Kocaeli'de toplu açılış töreni -2

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) - "Ana muhalefetin başındaki, Türkiye'de başkanlık sistemiyle ilgili 'kan dökülür' diyor. Bunlar, siyasi sapkınlık içinde. Bunlar, siyaseti bilmiyor. Bunlar, siyaset cahili. Siyasi literatür cahili. Yani Amerika başkanlık sistemine geçerken kan mı döktü, Güney Amerika'da başkanlık sistemine geçenler kan mı döktü? Bunların hiçbiri yok" - "Bu kararı kim verir? Millet, millet. Senin öyle bir yetkin yok, öyle bir gücün de yok. Eğer benim milletim bu ülkede kalkıp da 'Evet biz başkanlık sistemine geçiyoruz' derse, sen de kuzu kuzu takip edersin" - "10 Ağustos'ta millete gittik mi, gittik. 14 parti bir araya geldiler mi, geldiler. Bu kardeşiniz tek başına onların karşısına çıktı mı? Siz ne yaptınız? Yüzde 52 ile bu kardeşinizi desteklediniz. Onların hali ne oldu, hiç. Yarın olacak olan da budur. Biz kanı sadece Kızılay'a veririz Kızılay'a. Olay bu kadar basit" -"Ben bu zatın ismini ağzıma almam. Ve biz kan veririz, kanı biz nerede veririz? Vatanımızın kurtuluşunda veririz. Kanı biz nerede veririz? Teröre karşı veririz"

