Muhafız Alayı darbe girişimi davası

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki eylemlere ilişkin 534 kişi hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi

Google Haberlere Abone ol
Muhafız Alayı darbe girişimi davası

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki eylemlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan sanıklardan eski astsubay Recep Durmazdır, olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığının Hatay İskenderun'daki taburunda muhabereci olarak görev yaptığını anlattı. Darbe girişiminin yaşandığı gece birliğinde darbeye destek verilmediğini savunan Durmazdır, üst rütbeli komutanlarının herhangi bir kanunsuz emrine şahit olmadığını iddia eti.

Sanık Durmazdır, 16 Ağustos 2016'da gözaltına alınıp Ankara'ya getirildiğini, 23 Ağustos'ta da tutuklandığını belirtti.

İddianamede geçen "Hasan Cora" adlı kişinin, "Örgüt evine ayda bir defa gelirdi." şeklindeki beyanını kabul etmeyen Durmazdır, şunları söyledi:

"Örgüt evine gittiğim yönündeki ifadelerin bir mantığı yok. Ağustos 2015'te Silopi'de görev yaptım. Daha sonra Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentine gittim. Cora'nın ifadesinde geçen, 'Eve her ay geliyordu...' Bu, mümkün değildir. Ayrıca, telefon kayıtlarım incelenirse darbe girişiminin yaşandığı gece Hatay İskenderun'da olduğum da anlaşılacaktır. Görev yaptığım birliğe yazı yazıldığı takdirde her şey anlaşılacaktır."

Sanık eski astsubay Abdulsamet Baysal da darbe teşebbüsünün yaşandığı gece Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde Kilis'te görevli olduğunu, hiçbir şekilde darbeye yönelik faaliyetinin bulunmadığını iddia etti.

Daha önce birçok terör operasyonunda ölümü göze alarak görev yaptığını dile getiren Baysal, "Gözaltına alınmadan önce DEAŞ ve PKK tehditlerine karşı Suriye sınırında gözetleme yapıyordum." ifadelerini kullandı.

Hakkındaki örgüt üyesi olduğuna dair "Hasan Cora" isimli kişinin beyanlarını kabul etmeyen Baysal, "Bu yaşıma kadar devlet terbiyesinin dışına çıkmadım. Daha önce tanımadığım görüşmediğim, Hasan Cora isimli şahsın beyanları nedeniyle tutuklandım. Tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.

Duruşmada savunma yapan eski astsubay Ahmet Kultar da tutuklanmadan önce Özel Kuvvetler Komutanlığında ilk yardım eğitmeni olarak çalıştığını söyledi.

Darbe girişiminden bir gün önce izinde olmasına rağmen üsteğmen Ergün Özyurt'un kendisini izinden çağırarak 15 Temmuz saat 21.00'de koruma tatbikatı gereği Muhafız Alayı'na gitmesini emrettiğini ileri süren Kultar, sağlık astsubay olduğu için bu tür tatbikatlara sürekli gittiğini, bunun da rutin bir tatbikat olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

Olay günü Ergün üsteğmen ve Timur Özgen başçavuşun da olduğu araçla, askeri kimlik kartlarını gösterip rutin kontrollerini yaptırarak, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına girdiklerini belirten Kultar, otoparkta kamuflajlarını giydikleri esnada havadaki F16'ları gördüklerini, bunun üzerine üsteğmen Özyurt'un terör saldırısı olduğunu söylediğini iddia etti.

Kultar, Muhafız Alayı'nda yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:

"Timur Özgen ile alayda kaldık. İlerleyen saatlerde dışarıdan patlama sesleri geliyordu. Otopark bölgesine geri döndüğümüzde, 23.00 sıralarında Başbakan Binali Yıldırım'ın küçük bir grubun kalkışma yaptığı açıklamasını dinledim. Kaçmaya çalıştık ancak dışarı çıkamadık. Sabaha karşı timden birisinin, Özel Kuvvetlere gidileceğini söylemesi üzerine helikopter pistine gittik. 2 helikopterden birisine binerek birliğime gideceğimizi düşünerek havalandık ancak daha sonra adını öğrendiğim Akıncı Üssü'ne indik."

Kultar, Akıncı Üssü'nde darbenin parçası olmamak için Osman Kemal Küçük ile tel örgülerden atlayıp kaçtıklarını, bir hafta park ve bahçelerde yattıklarını, ardından Küçük'ün bir akrabasının tuttuğu evde Ocak 2017'ye kadar saklandığını ifade etti.

Tutuklanmadan önce lenf kanseri tedavisi gördüğünü ileri süren Kultar, tahliye talebinde bulundu.

Sanıklardan eski astsubay Mahmut Kara da üzerine atılı suçlamaları reddedip tahliye talebinde bulundu.

Duruşma, sanık savunmalarıyla devam ediyor.

Yorumlar