Yasaklı toplantılardan Cumhurbaşkanlı kongreye: Nahda

Kurulduğu 1972’den bu tarafa gerçekleştirdiği sekiz kongresini yasaklardan dolayı ya gizli olarak ya da Tunus dışında yapan Nahda’nın 10. kongresine Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi de katıldı. Hareket kongrede “siyasi işler ve dini faaliyetleri” birbirinden ayırma kararı aldı. Tunuslu siyasi analist Curuşi: -“Bu durum Nahda Hareketi’nin Tunus’taki realitesi ve rakipleri tarafından mecbur bırakılmış bir durumdur. Siyasi hasımları Nahda’nın siyasi projelerini gerçekleştirmek için dini kullandığı konusunda suçlamalarda bulunuyorlardı." -“Nahda’nın ekonomiye ağırlık veren yeni bir hitaba geçmesi siyasi alanda uzmanlaşacağının göstergesi olacaktır. Tunus’ta siyasi partilerin siyasi meşruiyet kazanabilmeleri kalkınmaya dönük planların ve hedeflerin hayata geçirilmesindeki başarılarına bağlı olacaktır. ”

Google Haberlere Abone ol
Yasaklı toplantılardan Cumhurbaşkanlı kongreye: Nahda

TUNUS (AA) - HAMDİ YILDIZ - Tunus'ta 1972 yılında hukukçu Abdulfettah Moro ve Raşid el-Gannuşi’nin liderliğinde bir grup İslami referanslı gencin kurduğu Nahda Hareketi, uzun geçen yasaklı yıllardan sonra devletin bir numarası Cumhurbaşkanı El-Baci Kaid es-Sibsi’nin de katılımıyla Kongre’ye gitti. Bugüne kadar gerçekleştirdiği kongrelerin büyük bölümünü yasaklardan dolayı ya gizli olarak ya da Tunus dışında gerçekleştiren hareket, 10. Kongresine “Siyasi işler ile dini faaliyetleri birbirinden ayırma“ gündemiyle girdi.

Kurucu lider Gannuşi’nin yeniden başa geldiği Nahda, bundan sonra teşkilatlanma yapısı ve siyasi faaliyet alanlarıyla dini faaliyet alanlarını birbirinden ayırmaya çalışacak.

AA muhabirine konuşan Tunuslu Siyaset Bilimi Uzmanı ve Analist Salahaddin Curuşi Nahda’nın bu kararı almasında içeriden ve dışarıdan harekete yönelik baskıların rol oynadığı görüşünde. “Bu durum Nahda Hareketi’nin Tunus’taki realitesi ve rakipleri tarafından mecbur bırakılmış bir durumdur.” diye konuşan Curuşi, siyasi rakiplerinin Nahda’ya bu konuda çeşitli suçlamalarda bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

“Siyasi hasımları Nahda’nın siyasi projelerini gerçekleştirmek için dini kullandığı konusunda suçlamalarda bulunuyorlardı. Devrimden sonra Nahda Hareketi kendisini yönetime ortak olarak buldu. Rakipleri Nahda’nın mukaddesatı elinde tuttuğu iddiasında bulundu. Diğer yandan Nahda Yönetimi halk nezdinde de kendisini İslam adına konuşmak ve onu korumayla sorumluymuş gibi olduğu izlenimi oluşturduğunu gördüler. Gannuşi ve Harekette şu kanaat oluştu: Din alanı uzmanlık alanıdır, siyasi alan da yine başka bir uzmanlık alanıdır.”

Son yıllarda partiye yönelik baskıların hareketin bu kararında etkili olduğunu belirten diğer bir Tunuslu siyasi yorumcu Riad Şuaybi ise, "Nahda’nın öyle sanıyorum ki 40 yıldan beri yürütmüş olduğu örgüt ve teşkilat felsefesinden dolayı bir anda böyle bir ayrımın yapabilmesi çok zor olacaktır. Konu sadece yapısal bir konu değildir. Kimin davet alanında kimin siyasi alanda çalışacağı konusu değildir. Bu fikri ve siyasi bir konudur. Nahda Hareketi ve söyleminde dini ve davet alanlarının birbirinden ayrılması konusunun kavranması için sanırım uzun yıllara ihtiyaç duyacaktır. “ ifadelerini kullandı.

Nahda Partisinin bu kararla özgürlükçü, liberal ve modern bir partiye dönüşmesinin beklendiğini anlatan Şuaybi, partinin nasıl bir kazanım elde edeceği konusunda Tunus seçmeni açısından önceliğin siyasi felsefeden öte kalkınma projeleri olacağını belirterek şöyle konuştu:

“Şu an Tunus’taki İslami referanslara sahip olmayan liberal partiler, liberalliklerine rağmen Tunus toplumuna nüfuz etme konusunda büyük zorluklarla karşılaşıyor. Öyle sanıyorum ki Tunus’un şu an sorunu dini ve siyasi alanların birbirinden ayrılması konusu değildir. Gerçek sorunlar ekonomik ve toplumsal sorunlardır. Bu konuda başarılı olacak olan herhangi bir parti en çok sayıda Tunusluyu çevresine toplayacaktır. “

Nahda kongresindeki uzun konuşmasının en büyük bölümünü kalkınma planlarına ayıran Nahda lideri Gannuşi’nin hitabının da parti’nin bundan sonraki birinci gündeminin halkın ihtiyaçlarına yönelik kalkınma projeleri olduğuna işaret ettiğini belirten Tunuslu siyaset yazarı Selahaddin Curuşi, “Ekonomiye ağırlık veren hitaba geçilmesi siyasi alanda bir uzmanlaşma olacağının göstergesidir.” diyerek şunları kaydetti.

“Nahda geniş halk kesimleri tarafından inanca yönelik konularda eleştirilmiyor, ancak halk şimdi Nahda’dan kalkınma istiyor. Bundan dolayı Tunus’ta Nahda Hareketi ya da diğer siyasi partilerin siyasi meşruiyet kazanabilmeleri kalkınmaya dönük planların ve hedeflerin hayata geçirilmesindeki başarılarına bağlı olacaktır.”

Yasaklı kongrelerden sonra yaptığı 10.kongrede Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi’nin de katılarak “uzlaşmacı tavırlarından dolayı” Gannuşi’ye teşekkür etmesinin hareketin meşruiyeti ve aldığı karara destek olarak yorumlandığını belirten Curuşi şunları kaydetti:

"Sibsi’nin katılımı Nahda Hareketi için önemliydi. Gelişi Nahda Hareketi’nde gerçekleşen davet ve siyaset alanların ayrıştırılması konusunda tabanı rahatlatmak amacını taşıyordu.Bu konudaki gelişmenin Nahda için zayıflatma oluşturmayacağının mesajını vermekti.”

Yorumlar