'la orada bu mücadele veriliyor. Bu mücadele koalisyon güçleri ne yazık ki diyorlar ki 'Türkiye burada merkezi yönetimden izin almalı.' Ben de koalisyon güçlerinin başına diyorum ki 'Ey koalisyon güçleri, kusura bakma.' Biz Başika üssünü kurarken o merkezi yönetim şahsıma geldi, dedi ki 'Başika'da bir üs kurmanız bizim için isabetli olacaktır. Sayın Başbakanımız o zaman Davutoğlu, onunla da görüştüler ve ardından biz de Başika üssünü kurduk. Şu anda biz Başika'da varız. Şimdi ne diyorlar, 'Başika'dan Türkiye'nin çıkması gerekiyor.' Kusura bakma, bizim Başika'dan çıkmaya niyetimiz yok. Musul sorunu hallolana kadar biz oradayız. Telafer, aynı şekilde. Yaklaşık 400 bin nüfus var. Hepsi Türkmen de yarısı Şii, yarısı Sünni. Orada da yine sulhu sükun avdet edene kadar bizler, elimizi çekmeyeceğiz. Bunu da herkes bilsin. Çünkü biz diplomatik yollarla her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Yapmaya da devam ediyoruz."

- "Halep halkına sırtımızı dönemeyiz"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lozan'da olduğunu anımsatan Erdoğan, Amerika, Rusya, İran, Suudi Arabistan ve Katar'ın da orada olduğunu ve bu konuları ele aldıklarını belirtti.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"İnşallah bir neticeye varacağız. Halep halkına sırtımızı dönebilir miyiz? Dönemeyiz. Batı Trakya'daki, Kıbrıs'taki, Kırım'daki soydaşlarımızı yok sayamayız. Libya'yı, Mısır'ı, Bosna'yı, Afganistan'ı, kendi dertleriyle baş başa bırakamayız. Aksi takdirde tarihe de buralarda yaşayan ve kalpleri bizimle birlikte çarpan kardeşlerimize de mahcup oluruz. Biz gönül sınırlarımız içerisindeki her yerde her kardeşimizin derdiyle dertlenecek, sevinciyle sevineceğiz. Bizim bu ilgimizi kendi emperyalist sömürgeci tarihleriyle veya mezhebi, etnik saplantılarıyla karıştıranlar, bize akıl vermek yerine dönüp kendilerine baksınlar. Bu milletin Yunus'un engin gönüllüğü kadar, Yavuz'un cengaverliğine, Abdülhamit Han'ın diplomatik dehasına da sahip olduğu unutulmamalıdır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile geldiği törende RTEÜ tanıtım filmi gösterildi. Törendeki konuşmalar, aynı anda işaret diline çevrildi.

Üniversite Rektörü Hüseyin Karaman, Erdoğan'a üzerinde hat bulunan bir tablo hediye etti.

Törene TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın yanı sıra çok sayıda bakan, milletvekili, akademisyen ve öğrenci katıldı.

(Bitti)

Yorumlar