MTTB Memleket Meseleleri toplantısı

- Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Küçükyılmaz: - "Türk tipi başkanlığın temel niteliklerinden biri, başkanlığın üniter yapıyla birlikte yürüdüğü sistem olmasıdır" - "Türkiye'de uygulanması önerilen başkanlık sisteminde eyalet ve federal yönetime yer yoktur"

Google Haberlere Abone ol
MTTB Memleket Meseleleri toplantısı

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, "Eğer halk cumhurbaşkanını doğrudan seçiyor ise başbakanlığın güçlü olduğu parlamenter sistem ile yola devam etmek teknik açıdan biraz sıkıntılı bir durum ortaya çıkarır." dedi.

Cağaloğlu'nda bulunan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Genel Merkezinde düzenlenen "Memleket Meseleleri" adlı toplantıda konuşan Küçükyılmaz, Türkiye'de parlamenter sistemin tarihi geçmişini anlattı.

"Parlamenter sistemle duygusal bağ var diye onu terk etmeyecek değiliz." diyen Küçükyılmaz, şöyle konuştu:

"Parlamenter sistem 90 yıl boyunca darbecilere, vesayetçilere kapı açan bir sistem. Bugün hızlı karar alabilen güçlü bir liderlik gerekiyor. Parlamenter sistem içinde güçlü lider sağlamak kolay değil ve bunun herhangi bir garantisi de yok. Ayrıca parlamenter sistemin istikrar üretmesi onun ancak başkanlık sistemine benzediği, yani 2002’den beri olduğu gibi, hakim parti iktidarlarının yaşandığı durumlarda mümkün. O halde, aslı var iken benzeri ile yetinmek doğru değil. Başkanlık sistemine geçmek gerekiyor."

Küçükyılmaz, Cumhurbaşkanını doğrudan halk seçinceye kadar sistemin değiştiğinin fazla idrak edilmediğini belirterek, "10 Ağustos 2014'ten sonra yavaş yavaş anlaşılmaya başladı. Bir tarafta yüzde 52 ile seçilmiş cumhurbaşkanı var, diğer tarafta ona yakın oranda oylarla seçilmiş bir hükümet var. İcrada iki başlılık var. Bu, kişilerin karakterlerinden bağımsız olarak sistemin çift başlılığı sebebiyle yürümesi zor bir durum." ifadesini kullandı.

Bu durumun devam etmesinin zor olduğunu dile getiren Küçükyılmaz, şunları kaydetti:

"2007 Referandumu sonrası bir çocuk doğmuştu, ama o günlerde bunun adı konmadı. Bu isim başkanlık sistemiydi. Eğer halk cumhurbaşkanını doğrudan seçiyor ise başbakanlığın güçlü olduğu parlamenter sistem ile yola devam etmek biraz sıkıntılı bir durum ortaya çıkarır. Çünkü biz 27 Nisan 2007 muhtıra girişimi sonrası parlamenter sistemin ürettiği bir krizi aşmak için 'cumhurbaşkanını artık meclis değil halk seçsin, bir daha önümüze darbe, kriz heyulası gelmesin' dedik."

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle siyasi konumunun da değiştiğine dikkati çeken Küçükyılmaz, "Siz bu cumhurbaşkanını hala eski cumhurbaşkanı gibi, meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanı gibi sembolik yetkilerle donatabilir misiniz? Ona 'şunu yapma, bunu yapma' deme gibi bir lüksünüz olabilir mi? Ortada yeni bir fotoğraf var" dedi.

Türkiye'de parlamenter sistemde 93 yılda 65 hükümet kurulduğunu ve her hükümetin ömrünün ortalama 1,5 yıl sürdüğünü dile getiren Küçükyılmaz, "Başkanlık sistemi olsaydı muhtemelen ortalama 20 civarı başkanlık dönemi yaşamış olacaktık." ifadesini kullandı.

Partili Cumhurbaşkanlığının Türkiye'de bir dönem uygulandığını aktaran Küçükyılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Aslında bu yeni olan bir şey değil, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü partili cumhurbaşkanıydı. Bu sistem, bugün yıl dönümünü yaşadığımız 27 Mayıs 1960 darbesiyle kaldırıldı. Kurdukları düzene II. Cumhuriyet diyen 27 Mayıs darbecileri Mustafa Kemal'in getirdiği sistemi kaldırmış; denetleyici, düzenleyici kurum ve kurumlar eliyle millet iradesini ipotek altına almışlardır. Ardından gelen 12 Eylül 1982 Anayasası ise kurumsal vesayeti sistemleştiren anayasadır."

Söyleşi soru cevap bölümüyle son buldu.

Yorumlar