"Karaciğer yetmezliklerinin çoğu önlenebilir sebeplerden"

- MÜ Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Dulundu: - "Türkiye'de hastaların büyük çoğunluğu önlenebilir sebepler nedeniyle karaciğer nakli oluyor. Karaciğer nakline sebep olan en büyük etken siroz ama bunun da en büyük nedeni hepatitlerdir. Hepatitler içinde en sık rastlananı da b tipidir. Bu sorun da aşıyla önlenebilen bir problemdir" - "Hasta olmadan sağlıklı kalabilmeyi başarabilmemiz gerekiyor. Bu çok önemli bir nokta. O yüzden de toplumu bilinçlendirmek gerekiyor. Burada da en önemli görev hekimler olarak bizlere, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya düşüyor"

Google Haberlere Abone ol
"Karaciğer yetmezliklerinin çoğu önlenebilir sebeplerden"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Ender Dulundu, Türkiye'de hastaların büyük çoğunluğunun önlenebilir sebepler nedeniyle karaciğer nakli olduğunu belirterek, "Karaciğer nakline sebep olan en büyük etken siroz ama bunun da en büyük nedeni hepatitlerdir. Hepatitler içinde en sık rastlananı da b tipidir. Bu sorun da aşıyla önlenebilen bir problemdir." dedi.

Dulundu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir önceki seneye göre organ bağış oranlarında çok fark olmadığını, ciddi artışlar görülmediğini söyledi.

Bu konuda Türkiye'nin daha iyi seviyelerde olması gerektiğine dikkati çeken Dulundu, "Dolayısıyla hala bağış oranlarının yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Biz, dünyanın canlıdan canlıya en fazla nakil yapan ülkelerin en başlarında yer alıyoruz. Bu durum, tıp ve cerrahi anlamında geldiğimiz noktayı göstermek açısından iyi bir olgu olabilir ama diğer taraftan da organ bağışının yeterli olmadığını gösteren önemli bir veridir. Canlıdan canlıya, yani sağlıklı birinin organının bir parçasını ya da böbreğinin birini almak demek, toplum olarak siz yeterli organ bağışında bulunmuyorsunuz demektir." ifadelerini kullandı.

Dulundu, canlıdan canlıya nakil yapan bir ülkenin veya merkezin bağış oranlarını artırmak için daha çok çalışıp, yol katetmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Organ nakli konusunda Sağlık Bakanlığımızın oluşturduğu çok güzel bir organizasyon var. Bu sistem çok güzel çalışıyor. Hastanelerdeki organizasyonlarda da bir problem yok. Bunların hepsi birer yapbozun parçası. Kanun ve yönetmelik olarak da her şey çok uygun ancak bu yapbozun bir parçası var ki toplumun bilinçlenmesi ve bu konuda istekli olması. Şu anda bence en zayıf noktamız, parçamız bu konudur. Türkiye'de nakil konusunun bağış ayağı hariç, diğer ülkelerle karşılaştırılacak, onlara örnek olacak kadar iyi bir sistem kurulduğunu söyleyebilirim."

- "Hasta olmadan sağlıklı kalabilmeyi başarabilmemiz gerekiyor"

Doç. Dr. Ender Dulundu, karaciğer yetmezliğinin sebepleri hakkında da bilgi vererek, "Türkiye'de bakacak olduğumuzda hastaların büyük çoğunluğu önlenebilir sebepler nedeniyle karaciğer nakli oluyor. Karaciğer nakline sebep olan en büyük etken siroz ama bunun da en büyük nedeni hepatitlerdir. Hepatitler içinde en sık rastlananı da b tipidir. Bu sorun da aşıyla önlenebilen bir problemdir." dedi.

Dulundu, toplumun aşılanıyor olmasının, Hepatit B'ye bağlı siroz gelişiminin, bunun ardından görülebilecek karaciğer yetmezliğinin ve dolayısıyla nakil sürecinin önüne geçmesine olanak sağladığını dile getirdi.

Hepatit C ve kana bulaşan diğer hastalıkların önüne de Sağlık Bakanlığı'nın etkin standartları ve uygulamalarıyla ciddi şekilde geçildiğini, bu anlamda çok büyük bir yol katedildiğini aktaran Dulundu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu anlamda aşılar çok önemli bir olgu. Toplumumuzda çok önemli bir neden değil belki ama alkol kullanımı da karaciğer yetmezliği sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Yine önlenebilir sebepler arasında belli mevsimlerde görülen mantar zehirlenmeleri bulunuyor. Mantar zehirlenmeleri de toplumun bilinçsizliğinden karşımıza çıkan önlenebilir bir sebeptir. Düşünürsek aslında bu durumu engelleyerek, toplumsal bilinci artırarak pek çok insanın gereksiz yere nakil olmasının ve hayatını kaybetmesinin önüne geçebiliriz. Ayrıca bilinçsiz ilaç kullanımı da bu sürece yol açan bir etkendir. Bilinçsiz ilaç kullanımının içerisine özellikle kilo vermek için ya da 'iyi olunacağı' düşüncesiyle kullanılan bitkisel, kaynağı belli olmayan ürünleri dahil edebiliriz. Bunlar da başlı başına karaciğer yetmezliğine neden olup, kişileri nakil olmaya kadar götürecek süreçleri başlatıyor. Hasta olmadan sağlıklı kalabilmeyi başarabilmemiz gerekiyor. Bu çok önemli bir nokta. O yüzden de toplumu bilinçlendirmek gerekiyor. Burada da en önemli görev hekimler olarak bizlere, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya düşüyor. Bu konuda daha çok sesimizin çıkıyor, insanları daha çok bilgilendiriyor olmamız önemli."

- "Çoğu kişi kulaktan dolma bilgiyle bitkisel ürün kullanıyor"

Doç. Dr. Dulundu, Sağlık Bakanlığı'nca 38 bitkinin aktarlarda satışının yasaklanmasının önemli ve çok yerinde bir karar olduğunu belirterek, vatandaşların çoğunda son zamanlarda kulaktan dolma bilgilerle bitkisel ürünlere bir eğilim görüldüğünü söyledi.

Bunun da istenmedik birtakım ciddi sonuçlara da sebep olabileceğine işaret eden Dulundu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu ürünlere bilinçli şekilde yaklaşıldığında sağlık içindeki yerleri tartışılmaz ama toplumun büyük bir çoğunluğunda belli bir bilgi ve bilince dayanarak kullandığı da söylenemez. Bu anlamda da kişiler bunun daha çok zararlarıyla karşı karşıya kalıyor. Özellikle bazı kritik ürünler var ki bunlar çok da hatayı affetmeyip, sıkıntı yaratma potansiyeli yüksek olan ürünler. İşte bu anlamda Bakanlığın uygulaması çok yerinde ve doğru karardır. Sonuçta her şeyi kanunla çözemezsiniz. Bu nedenle kişilerin de sağlıklarıyla ilgili her şeyi sorguluyor olması gerekmektedir."

Yorumlar