KPSS sorularının sızdırılması davasında gelişme

230 kişi hakkında açılan davada, aralarında eski ÖSYM Başkanı Demir'in de olduğu tutuksuz 8 sanığın savunması alındı.

Google Haberlere Abone ol
KPSS sorularının sızdırılması davasında gelişme
KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 230 kişinin "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından yargılandığı davanın sanıklarından eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, "2010 yılı öncesinde ÖSYM'de kimse, neler olduğu hakkında bir şey söyleyemez." dedi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce tutuksuz sanıkların gelmesi halinde cuma günleri savunmalarının alınacağını belirtmişti. Buna göre, aralarında Demir'in de olduğu tutuksuz 8 sanığın gelmesi üzerine resen duruşma yapılmasına karar verildi.

İddianamede, "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlamalarından yargılanan Demir, sanık avukatlarının, yetkili olmayan bir kişinin soruları görmesinin tarihinin belirlenip belirlenemeyeceği yönündeki sorusunu, "2010 yılı öncesinde ÖSYM'de kimse, neler olduğu hakkında bir şey söyleyemez." diye yanıtladı.
Cumhuriyet Savcısı Umut Sadak'ın 2010 Eğitim Bilimleri Testinin iptal edildiğini, neden Genel Kültür-Genel Yetenek testlerinin iptal edilmediğini sorması üzerine Demir, "Benden önce sınav iptal edilmişti, bu konuyla ilgili benim bir dahilim yok." yanıtını verdi.

Savcı Sadak'ın "Göreve geldiğinizde iptal ettirseydiniz" demesi üzerine Demir, "Konu savcılığa intikal ettiği için müdahale edemedik." ifadesini kullandı.

Dava konusu olayın, kendisinin göreve başlamadan 2,5 ay önce gerçekleştiğini belirten Demir, "2010 KPSS sonrasında YÖK Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından denetlemeye tabi tutulmuştu. Denetleme sonrası Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı istifa etmişti ve vekil olarak göreve başladım. Bizim birinci önceliğimiz yapacağımız sınavları hak ve adaletli gerçekleştirmekti." diye konuştu.
Söz konusu sınava ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebi doğrultusunda tüm bilgi ve belgeleri sunduklarını bildiren eski ÖSYM Başkanı Demir, Başsavcılığın, kitapçıkları muhafaza etmek için bir talepte bulunmadığını ileri sürdü.

ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda tutanak ve evrakların imhasının yasal bir işlem olduğunu kaydeden Demir, "Sınav Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde bu evrakların imha süresi, sınavdan sonra 100 gündü, 2012'de bu süre bir yıla çıkartıldı." dedi.

ÖSYM'nin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, "Depolarımız dolu, bu kitapçıkları ne yapalım" diye sorduğunu öne süren Demir, şunları kaydetti:
"Başsavcılık 24 Şubat 2011'de muhafaza etmemiz gerektiğini bildirdi. Tüm evrakları, Gölbaşı'nda kiraladığımız iki hangarda saklamaya başladık. Başsavcılığa Kasım 2011'de tekrar sorduk, 1 Mart 2012'de verilen cevapta imha etmek istediğimiz evrakların imhasında bir sakınca olmadığı belirtildi. Sınav evrakları dün de imha ediliyordu, bugün de imha ediyor, yarın da imha edilecektir. Kurumlar denetleme yaptığı için soruşturma kapsamındaki kitapçıkları imha edilmemiş olacağını düşündüm. Yaptığımız araştırmada, Eğitim Bilimleri ve Genel Yetenek testlerine 100 üzeri doğru cevap vermiş adayların kitapçıklarını savcılığı teslim ettik."

Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Demir, "Beraatımı talep ediyorum. İddianamede benim savcıya verdiğim ifadenin ardından herhangi bir yorum yapılmıyor. Tamamen dağılmış bir kurum olan ÖSYM'yi Türkiye'nin gurur haline gelen bir kurum yaptık." dedi.
Sanıklardan Mehmet İlter, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde 3 yıl çalıştığını belirtti. Dernek Başkanı Galip Demirel'in, kendisine öğretmenlik yapmasını gerektiğini söylediğini ifade eden İlter, şunları kaydetti:
"Dernekten ayrılarak 2009'da Galip Demirel'in referansıyla Milli Eğitim Vakfı Okullarında öğretmen olarak işe başladım. HTS meselesi muallak bir konu. Ayrıca MASAK raporunda Berat Koşucu'ya gönderilen para var. Bu para da dernekte çalışırken ofis boy olduğu için Berat'a verdiğim talimattır. Evlendikten sonra eşimin baskılarıyla devlet memuru olmaya karar verdim. Ağır bir tempo ile çalıştım, iyi bir puan aldım. Sınav iptal edilince tekrar girmedim. Devlet memuru olmadım, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."

Sanıklardan Nuray Sungur, hakkında MASAK raporu, HTS kaydı veya başka bir belge olmadığını ileri sürerek, 2010'dan önceki sınavlara kendisini denemek için girdiğini söyledi.
İptal edilen sınava da başka bir şehirde girdiği için düşük puan aldığını belirten Sungur, "Başka adaylar kendi şehirlerinde sınava girerken yüksek puan alanların Ankara ve İstanbul’da girmesiyle kendimi baskı altında hissettim." dedi.

 "Kaygılandığım için panik atağım tetikledi"

Sanık Rukiye Öztaş ise hakkındaki iddiaları kabul etmediğini bildirerek, "Daha önce çalıştığım eğitim kurumundan dolayı terör örgütü üyeliği ile yargılanıyorum. Hiçbir örgütle bağlantım söz konusu değildir. Beratımı talep ediyorum." savunmasında bulundu.

Sanıklardan Songül Akkaya, savunmasını yaparken kendi soru kitapçığındaki bir soru üzerinden örnek verirken Mahkeme Başkanı Numan Kılıç, Akkaya’ya "Bu soruda kendini çok zorlamışsın, kolay bir bölme işlemiyle sonuca ulaşabilirdin." yanıtını verdi.

Sanık Sakine Özdil ise panik atak olduğu için tekrarlanan sınavda başarılı olamadığını savundu.
HTS ve baz kayıtlarındaki kişileri tanımadığını, eşinin telefonunu verdiği için bu kişileri eşinin tanıyabileceğini belirten Özdil, "2007-2010 yılları arasında Özel Yüksel Sarıkaya İlkokulunda çalıştım. Herhangi bir terör örgütü ile bağlantım yok. İki çocuğumla birlikte sınava gittim. Kaygılandığım için panik atağım tetikledi. Sınav sonuçlarım bundan dolayı kötü geldi. Beraatımı talep ediyorum." diye konuştu.

Sanık Samet Ocak ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatını talep etti.
Sanık Ali Konya da daha önce Özel Yüksel Sarıkaya İlkokulu, Atlantik Eğitim Kurumları, İpek Kolejinde çalıştığını ve halen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalıştığını kaydetti. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Konya, beraatını istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklardan Mehmet İlter ve Songül Akkaya'nın yurtdışı çıkış yasağını ve karakola imza verme şartlarını kaldırdı, Samet Ocak, Sakine Özdil ve Ali Konya'nın yurtdışı çıkış yasağı konularak, karakola imza verme şartlarını kaldırılmasına karar verdi ve duruşmayı erteledi.
Davanın 31 tutuklu sanığı bulunuyor.

Yorumlar