Maliye Bakanı Ağbal, Afyonkarahisar'da: (3)

- "Avrupa Birliği pazarı her ne kadar olumlu yönde bir gidiş sergilese de toplam ihracatımızda tabii ki bir takım kırılganlıklar hala devam ediyor" - "4 milyon 570 bin mükellef, 6552 sayılı kanundan yararlanarak yeniden yapılandırmaya müracaat etti. Yaklaşık 9,7 milyar lira tahsilat yapıldı"

Google Haberlere Abone ol
Maliye Bakanı Ağbal, Afyonkarahisar'da: (3)

AFYONKARAHİSAR (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Avrupa Birliği pazarı her ne kadar olumlu yönde bir gidiş sergilese de toplam ihracatımızda tabii ki bir takım kırılganlıklar hala devam ediyor." dedi.

Ağbal, Gelir İdaresi Başkanlığınca Afyonkarahisar'da bir otelde düzenlenen, "2016 Yılı Çalışmalarının ve Hedeflerinin Değerlendirilmesi" başlıklı toplantıda, yeni dönemde Gelir idaresi Başkanlığının öne çıkan en önemli vasıflarından birinin, verginin süresinde ödenmesini sağlamak, süresinde ödenmeyen vergiyi de en kısa zamanda tahsil etmek olduğunu söyledi.

Bir mükellefin süresinde ödenmeyen vergi borcu varsa en kısa sürede haberi olması gerektiğini belirten Ağbal, "(Biz sizin borcunuzu süresinde ödemediğinizi biliyoruz. Lütfen borcunuzu ödeyin. Ödeyememenizi gerektiren bir durum varsa, bu borcunuzu tahsil etme noktasında biz size nasıl yardımcı olabiliriz?) Bunu diyelim. Ödeme kabiliyeti ve kapasitesi olduğu halde ödemediğinde de devletin kanunlarla vermiş olduğu bütün yetkilerimizi kullanmak suretiyle alacağı bir an önce tahsis edelim." ifadesini kullandı.

Ağbal, vadesinde ödenmeyen bir borcun ertesi gün vatandaşa bildirilmesi, cep telefonunu açtığında Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan bir mesaj görüp, "benim ödenmemiş bir borcum var." diyebilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Geçen gün benim başıma bir olay geldi. Araç muayenesi yaptıracağız. Muayene alanına gidildi veya gidilecek, randevu alınacak. Oradakiler demiş ki 'trafik para cezası var, ödememişsiniz' Ben de girdim internete, internetten anında ödedim. Şimdi ben borcumun olduğunu o anda öğrendim. Birisi bana onu o anda değilde daha önce söyleseydi herhalde ben o parayı o zaman öderdim. Yani burada vergisini gönüllü olarak ödemek isteyen vatandaşlarımız var. Çoğu zaman bu borçlarını çok geç öğreniyorlar. Yani araçla ilgili araç muayenesi olmasa demek ki; ben hiç öğrenmeyeceğim. Tahsilat konusunda zaman zaman gelir idaresi başkanları tereddüt içinde oluyor. Hiçbir tereddütünüz olmasın çok açık ve net söylüyorum. Şu anda devletin bir kuruş bile alacağı nerede varsa devletin bütün imkanlarını kullanmak suretiyle vadesi geçmiş alacaklarımızı takip edeceğiz."

Tahsilat oranını artırmak için bir dizi önlem ve uygulamayı hayata geçireceklerini bildiren Ağbal, borç ödenmedikten sonra takip etmenin önemli olmadığını, bu aşamaya gelmeden mükellefi takip etmek gerektiğini vurguladı.

- "İlk odaklanılması gereken alan, vadesi henüz geçmiş yakın dönem alacaklar"

Geçmiş yıllardan kalan alacaklarla ilgili de 2016 yılında konulmuş hedefler olduğunu dile getiren Ağbal, şunları kaydetti:

"İlk odaklanılması gereken alan, vadesi henüz geçmiş olan yakın dönem alacaklar. Kabaca 60-70 bin civarında orta bir mükellef grubu var. Bunların borç miktarı yaklaşık 100 bin ila 400 bin arasında değişiyor. Yakın takibe almak gerekiyor. 4 milyon 570 bin mükellef, 6552 sayılı kanundan yararlanarak yeniden yapılandırmaya müracaat etti. Yaklaşık 9,7 milyar lira tahsilat yapıldı. Ödeme alışkanlığı olup da sistem içinde kalan mükellefleri mutlaka yakın takibe alalım. Siz ne kadar yakın ilgi gösterip sistemde kalmalarını teşvik edecek olursanız, o kadar kanunun uygulanması başarılı olur. Özellikle Gelir İdaresi Başkanlığının uygulama ve veri yönetimiyle ilgili birimlerinin mutlaka analiz kabiliyetlerinin artırılması ve risk analizini daha fazla yapması gerekiyor."

Ağbal, Gelir İdaresi Başkanlığı olarak "vergi denetimi boyutu, kayıt dışı ile mücadele boyutu bizim işimiz değil, biz sadece mükellefi tespit eder vergiyi tahlil eder ve tahsil ederiz." denilmemesi gerektiğini, bunun doğru olmadığını ifade etti.

- "Hem küresel ticaret, hem de küresel büyüme istenilen ölçüde artmıyor"

2016 yılının Türkiye ekonomisi için fırsatları da tehditleri de içinde barındıran bir yıl olduğunu aktaran Ağbal, "2016 yılının başında özellikle küresel ekonomide bir takım belirsizlikler ve sıkıntılar ortaya çıktı. Şubatın ortalarına kadar küresel olarak bir risk algısı oldu. Şubatın ikinci yarısından itibaren beklentiler olumluya döndü. Yine de bugün dünya çapında hala küresel ekonomide özellikle büyüme tarafında riskler var. 2009 krizinin oluşturduğu derin ve yapısal sorunlar çözülmüş değil. Hala dünya çapında talep yeterince artmıyor. Üretim tarafında yani arz tarafında hala sıkıntılar var ve dolayısıyla küresel ticaret bunlardan etkileniyor. Hem küresel ticaret, hem de küresel büyüme istenilen ölçüde artmıyor." diye konuştu.

Bazı ülkeler dünya çapındaki krize rağmen olumlu bir performans sergilerken bazılarının ise bir türlü kendisini toparlayamadığına işaret eden Ağbal, özellikle küresel anlamda piyasalardaki kırılganlıkların, sıkıntıların devam ettiğini aktardı.

Başta Avrupa Birliği'nde olmak üzere bir takım bankaların yapısal sorunlarının devam ettiğini belirten Ağbal, şunları kaydetti:

"Finansal koşullar o kadar iyi değil. Bu birçok ülkede olduğu gibi Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Dış ticaret kanalından ihracatımızı, ithalatımızı, cari işlemler dengemizi etkiliyor. Türkiye olarak biz dış finansmana ihtiyaç duyan bir ülkeyiz. Eğer elverişli koşullar varsa dış finansmana erişebilirsiniz, bu kanaldan da sıkıntılar var. Avrupa Birliği pazarı her ne kadar olumlu yönde bir gidiş sergilese de toplam ihracatımızda tabii ki bir takım kırılganlıklar hala devam ediyor. 2016 yılı önemli bir yıl, bütçede koyduğumuz hedefler var. Vergi dairesi başkanlarımız ve başkanlıklarımızın bu idarenin performansında ne kadar emeği ve katkısı olması gerekiyorsa aynı katkı merkezdeki arkadaşlarımız için de geçerlidir. Grup başkanlarımız, daire başkanlarımız için de geçerli."

(Bitti)

Yorumlar