ORSAM'dan "Değişen Ortadoğu'da İran ve Türkiye" paneli

- İran'ın Araştırma ve Eğitimden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sajjadpour: - "İran, 15 Temmuz darbe girişimine karşı Türk halkı ve Türk hükümetinin yanında oldu. O gece İran halkı da uyumadı çünkü komşu ülkede demokratik yapılara karşı olan bu girişim kolay bir mesele değildi" - "Türkiye ve İran, 400 yıldan bu yana bölgedeki en istikrarlı sınırlara sahip. Çok eski tarihi ilişkileri olan Türkiye ve İran bölgedeki en önemli iki güç" - ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Altunışık: - "Tarih boyunca iki ülke arasında daima yerli boyutları da olan ideolojik bir yarış vardı. Şimdilerde ise bu yarışın bölgesel ölçütler üzerinden sürdüğünü söyleyebiliriz"

Google Haberlere Abone ol
ORSAM'dan "Değişen Ortadoğu'da İran ve Türkiye" paneli

ANKARA (AA) - İran'ın Araştırma ve Eğitimden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Seyed Kazem Sajjadpour, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "İran, 15 Temmuz darbe girişimine karşı Türk halkı ve Türk hükümetinin yanında oldu. O gece İran halkı da uyumadı çünkü komşu ülkede demokratik yapılara karşı olan bu girişim kolay bir mesele değildi." dedi.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezinin (ORSAM) düzenlediği "Değişen Ortadoğu'da İran ve Türkiye" başlıklı panelde, Türkiye ve İran ilişkilerinin geçmişi ve bugünkü durumu ile birlikte bölgesel konular ele alındı.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi sosyal tesislerinde düzenlenen panele, İran'ın Araştırma ve Eğitimden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Seyed Kazem Sajjadpour, ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meliha Altunışık'ın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Sajjadpour, burada yaptığı konuşmada, Türkiye ve İran arasında 400 yıldan bu yana bölgedeki en istikrarlı sınırların bulunduğunu belirterek, çok eski tarihi ilişkilere sahip iki ülkenin bölgedeki en önemli iki güç olduğunu söyledi. Sajjadpour, bölgede barış ve istikrarın tesis edilmesinde ana oyunculardan Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Mısır'ın daha fazla kaynak ve mevcudiyete sahip olduğunu ve diğer ülkelerden daha önemli rol oynayabileceğine dikkati çekti.

İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin sadece enerji, ticaret ve insani ilişkilerden ibaret olmadığını, güvenlik, askeri ve istihbarat boyutlarının da bulunduğuna işaret eden Sajjadpour, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok geniş bir çerçeveyi kapsadığının altını çizdi.

Sajjadpour, son dönemde bölgenin barış ve güvenliğini merkeze alan analizlerin, stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, söz konusu analizlerin askeri ve güvenlik bileşenlerinden önce geldiğini vurguladı.

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Sajjadpour, "İran, 15 Temmuz darbe girişimine karşı Türk halkı ve Türk hükümetinin yanında oldu. O gece İran halkı da uyumadı çünkü komşu ülkede demokratik yapılara karşı olan bu girişim kolay bir mesele değildi." dedi.

Türkiye ve İran'ın farklılıklarının gözardı edilemeyeceğini fakat beraber yaşamanın ortak kader olduğu gibi bir takım gerçeklerden de kaçılamayacağını söyleyen Sajjadpour, iki ülke arasında sadece hükümetler arası değil birçok alanda da karşılıklı etkileşim olması gerektiğini kaydetti.

Suriye'de rejimin dışarıdan değiştirilmesinin ülkesi açısından kabul edilemez olduğuna dikkati çeken Sajjadpour, ulusların kaderlerini ancak kendilerinin belirleyebileceğini belirtti.

İran'ın terör örgütü DEAŞ ile mücadele etmediğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Sajjadpour, ülkesinin en başından beri DEAŞ ile mücadele içerisinde olduğunu vurguladı.

- "Bölgenin iki güçlü ülkesi Türkiye ve İran ilişkileri devamlık arz ediyor"

ODTÜ Rektör Yardımcısı Altunışık da bölge ülkelerinin politikalarında etraflı bir kutuplaşma olduğunu kaydederek güvenlik, askeri, ticari, ekonomik alanlardaki bazı eksiklikler nedeniyle bu ülkelerin kendi hegemonik düzenlerini uygulayamadıklarını ifade etti.

Bölgesel ve küresel ölçekte ilişkilerin evrim geçirdiğine fakat hangi yöne doğru gittiğinin bilinmediğine vurgu yapan Altunışık, söz konusu durumun bölgedeki ilişkileri de etkilediğine dikkati çekti.

Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerde zaman zaman farklılıklar görülmesine rağmen bölgenin iki güçlü aktörü arasındaki ilişkide süreklilik olduğunu anlatan Altunışık, tarihi açıdan bakıldığında daima iki ülke arasında güvensizlik faktörlerinin yanlış anlamadan daha fazla olduğunu ve tam bir güvenin tesis edilemediğini söyledi.

İki ülke arasında tarih boyunca daima yerli boyutları da olan ideolojik yarışın varlığına işaret eden Altunışık, şimdilerde bu yarışın bölgesel ölçütler üzerinden sürdüğü değerlendirmesinde bulundu.





Yorumlar