"Operasyon yapılmasaydı, Suriye'nin toprak bütünlüğü bozulacaktı"

- ORSAM Başkanı Doç. Dr. Kardaş: - "Bu operasyon yapılmasaydı, Suriye'nin toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi hızlı bir şekilde devam edecekti. DAEŞ ile mücadele ederken yeni bir gerçeklik yaratmamak gerekir. Türkiye'nin oraya yerleştirmek istediği gruplar ÖSO gibi özünde, devrimin başından beri bütüncül bir Suriye'yi savunuyorlar. YPG/PYD'nin ayrılıkçı bir ajandası var" - Prof. Dr. Dedeoğlu: - "Bu alınan önlem, Türkiye'nin güvenliği açısından anlamlı ama PYD'nin planları açısından negatif. Türkiye'nin Ortadoğu'ya girip bu 'bataklığı' daha da karıştırmak gibi bir derdi yok, uluslararası onay almış bir operasyon sürdürüyor" - SETA Dış Politika Araştırmacısı Acun: - "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde attığı adımlar, PKK ve DAEŞ ile mücadelesinde elinin güçlenmesi anlamına geliyor"

Google Haberlere Abone ol
"Operasyon yapılmasaydı, Suriye'nin toprak bütünlüğü bozulacaktı"

İSTANBUL (AA) - İSMAİL ÖZDEMİR - Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş, DAEŞ'e yönelik Fırat Kalkanı Operasyonu'na ilişkin, "Bu operasyon yapılmasaydı, Suriye'nin toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi hızlı bir şekilde devam edecekti. DAEŞ ile mücadele ederken yeni bir gerçeklik yaratmamak gerekir. Türkiye'nin oraya yerleştirmek istediği gruplar ÖSO gibi özünde, devrimin başından beri bütüncül bir Suriye'yi savunuyorlar." dedi.

Kardaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, operasyonun zamanlamasında bir mesaj verme boyutu olduğunu ve harekatın Batı ile birlikte yürütüldüğünü söyledi.

Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde Özgür Suriye Ordusu'nun gelmesini istediğini ifade eden Kardaş, "Amerika DAEŞ'i birinci öncelik olarak gördüğü için YPG/PYD ile çalışıyordu. Amerika'nın, Türkiye'ye Menbiç ile ilgili verdiği bir söz vardı, Suriye Demokratik Güçleri Menbiç'i alacak ama YPG/PYD bölge temizlendikten sonra, yerel güçlere teslim edecekti yönetimi. Son iki haftaya baktığımız zaman asıl sorun burada başladı. YPG/PYD buradaki varlığını kalıcı hale getirmeye çalışıyor ve Amerika'nın verdiği sözü tutmadığını görüyoruz. Türkiye, Amerika'ya bunu hatırlatıyor. Amerika da şu ana kadar verdiği destekle bunu kabullendiğini gösteriyor. Türkiye'yi kaybetmek istemediğini görüyoruz." diye konuştu.

Kardaş, Türkiye'nin hedefinin alan açmak ve ÖSO unsurlarını açılan alanlara yerleştirmek olduğunu dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Türkiye burada Rusya ile birlikte görünerek şunu da söylüyor, 'Sen benim hassasiyetlerimi göz önüne almadan müttefikim olarak hareket edersen, ben de artık kendime alternatif üretebilirim.' Amerika'nın da, Türkiye'nin bu mesajına karşılık, 'Türkiye'nin arkasında durmazsam toptan kaybedebilirim' mesajını aldığı gözüküyor. Bu operasyon yapılmasaydı, Suriye'nin toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi hızlı bir şekilde devam edecekti. DAEŞ ile mücadele ederken yeni bir gerçeklik yaratmamak gerekir. Türkiye'nin oraya yerleştirmek istediği gruplar ÖSO gibi özünde, devrimin başından beri bütüncül bir Suriye'yi savunuyorlar. YPG/PYD'nin ayrılıkçı bir ajandası var. Türkiye'nin, terörden arındırılmış bir bölge vurgusu var, bunun için de bir adımdır bu. Öncelik DAEŞ'ten temizlemek bölgeyi ancak uzun vadede ayrılıkçı örgütlere karşı da mücadele etmek."

