Katar arabuluculuğunda KİK-İran diyaloğu

- Körfez ülkeleri uzmanı Abdullah: - "İran'ın Lübnan, Suriye ve Yemen'de konuşlanmasından dolayı Suudi Arabistan açısından diyalog dosyasının açılması uygun vakit değil" - "İran'daki siyasi, dini ve yasama sistemi, Körfezli müzakereciler için büyük sorun oluşturuyor. Körfezli müzakereciler hangi sistemle müzakere edileceği konusunda şaşkın kalıyor"

Google Haberlere Abone ol
Katar arabuluculuğunda KİK-İran diyaloğu

DOHA (AA) - AHMED YUSUF - Katar'ın son dönemlerdeki tavrı İran ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasında arabuluculuk girişimi olarak değerlendirilirken, bölgede söz konusu ülkeler arasında diyalog ve müzakerelere başlamak için uygun bir zeminin bulunmadığı belirtiliyor.

İran ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerdeki gerilimi AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, söz konusu durumun KİK'in karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri olduğu ileri sürüldü.

İran'ın Körfez ülkeleri ile arasındaki anlaşmazlıklar farklı boyutlarda olduğu, Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmazlık had safhalara ulaşırken Umman ile arasında fazla sorun yaşanmadığı görülüyor.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'nin Körfez ülkeleri ile İran ilişkilerinin diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiği yönünde açıklamaları göz önüne alındığında, Doha'nın Tahran ve KİK ülkeleriyle ilişkilerinde denge sağlamaya çalıştığı açıkça gözlemleniyor.

Emir Al Sani'nin Kurban Bayramı dolayısıyla İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi araması, akıllara "Doha İran ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin düzeltilmesinde aracı olabilir mi?" sorusunu getiriyor. Al Sani'nin görüşmede Körfez ülkeleri-İran ilişkilerinin iyi komşuluk ve karşılıklı saygı ilkesi üzerine bina edilmesinin önemine vurgu yapması, ikili ilişkilerin diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtmesi arabuluculuk ihtimallerini güçlendiriyor.

AA muhabirine konuşan Körfez ülkeleri uzmanı Cemal Abdullah, Katar Emiri Al Sani'nin Ruhani'yi araması, ikili ilişkilerin diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğinine dair söylemini tekrarlayan bir girişim olduğuna işaret ederek, "İran'ın Lübnan, Suriye ve Yemen'de konuşlanmasından dolayı Suudi Arabistan açısından diyalog dosyasının açılması uygun vakit değil." dedi.

- "Riyad'ın Tahran'la sorunu mezhepsel ve siyasal"

Abdullah, Riyad'ın Tahran'la sorunu sadece siyasi değil, mezhepsel ve siyasal olarak gördüğünü belirterek, Suudi Arabistan'ın ayrıca İran'ın bölgede mezhepçiliği körüklemeye çalıştığına inandığını kaydetti.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de İran'ı Ebu Musa, Büyük Tunb ve Küçük Tunb adaları konusunda işgalci olarak nitelemesi nedeniyle bu ülkeyle diyaloğu kati olarak reddettiğini ifade eden Abdullah, "İran'daki siyasi, dini ve yasama sistemi, Körfezli müzakereciler için büyük sorun oluşturuyor. Körfezli müzakereciler hangi sistemle müzakere edeceği konusunda şaşkın kalıyor." diye koştu.

Doha merkezli Siyasi Araştırmalar ve Çalışmalar Merkezi Siyasi Analiz Birimi Başkanı Mervan Kabalan, Al Sani'nin 2015'deki BM Genel Kurulunda tarafların kabul etmesi durumunda KİK-İran diyalog görüşmelerine ev sahipliği yapabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, İran'daki Suudi Arabistan diplomatik misyonlarına saldırı nedeniyle diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve hac krizi gibi etkenlerin iki ülke arasındaki ilişkileri çıkmaza soktuğu değerlendirmesinde bulundu.

Kabalan, Suudi Arabistan'ın yaşanan gelişmeler nedeniyle İran'daki büyükelçisini çekmesinin ardından komşu ve KİK üyesi olması hasebiyle Katar'ın da bu ülkeden büyükelçisini çekmesinin onu da krizin bir tarafı haline getirdiğini ve söz konusu durumun arabuluculuk konusunda Katar için bir engel teşkil ettiğini söyledi.

- Katar arabulucuk için devrede

Son 10 yılda Doha'nın çok fazla arabuluculuğa sahne olduğuna ve birçok başarı elde ettiğine işaret eden Kabalan, her şeye rağmen Katar'ın İran ve KİK arasında arabuluculuk için uygun olduğunu vurguladı.

Riyad yönetimi, ocak ayında aralarında Şii din adamı Nimr el Nimr'in de olduğu 47 kişinin idam edildiğini duyurmuş, İran'da olayı protesto etmek için toplanan göstericilerden bazıları Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binasını ateşe vermişti. Suudi Arabistan yönetimi de büyükelçilik ve konsolosluk binalarına yönelik saldırıların ardından İran ile diplomatik ilişkilerini kesmişti.

İran İslami İrşad ve Kültür Bakanlığı, Suudi Arabistan'la yaşanan vize sorunu ve hacıların kutsal topraklara gidişi ve güvenliği gibi konularda anlaşma sağlanamadığı için İran vatandaşlarının bu yıl hacca gitmeyeceklerini açıklamıştı.

Suudi Arabistan yönetimi ise İranlı hacı adaylarının ibadetlerini yerine getirmesi için İran Hac ve Ziyaret Kurumu heyetinin öne sürdüğü taleplerin karşılandığını ancak İranlı heyetin hac mevsimi düzenlemeleri için hazırlanan anlaşmaya imza atmadığını belirtmişti.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney tüm bu gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada, Riyad yönetimini "İran vatandaşlarının bu yılki hac ibadetine engel olmakla" suçlamıştı. KİK ise Hamaney'in İranlıların hac ibadetine ilişkin "Suudi Arabistan'a gerçek dışı suçlamalarını, tahrik edici ve hacı siyasileştirme" olarak nitelendirerek kınamıştı.

Yorumlar