Google Haberlere Abone ol
Kocaeli'de toplu açılış töreni -2
KOCAELİ (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki, Türkiye'de başkanlık sistemiyle ilgili 'kan dökülür' diyor. Bunlar, siyasi sapkınlık içinde. Bunlar, siyaseti bilmiyor. Bunlar, siyaset cahili. Siyasi literatür cahili. Yani Amerika başkanlık sistemine geçerken kan mı döktü, Güney Amerika'da başkanlık sistemine geçenler kan mı döktü?" dedi.
Erdoğan, Kocaeli'deki Perşembe Pazarı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap etti. Erdoğan, 1999 depremiyle büyük acılara ve büyük bir yıkıma maruz kalan Kocaeli'yi ayağa kaldırmak için 2003 yılı başından beri, her alanda kapsamlı çalışmalar yaptıklarını belirterek, 13 yılda 8 bin 700 yeni derslikle şehrin eğitim altyapısını yenilediklerini,üniversiteyi yeniden inşa ettiklerini, yapılanlara ilave olarak bu yıl 4 bin 544 kişilik 4 adet, önümüzdeki 2 yıl içinde de 5 bin kişilik 2 adet olmak üzere toplam 6 yeni yurdu şehre kazandıracaklarını söyledi.
Kocaeli genelinde 15 ayrı spor tesisini gençlerin hizmetine sunduklarını, sağlık alanında yaklaşık bin 400 yatak kapasiteli 7 hastaneyi, 39 aile sağlığı merkezini, çeşitli sağlık ünitelerini hizmete açtıklarını anlatan Erdoğan, şu anda bin 180 yataklı bir şehir hastanesiyle 600 yataklı 2 ayrı devlet hastanesinin inşaatının sürdüğünü ifade etti.
TOKİ'nin bugüne kadar hak sahiplerine teslim ettiği konut sayısının 14 bini bulduğunu, 2 bin 600'e yakın konutun yapımının devam ettiğini aktaran Erdoğan, ulaştırma altyapısı anlamında Kocaeli'nin sadece Türkiye'nin değil, Avrasya ulaşım ağının da en önemli merkezlerinden biri durumuna geldiğini belirtti.
Geçen haftalarda "Osman Gazi" adı verilen Kocaeli Körfez Geçiş Köprüsü'nün son tabliyesini Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte yerleştirdiklerini, Altınova-Gemlik arasındaki otoyolun açılış törenlerine katıldıklarını hatırlatan Erdoğan, İstanbul-İzmir otoyolunun bir parçası olan bu köprü sayesinde, Kocaeli-İzmit Körfezi çevresindeki trafik yoğunluğunun büyük ölçüde azalacağını söyledi.
Osman Gazi Köprüsü ile Orhangazi'yi bütünleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Gebze-Gemlik kesiminin açılışını da yakında gerçekleştireceklerini belirtti. Ağva-Kandıra-Kaynarca bölünmüş yolunun ihalesine yakında başlanacağını anlatan Erdoğan, sanayi ve ticaretin şehri Kocaeli'ye Türkiye'nin en modern lojistik merkezini kurduklarını kaydetti.
- "Biz kanı sadece Kızılay'a veririz"
Başbakanlığı döneminde sahildeki SEKA arazisini, Kocaeli halkına hizmet vermesi şartıyla Büyükşehir Belediyesi'ne verdiğini anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O zamanın ana muhalefeti CHP kaç kere geldi. Dedi 'Biz burayı verdirtmeyiz'. O zaman kimin genel başkan olduğunu biliyorsunuz. Ben ne dedim. 'Vereceğiz, burası sürekli zarar eden, milletin kasasından, kesesinden ödediği bir yer olmaktan çıkacak ve bunu biz Kocaeli halkına vereceğiz'. Sağolsun, Büyükşehir Belediyemiz de orada çalışanları istihdam etmek suretiyle orayı muhteşem bir yeşil alana dönüştürdü. Şimdi geri kalanı müze olarak sizlere hizmet verecek. Buralara kolay kolay gelmedik.
Ana muhalefetin başındaki, Türkiye'de başkanlık sistemiyle ilgili 'kan dökülür' diyor. Bunlar, siyasi sapkınlık içinde. Bunlar, siyaseti bilmiyor. Bunlar, siyaset cahili. Siyasi literatür cahili. Yani Amerika başkanlık sistemine geçerken kan mı döktü, Güney Amerika'da başkanlık sistemine geçenler kan mı döktü? Bunların hiçbiri yok. Bu kararı kim verir? Millet, millet. Senin öyle bir yetkin yok, öyle bir gücün de yok. Eğer benim milletim bu ülkede kalkıp da 'Evet biz başkanlık sistemine geçiyoruz' derse, sen de kuzu kuzu takip edersin. Ne oldu? 10 Ağustos'ta millete gittik mi, gittik. 14 parti bir araya geldiler mi, geldiler. Bu kardeşiniz tek başına onların karşısına çıktı mı? Siz ne yaptınız? Yüzde 52 ile bu kardeşinizi desteklediniz. Onların hali ne oldu, hiç. Yarın olacak olan da budur. Biz kanı sadece Kızılay'a veririz Kızılay'a. Olay bu kadar basit.
Ben bu zatın ismini ağzıma almam. Ve biz kan veririz, kanı biz nerede veririz? Vatanımızın kurtuluşunda veririz. Kanı biz nerede veririz? Teröre karşı veririz. Şu anda tek millet diyenler, tek bayrak diyenler, tek vatan diyenler, tek devlet diyenler bu işin mücadelesini veriyor. Biz inanarak, dimdik ayakta durarak bu yolda yürümeye devam edeceğiz ve bu ay çok ilginç bir aydır. Bunlar, bu ana muhalefet geçmişi itibarıyla doğru, bunlar hep kan döktüler. Bunlar, işte bu ayın içerisinde iki gün var ki çok önemlidir. Bunlardan birisi yarın vasıl olacağımız 14 Mayıs, diğeri de iki hafta sonra ulaşacağımız 27 Mayıs. Bu tarihlerden biri demokrasimiz için ak bir gündür, 14 Mayıs. Diğeri tam tersine kara bir gündür."
- "Terör örgütünün ağzıyla konuşmaya başladılar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 1950 tarihinin, Türkiye'de ilk defa çok partili seçimin yapıldığı gün, 27 Mayıs 1960'ın ise darbe ve vesayet dönemlerinin sembolü olduğunu belirterek, 1950 seçimlerinde milletin özellikle son 10-15 yılı bir zulüm halini alan tek parti devrine karşı hakiki temsilcileri eliyle iktidara el koyduğunu söyledi.
Rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarının, millet tarafından kendi sesleri ve temsilcileri olarak güçlü bir şekilde Meclis'e gönderildiğini ifade eden Erdoğan, Menderes'in "Yeter, söz milletindir" dediğini anımsattı.
O gün iktidarı kaybedenlerin, bir daha milletin desteğiyle yani meşru ve demokratik yollarla iktidara gelemeyeceklerini gördükleri için darbecilerle ve vesayet odaklarıyla iş birliği içine girdiğini, CHP'nin millet yerine darbecilerin kapısını çaldığını, darbecilere umut bağladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aradan geçen 66 yıla rağmen tarzlarını ve üsluplarını hiç değiştirmeden yollarına devam ettiklerini görüyoruz. Tek parti dönemindeki siyasi kurumun adını ve mirasını yaşatma iddiasındaki ana muhalefetin başına musallat edilen zatın hezeyanlarını hep birlikte takip ediyoruz. İnanın bana bunların ağababalarının 14 Mayıs 1950'deki hissiyatları, 27 Mayıs 1960'taki sevinçleri neyse, şimdikilerin de duyguları aynı. Bunlar millete ve milletin değerlerine düşmanlığı siyaset sandılar. Bunca yıldır yaşadıklarından ders almadıkları gibi tam tersine kinlerini ve hırslarını sürekli biledikleri anlaşılıyor. Yoksa hangi aklı başındaki insan milli iradenin, Meclis'in, siyasetin konusu olan bir meseleyi getirip de içinde kan geçen cümlelere sıkıştırır. Hani siz Atatürkçüydünüz? Ne diyor Atatürk? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyor. Sen milletin olan böyle bir egemenlik hakkını ne zamandan beri eşkıyalara, çetelere veriyorsun? Kanı kim döker? Mafya döker, çete döker, eşkıya döker, terörist döker. Bunlar zaten şu anda terör örgütünün ağzıyla konuşmaya başladılar. Çünkü bunların idealindeki Türkiye, bunların idealindeki ülke yönetimi mayıs ayının diğer önemli hadisesi olan 27 Mayıs rejimidir."
(Sürecek)


 

Yorumlar