Ombudsmanın "FETÖ" mesaisi

İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - ANDAÇ HONGUR - Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından görevden alınan memurların kendilerine de müracaat ettiğini belirterek, "Bunlarla ilgili 300'e yakın müracaat var. Eğer kanun hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edilenler varsa, o, yasama faaliyeti olduğu için bizim bakamadığımız konulardan biri. Bunlara 'incelenemezlik' kararı veriyoruz." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ömeroğlu, kurumun, Anayasa'nın 74. maddesine göre Haziran 2012'de kurulduğunu ve Mart 2013'te faaliyete başladığını, kamu başdenetçisi ve denetçilerin 4 yıllık süre için seçildiğini anlattı.

Ömeroğlu, kamu başdenetçiliği için seçim takviminin başladığını ifade ederek, 15 günlük başvuru sürecinin tamamlandığını bildirdi.

İnsan Hakları Komisyonu ile Dilekçe Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyon tarafından öncelikle başdenetçilik için müracaatların 3'e, denetçiler için 15'e düşürüldüğünü dile getiren Ömeroğlu, kamu başdenetçisinin TBMM Genel Kurulu'nca, 15'e düşürülen kamu denetçilerinin 5'inin de karma komisyonca seçildiğini kaydetti.

Seçim sürecinin devam ettiğini aktaran Ömeroğlu, "Dün başvurular son buldu. Bundan sonraki 15 gün içerisinde karma komisyon muhtemelen bunları değerlendirecek, daha sonra başdenetçilik için 3 ismi TBMM Genel Kurulu'na sunacak. 3 kişiden biri de Genel Kurulca seçilecek. (Başdenetçilik için) Ben aday olmadım. Yeni aday olacak arkadaşlara da başarılar diliyorum. 4 yıllık süremi tamamladım, kurumsallaşma için elimden geleni yaptım. Hatalarıyla sevaplarıyla onlar geride kaldı, bunları tarih yazacaktır gelecekte." ifadelerini kullandı.

- "Tespitlerim nedeniyle eleştiri almıştım"

Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, 27 Haziran'da "Adalet Sistemimizin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması" başlıklı bir yargı özel raporu açıkladıklarına değinerek, şöyle devam etti:

"Orada yargının hemen hemen tüm sorunlarına temas ettik, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, arabuluculuk vesaire... Fakat özellikle de yargı içerisindeki yasa dışı yapılanma, FETÖ, PDY ile ilgili de ilginç tespitlerimiz oldu. Bunlar öyle afaki değil iddianamelere, polis raporlarına yansımış tespitler. 35-40 yıldan bu yana deyim yerindeyse devletin kılcal damarlarına kadar sızan korkunç bir örgütle karşı karşıyayız. Ben onu şöyle tarif ediyorum: Varlığı gerçek ama hayalet gibi dolaşıyorlar. Su, çok kıymetli bir varlık, ama su gibi her türlü kabın şeklini alan insanlar. En yakınınızdaki insanlar bir bakıyorsunuz, bu örgütün mensubu olmuşlar. Bunlar bizim içerimize sızdılar. Bunların dinle de ilgisi yok, dini motifi kullanarak, inananları da lekelediler bu şekilde. Zaten onlar mağdur edebiyatı yönünden güçlendi, şu an yine o mağdur edebiyatına da onlar sahip çıkmaktadır."

Ömeroğlu, raporda yaptığı tespitlerinin ardından o dönemde bazı eleştiriler de aldığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"FETÖ'nün mensupları olan veya bunlara hizmet eden yargı mensupları, sistemin dışına çıkarılmadıkça, bunlar ihraç edilmedikçe yargıya rahat yoktur" dediğini hatırlattı. Ömeroğlu, "Bir yasa çıktı ve bunların birçoğunu, Yargıtay, Danıştay ve yüksek mahkemelerdekilerini dağıttılar. Böyle bir darbeye teşebbüs olmasını istemezdim ama eğrisi doğrusuna rastladı, bunların hepsi sistem dışına atıldı. Aynı şekilde askeri yargıda da korkunç bir yapılanma olduğu raporumda vardı. 'Bu tespitlerin aksi bir durum varsa Genelkurmay da açıklama yapsın' diye de kayıt düştüm."

- "Beni de dinlediler"

FETÖ/PDY'nin takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaptığı ve şüphelilere kumpas kurduğu iddiasıyla Fetullah Gülen ile birlikte 69 sanığın yargılandığı davada müşteki olarak yer aldığını anımsatan Ömeroğlu, geçmişte her yere sızan örgütün uzun yıllar kendisini de dinlediğini söyledi.

Ömeroğlu, bu örgütü Mart 2013'te ilk kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini anlatarak, daha sonra da yeni bir şikayet dilekçesi verdiğini hatırlattı.

Davanın şikayetçilerinden olduğunu belirten Ömeroğlu, "Ben adalete güveniyorum. Bunları en seri şekilde cezalandıracaklarına inanıyorum. Bizi dinlemeleri önemli değil. Devletin en üst makamlarını yüzlerce, binlerce kere dinlemişler. 4 yıl bir enerji bakanlığı ne için dinlenir. Pensilvanya'da oturan adamın enerjiyle ne ilgisi olabilir? Bunları sorgulamak lazım. Milletimiz bunu sorgulayacak." diye konuştu.

- Kamu denetçiliğine de başvuru var

Ömeroğlu, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından görevden alınan, hakkında soruşturma açılan devlet memurlarının da kuruma başvurduğunu kaydederek, şunları aktardı:

"Bunlarla ilgili 300'e yakın müracaat var. Eğer KHK ile ihraç edilenler varsa, o yasama faaliyeti olduğu için bizim bakamadığımız konulardan biri. Bunlara 'incelenemezlik' kararı veriyoruz. Diğer yönden eğer idari yargıya müracaat hakları oluyorsa, önce biz ilgili idareye gönderiyoruz. Gönderme kararından sonra idare bir karar veriyor. Daha sonra da yargıya gitmeden önce bize geliyor. Bizim kuruma müracaat edildiğinde mahkemeye müracaat süresi kesiliyor. Vatandaş bize o koşullarda gelebilir. Şartları varsa inceliyoruz. Haksızlık, hukuka aykırılık gibi bir durum tespit edersek, ilgili idareye tavsiyede bulunuyoruz veya talebi reddediyoruz."

Bu süreçte KDK'da da bazı personelin görevinden uzaklaştırıldığını ifade eden Ömeroğlu, "Biz de komisyon kurduk. Bir hata varsa bu hatadan her zaman için dönülür. Bu bir erdemliktir. Dolayısıyla kimseye de göz göre göre adaletsizlik, haksızlık yapmayız. Devletimiz güçlüdür, üstesinden gelecektir inşallah." dedi.

Ömeroğlu, devlete sadakat yönünden şüpheli olan insanların sistemin dışına itilmesi gerektiğini vurguladı.