Kutsal topraklardaki hac heyecanı

- Diyanet İşleri Başkanı Görmez: - "Yıllar önce ana yurdunuzdan ayrıldınız, çoluk çocuğunuzun rızkını temin etmek için terki diyar ettiniz. Dünyanın muhtelif ülkelerine dağıldınız. Ailenizi, annenizi, babanızı, yurdunuzu bırakarak farklı ülkelerde yaşadınız. Ancak oralarda öyle bir şey yaptınız ki, o her birinizi kahraman kılan en önemli unsur oldu" - "(Gurbetçilere) Nerede yaşarsanız yaşayın dininizi, kimliğinizi, milletinizi, peygamberinizi, inancınızı, kitabınızı, Kur'an’ınızı, vatanınızı terk etmediniz. Her türlü olumsuzluklara rağmen farklı dünyalar içinde İslam’ı kendi çocuklarınıza öğretmeye devam ettiniz" - "Hac ibadeti bize merhameti şefkati öğretir. Hiçbir canlıya zarar vermemeyi öğretir. Karıncayı dahi ezmemeyi öğretir. Ama başka dünyalara bakıyorsunuz hatta İslam coğrafyasına bakıyorsunuz insanlar öldürülüyor. Çocuklar katlediliyor" - "Efendimiz (Hz. Muhammed) ‘Hac Arafat’tır’ buyuruyor. Bir saniyesi bile ömre bedel. Aynı zamanda Arafat bir itiraf yeridir. İtiraf edeceğiz orada. Af dileyeceğiz. Bizi irfana götürecek arif kılacak yerdir orası. Arafat'a çıkıp marifete koşacağız"

Google Haberlere Abone ol
Kutsal topraklardaki hac heyecanı

MEKKE (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, dünyanın dört bir tarafına yayılan gurbetçilerin, çoluk çocuklarının rızıklarını kazanmaya çalışan gurbetçilerin, yurtlarını bırakarak farklı ülkelerde yaşamalarına rağmen Kur'an-ı Kerim'i ve vatanlarını terk etmediklerini belirterek, "Nerede yaşarsanız yaşayın dininizi, kimliğinizi, milletinizi, Peygamberinizi, inancınızı, kitabınızı, Kur'an'ınızı, vatanınızı terk etmediniz. Her türlü olumsuzluklara rağmen farklı dünyalar içinde İslam’ı kendi çocuklarınıza öğretmeye devam ettiniz. " dedi.

Görmez, dünyanın çeşitli ülkelerinden kutsal topraklara gelen Türk vatandaşlarıyla Mekke'de bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen buluşmada, Kanada, Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa, Romanya, İsveç, Norveç, Avusturya gibi birçok ülkeden hac farizasını yerine getirmek için gelen gurbetçi vatandaşlarla buluşan Görmez, gurbetçi vatandaşların her türlü olumsuzluklara rağmen İslam’ı yaşama ve sonraki kuşaklara öğretme konusunda çaba sarf ettiklerini belirterek, her birinin birer kahraman olduğunu ifade etti.

- "Kur'an’ınızı, vatanınızı terk etmediniz"

Türkiye'den meşhur hafızların okudukları Kur'an tilavetiyle başlayan programda konuşan Başkan Görmez, şöyle konuştu:

"Yıllar önce ana yurdunuzdan ayrıldınız, çoluk çocuğunuzun rızkını temin etmek için terk-i diyar ettiniz. Dünyanın muhtelif ülkelerine dağıldınız. Ailenizi, annenizi, babanızı, yurdunuzu bırakarak farklı ülkelerde yaşadınız. Ancak oralarda öyle bir şey yaptınız ki o her birinizi kahraman kılan en önemli unsur oldu. Nerede yaşarsanız yaşayın dininizi, kimliğinizi, milletinizi, Peygamberinizi, inancınızı, kitabınızı, Kur'an'ınızı, vatanınızı terk etmediniz. Her türlü olumsuzluklara rağmen farklı dünyalar içinde İslam’ı kendi çocuklarınıza öğretmeye devam ettiniz.”

"Peygamber Efendimizin doğduğu ve gençliğini yaşadığı, Kur'an'ın ilk vahiylerinin indiği belde Mekke’de olmanın büyük bir bahtiyarlık olduğunu" ifade eden Görmez, gurbetçilere, kutsal topraklarda bulunmanın bilincinde olarak, zamanlarını dua ve ibadetle geçirmelerini tavsiye etti.

Görmez, haccın en yüce gaye olduğunu belirterek, haccın yapılışı, manası ve hikmeti üzerinde durdu. Haccın kalbin ameli olan güzel bir ibadet ve iç içe geçmiş yolculuklardan ibaret olduğunu dile getiren Görmez, "Hac ibadeti bize merhameti, şefkati öğretir. Hiçbir canlıya zarar vermemeyi öğretir. Karıncayı dahi ezmemeyi öğretir. Ama başka dünyalara bakıyorsunuz, hatta İslam coğrafyasına bakıyorsunuz, insanlar öldürülüyor. Çocuklar katlediliyor." ifadelerini kullandı.

