Kumrular'daki patlamaya ilişkin dava

- Ankara Kumrular Caddesi'nde, 20 Eylül 2011'de 5 kişinin ölümü ve 40 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör eylemine ilişkin 9 kişinin yargılandığı davada savcı, sanık Ümit Akgümüş'ün "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde 5 kişiyi tasarlayarak, bombayla kasten öldürmek" suçlarından 6 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi - Savcı, Akgümüş'ün, "terör örgütü üyeliği", "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde 40 kişiyi bombayla öldürmeye teşebbüs" ve "terör amaçlı olarak patlayıcı bulundurmak ve nakletmek" suçlarından ayrıca 177 yıla kadar hapsini, 8 sanığın ise beraatlerini talep etti

Google Haberlere Abone ol
Kumrular'daki patlamaya ilişkin dava

ANKARA (AA) - Ankara Kumrular Caddesi'nde, 20 Eylül 2011'de 5 kişinin ölümü ve 40 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör eylemine ilişkin 9 kişinin yargılandığı davada, patlayıcı yüklü otomobili getirmekle suçlanan sanık Ümit Akgümüş'ün 6 kez ağırlaştırılmış müebbet; "terör örgütü üyeliği" ve benzeri suçlardan da 177 yıla kadar hapsi istendi.

Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Ümit Akgümüş'ün avukatı Kemal Cihat Binici, tutuksuz sanıklardan üçünün avukatları Mesut Özer ve Koray Bozkurt ile şikayetçi avukatı Nazan Yılmaz Ketizmen katıldı. Duruşmada, tutuklu sanık Akgümüş'ün, "duruşmaya gelmek istemediğinin" cezaevi idaresince bildirildiği tutanağa geçirildi.

Şikayetçi avukatı Ketizmen, sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledikten sonra Cumhuriyet Savcısı İsmail Yalçın, esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

Esas hakkındaki görüşte, 20 Eylül 2011'de Kumrular Caddesi'nde kaldırım kenarına park edilmiş otomobilin patladığı, saldırı sonucunda Mustafa Bingöl, Dürdane Beyhan, Orhan Güzel, Tuncay Acar ve Halis Öztürk'ün öldüğü, 40 kişinin yaralandığı belirtildi.

Olaydan birkaç gün sonra adı çok fazla duyulmayan, Türkçe adı "Kürdistan Özgürlük Şahinleri", Kürtçe kısa adı "TAK" olan örgütün saldırıyı üstlendiği, bu örgütün, PKK'nın yan kuruluşu olarak sonraki dönemlerde daha sık adını duyurmaya başladığı ifade edilen görüşte, 1993'te fikri altyapısı oluşan örgütün 2004'te kurulduğu, amacının Türkiye'nin metropollerinde, turistik bölgelerinde sivillere, askeri hedeflere karşı bombalı saldırı, intihar saldırısı, sabotaj ve kundaklama türü stratejik ve sansasyonel eylemler düzenlemek olduğu kaydedildi.

"Örgütün, ana bölücü örgüt olan PKK'yı kimi alanlarda zor durumda bırakmamak adına, ondan bağımsız ve farklı bir oluşummuş gibi kendini lanse ettiği" aktarılan görüşte, örgütün ABD, İngiltere ve AB tarafından terörist organizasyonlar listesine alındığına dikkat çekildi.

"Örgütün, PKK'nın kırsaldaki Türk güvenlik kuvvetleri karşısında beklenen başarıyı elde edememesi, çok zayiat vermesi ve şehir merkezlerindeki gayrifaal örgüt yandaşlarının kullanılması amacıyla devreye sokulduğu, fedai güç olarak nitelendirildiği, Doğu ve Güneydoğu dışında da Türkiye kamuoyunu etkilemek amacıyla örgütlendiği" anlatılan görüşte, örgütün ilk olarak 2005'te Kuşadası'nda eylemde bulunduğu belirtildi.

Örgütün Aralık 2015'te Sabiha Gökçen Havalimanına, Şubat 2016'da Ankara'da askeri servis aracına, Mart 2016'da Ankara Güvenpark'ta halk otobüsüne, 27 Nisan 2016'da da Bursa'da saldırılarda bulunduğu hatırlatılan görüşte, Kumrular'daki patlama soruşturması kapsamında elde edilen deliller özetlendi.

Soruşturmada, otomobili getiren faile ilişkin görüntü kayıtlarına göre, failin yüzünün şapkayla perdelendiği ancak kriminal raporda yüzün görünen kısmı ve vücudun sanık Akgümüş'e ait olduğunun belirlendiğine yer verildiği, tanıkların da Akgümüş'ü teşhis ettikleri anlatılan görüşte, yapılan araştırmada Akgümüş'ün BDP'nin alt birimlerinde görev aldığı, partinin adaylarına destek verdiği, yakın çevresi ve arkadaşlarıyla konuşmalarında "radikal davranılması gerektiğini, Kürtlerin özgürlüğü için yapılan mücadelenin yetersiz kaldığını savunduğu" ifade edildi.

Görüşte Akgümüş'ün, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde 5 kişiyi tasarlayarak, bombayla kasten öldürmek" suçlarından 6 kez ağırlaştırılmış müebbete; "terör örgütü üyeliği", "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde 40 kişiyi bombayla öldürmeye teşebbüs" ve "terör amaçlı olarak patlayıcı bulundurmak ve nakletmek" suçlarından ayrıca 109 yıl 6 aydan 177 yıla kadar hapse çarptırılması istendi.

Yakalandığı yerin bahçesinde bulunan ruhsatsız tabancaya ilişkin cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığından beraatı istenen görüşte, Akgümüş'ün suçlarına iştirak ettikleri savunulan Necla Acet, Mazlum Duran, Mesut Polat, Ali Cengiz, Hüseyin Güner, Murat Akgümüş, Hanım Sezgin ve Sema Akgümüş'ün "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkumiyetleri konusunda kuşkudan uzak, kesin delil bulunmadığından beraatları talep edildi.

Sanıklardan Mesut Polat'ın avukatı Koray Bozkurt ile sanıklar Hanım Sezgin ve Necla Acet'in avukatı Mesut Özer, görüşe katıldıklarını ve müvekkilleri için beraat talep ettiklerini bildirdi.

Ümit Akgümüş'ün avukatı Kemal Cihat Binici ise esas hakkındaki savunmalarını hazırlamak için süre istedi.

Mahkeme heyeti, Akgümüş ve avukatına, savunmalarını hazırlamaları için süre vererek, duruşmayı erteledi. Esas hakkındaki savunma Akgümüş'e cezaevi idaresi aracılığıyla iletilecek.

- İddianame

İddianamede, sanık Ümit Akgümüş'ün patlamada kullanılan aracı sahte kimlikle Ankara'da galeriden aldığı öne sürülüyor. Akgümüş'ün, patlamada 5 kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle 5 kez, ''Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak'' suçundan da bir kez olmak üzere toplam 6 kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlamalardan ise bin 237 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.

Tutuksuz yargılanan 8 sanık için de 15'er yıla kadar hapis cezası istenmişti.

Yorumlar