Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan: "Güçlendirme, deprem için kalkan"

İstanbul Aydın Üniversitesi AFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, deprem riski olan İstanbul gibi kentlerde yapılacak yapı güçlendirme çalışmalarının depreme karşı bir kalkan olabileceğine dikkat çekti.Türkiye nüfusunun yüzde 70’inden...

Google Haberlere Abone ol
Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan: "Güçlendirme, deprem için kalkan"

İstanbul Aydın Üniversitesi AFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, deprem riski olan İstanbul gibi kentlerde yapılacak yapı güçlendirme çalışmalarının depreme karşı bir kalkan olabileceğine dikkat çekti.

Türkiye nüfusunun yüzde 70’inden fazlası artık şehirlerde yaşıyor. Özellikle sanayi devrimi sonrası kentlerdeki eğitim, sağlık ve iş imkânları gibi yaşam olanaklarından faydalanmaya çalışan insanlar, kırsal alanlardan kentlere doğru yoğun bir göç akımı başlattı. Göç sonucunda hızlı büyüyen kentlerde, yeni yerleşim alanlarının seçiminde deprem gibi afet riskleri, zemin ve topografik özelliklerin yeterince dikkate alınmadığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, bu durumun kentlerimizi daha büyük risk havuzlarına dönüştürdüğünü ve günümüzde dünya genelinde yaşanan afetlerin daha fazla insanı etkilemesinin ve daha fazla ekonomik kayıplara neden olmasının temelinde yer alan belki de en önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Altan, dünya genelinde yaşanan afetlerin daha fazla insanı etkilemesinin ve daha fazla ekonomik kayıplara neden olmasının temelinde kentlerdeki risk havuzlarının etkili olduğuna dikkat çekti. Dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kentleşmede bu durumun etkili olduğunun gözlemlendiğine işaret ederek 1999 Marmara Depremi’nin bunu açıkça gösterdiğini ifade etti.

Tüm bu tabloya bir de bir önceki yıllara göre oluşum sıklığı giderek artan afetlerin eklenmesi, olası bir afette meydana gelebilecek kayıpların ve çevresel sorunların çözümüne yönelik hızlı ve etkin önlem alma ihtiyacı doğduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Altan, “Bu ihtiyaç sonucunda ise afetlerde meydana gelen kayıplarda en büyük paya sahip olan yapıların afetlere karşı dayanımlarının artırılması, öncelikli hedeflerden birisini oluşturmaktadır. Bu nedenle özellikle ülkemizde afete neden olabilecek risklerin başında gelen depremlere karşı kullandığımız yapıların afet direncinin artırılması Erzincan, Düzce, Adapazarı, Van depremlerinde yaşadıklarımızın tekrarlanmaması için hayati önem taşımaktadır” dedi.

Yakın tarihimizde önemli izler bırakan depremlere baktığımızda uygun yapım tekniği ve inşaat malzemelerinin kullanımında ve mühendislik hizmetlerinde eksiklikler olduğunu ve bunun da yapılardaki hasarın derecesini belirlediğini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, ülkemizde belirli dönemlerde yürürlüğe konulan yapı yönetmelikleri bulunmasına rağmen yönetmelikte belirlenen standartların sahada uygulanmamasının sıkıntı oluşturduğunu ifade ederek, “Ancak yönetmeliklerde belirlenen standartlara uyan yapılarda beklenildiği gibi hasar derecesi düşük seviyelerde kalmıştır” dedi.

"Güçlendirme çalışmaları kazanımdır"

Bugün Türkiye’de depreme dayanımı düşük niteliksiz yapı stoğunun neden olacağı sorunları aşmak için kullanılan yöntemlerden birisinin yapı güçlendirme çalışmaları olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altan, “Bir yapının deprem ve benzeri kuvvetlere karşı kendisinden beklenen performansı sağlayabilmesi için yapının tamamında ya da bazı bölümlerinde yapılan iyileştirme çalışmaları olarak tanımlanan güçlendirme çalışmaları süre ve maliyet açısından çok önemli kazanımlar sunmaktadır. Özellikle kısa bir gelecek zaman dilimi içerisinde büyük bir depremin beklendiği İstanbul gibi kentler için güçlendirme çalışmaları önemli kazanımlar sunacaktır” ifadelerinde bulundu.

2007 yılında yayınlanan ‘Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik’ ile belirlenen standartları yakalamanın güçlendirme çalışmalarında esas olduğunu belirten Prof. Dr. Altan, şu açıklamalarda bulundu: “Yönetmelik özetle deprem riski taşıyan bir bölgede meydana gelebilecek büyük ölçekli bir depremde bölgede bulunan yapılar hasar görse bile içerisindeki insanların zarar görmesini engelleyecek yeterliliklere sahip olmasını gerektirmektedir. Bina yeniden yapılırken ya da güçlendirilirken bu gerekliliğe hizmet edecek sağlamlığa sahip olmalı. Ancak incelediğimiz bazı örneklerden mevcut güçlendirme algısının ve uygulamalarının bu yeterlilikte olmadığı görülmektedir. Güçlendirme çalışmaları doğru teknik ve yöntemlerle yapılmadığı zaman yapının deprem dayanımı artırmak yerine mevcut direncini daha da düşürebilmektedir.”

"Deprem riski analiz edilmeli"

Son olarak uygulanacak bir güçlendirme çalışmasında yönetmeliklerle belirlenen standartlara ulaşabilmek için binanın mevcut güvenlik düzeyinin, geometrisinin ve donatı detaylarının tam olarak hesaplanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, zemin özelliklerinin ve bölgenin deprem riskinin analizi ve kullanılacak malzeme ve yöntemlerin buna göre seçimi ve tüm bu analiz ve hesaplamalar sonrasında toplanan veriler ile bir modelleme oluşturularak statik ve dinamik analizlerle desteklenmesinin öneminin altını çizdi. Bina güçlendirme sürecinin hazırlanış ve uygulama süreçleri ile ciddi deneyim ve uzmanlık gerektirdiğini belirterek “Tüm bu hesaplamalardan ve mühendislik hizmetlerinde yoksun bir güçlendirme çalışmasının zaman ve kaynak israfından ziyade kullanıcılarının can güvenliğini de tehdit edeceği unutulmamalıdır” yorumunda bulundu.

Yorumlar