- "Hepiniz Allah'ın misafirlerisiniz"

"İhram, her türlü dünyevilikten uzaklaşarak Allah ile olan sözleşmeyi yenilemektir" diyen Prof. Dr. Mehmet Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hac ibadeti için kutsal topraklara geldiniz. Niyetlerinizi edip ihramlarınıza büründünüz. İhram sadece iki parça havluya sarılmak demek değildir. İhramın manası, ‘Allah’ım ben yeni bir hayata gidiyorum, yeni bir dünyaya gidiyorum, bu dünyaya giderken makamı, mevkiyi, her türlü statüyü geride bırakıyorum ve kefenimle huzuruna geliyorum’ demektir. İhram, Allah ile olan sözleşmenin yenilenerek huzura varmaktır. Mik'at, belli bir vakitte buluşmak, akitleşmek demektir. İhramlarımızı giyip mik'at sınırından geçerken Allah ile buluşup akdimizi yenileriz."

-“Safa ve Merve Müslüman kalma bilincimizi diri tutan iki büyük simgedir"

Gurbetçi hacı adaylarının diğer tüm hacı adayları gibi Mekke’ye, mübarek beldedeki Kabe’ye Allah’ın misafirleri olarak geldiklerini vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:

"Dualar ettiniz. Tavaflar ettiniz. Tavaf, sıradan bir dönüş hareketi değildir. Kalbinizin tarafına Kabe’yi koyarak Hakk'a, hakikate, adalete yürümektir. Her adımın sevap olduğu bir ibadettir. Sonra Safa ve Merve tepelerine çıktınız. Safa ve Merve, Müslüman kalma bilincimizi diri tutan iki büyük simgedir. Attığınız her adım ibadettir. Ayaklarınızın her hareketi ibadettir. Sonra traş olarak ihramdan çıkıyorsunuz. Hayatınızda sıklıkla yaptığınız bu fiil bu defa ayrı bir önem taşıyor. Allah o kestiğiniz saçları kurban kabul ediyor. İhramdan çıkarken olduğunuz traş kurbana dönüşüyor. Arafat, insanın kendisiyle yüzleşmesidir"

- "Efendimiz 'Hac Arafat'tır' buyuruyor"

Diyanet İşleri Başkanı Görmez Arafat'ın, hac ibadetinin en önemli rükünlerinden biri olduğunu anlatarak, "Efendimiz (Hz. Muhammed) 'Hac Arafat'tır' buyuruyor" diyerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir saniyesi bile ömre bedel. Aynı zamanda Arafat bir itiraf yeridir. İtiraf edeceğiz orada. Af dileyeceğiz. Bizi irfana götürecek, arif kılacak yerdir orası. Arafat'a çıkıp marifete koşacağız. Arafat'ta kendimizi tanımaya gideceğiz, marifete ereceğiz. Vakfeye duracağız orada. Arafat’ta vakfeye durmak kötülüklere karşı bir duruştur. Bir kıyamdır.
“Arafat’ta dualarımızda sadece kendimize değil, vatanımıza, İslam alemine ve bütün insanlığa da dua edeceğiz. Arafat’ta ve Müzdelife’de Allah’a dua edeceğiz. Bir kez daha Allah’tan mağfiret isteyeceğiz. Sadece kendimize değil, yeryüzünde bütün bu nimetlerden mahrum kalmış, şiddet ve savaşın pençesinde kalmış kardeşlerimize dua edeceğiz. Hidayete muhtaç insanlara da dua edeceğiz. Komşumuza, arkadaşımıza, akrabamıza hepsine dua edeceğiz. İslam ümmetinin yeniden izzetine kavuşması için dua edeceğiz. Vatanımıza dua edeceğiz. Daha bir buçuk ay önce ihanetle karşı karşıya kaldık. Canlarını veren o şehitlerimizi unutmayacaksınız. Yıllardır dünyadaki bütün mazlumların umudu olmuş vatanımızın birliği beraberliği için can vermiş şühedayı unutmayacağız. Kurtuluş savaşından Çanakkale'ye Malazgirt'e kadar canlarını vatanımız için veren şühedayı unutmayacağız. Afrika'da susuz kalmış kardeşlerimizi, Arakan’da vatansız kalmış, zulüm altında kalan kardeşlerimizi unutmayacaksınız."

Görmez'in, gurbetçiler ve Türkiye halkı için dua ile sonlandırdığı programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Dursun Aygün, Cidde Ataşesi Süleyman Sarı ve çok sayıda hacı adayı katıldı.

Yorumlar