- "Türkiye, DAEŞ’ten boşalan yere YPG'nin yerleşmesine engel olma amacında"

Eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu da Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasının, Suriye'nin geleceği konusunda çok uluslu bir uzlaşının yapı taşlarının oluşması olarak gördüğünü söyledi.

ABD'nin yerel güçlerle oluşturduğu vekalet savaşı projesinden vazgeçilmeye başlandığını ifade eden Dedeoğlu, bunun Türkiye'nin de istediği bir şey olduğunu belirterek, şunları aktardı:

"Dolayısıyla Türkiye bir anlamda hem ABD hem Rusya ile Suriye özelinde bir uzlaşı zemini kuruyor en çok istediği şey bu Türkiye'nin. Suriye'de istikrarın yeniden sağlanması oldukça pozitif anlamda bölgedeki gelişmeleri etkiler diye düşünüyorum. Türkiye, DAEŞ'ten boşalan yere YPG'nin silahlı güçlerinin yerleşmesine engel olma amacında. Bunun Suriye hükümeti tarafından da onaylandığını düşünüyoruz çünkü onlar da denetimi tamamen kaybettikleri için böyle bir güvenli bölge istiyorlar. PKK ile zaten mücadele ediliyor. Burada Türkiye'nin amacı, sınır çevresinde DAEŞ'ten boşalacak alanların, sonrasında daha büyük tehdit oluşturacak bir yapının eline geçmesini engellemek. Bu alınan önlem Türkiye'nin güvenliği açısından anlamlı ama PYD'nin planları açısından negatif. Türkiye'nin Ortadoğu'ya girip bu 'bataklığı' daha da karıştırmak gibi bir derdi yok, uluslararası onay almış bir operasyon sürdürüyor. Dolayısıyla PYD tabii gücü başkalarına yetemediği için bunu Türkiye üstünden başkalarına çeviriyor olabilir."

- "Hedef, DAEŞ'i çıkartarak sınır hattını tamamen bu örgütten temizlemek"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ise Türkiye'nin, Cerablus hamlesiyle Suriye'de söz sahibi olduğunu ve ana aktörlerden biri olduğunun tüm muhataplarına gösterdiğini söyledi.

Acun, Türkiye ve Rusya normalleşmesinin Suriye'ye doğrudan yansımaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Her iki ülkede de Suriye üzerinden bir kaybet-kaybet sarmalına girdiğinin idrakiyle belli bir zeminde özellikle de Suriye'nin toprak bütünlüğünü önceleyen bir siyasal çözüm üzerinde anlaşmış gözüküyorlar. Bu durum Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde attığı adımlar, PKK ve DAEŞ ile mücadelesinde elinin güçlenmesi anlamına geliyor. Cerablus operasyonun temel olarak iki hedefi var, birincisi DAEŞ'i bölgeden çıkartarak sınır hattını tamamen bu örgütten temizleyebilmek, böylece örgütün Türkiye'ye yönelik terör saldırıları gerçekleştirmesini minimize edebilmek ve sınır güvenliğini sağlayabilmek. İkincisi ise PKK'nın Suriye uzantılarının bölgeyi ele geçirmesinin önüne geçebilmek. Daha önce örneklerde olduğu gibi DAEŞ'in Suriyeli muhaliflerden ele geçirdiği bölgeleri ABD çok yoğun bir şekilde bombalayıp ardından bu bölgelerin PKK tarafından alınmasını sağlayan bir denklem vardı. PKK, ele geçirdiği bölgelerde ise demografik mühendislik yapma adına Arap ve Türkmen unsurları Türkiye'ye tehcir ediyordu. Bunu da engellemeye yönelik bir adım oldu."

Yorumlar