İstanbul Dostluk Derneği iftarı

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) - "Bakınız şurada gerek İsrail, gerekse Rusya ile yaptığımız son görüşmelerde attığımız adımlarda bizler 'Bütün işlerinizde istişare ediniz' emri mucibince, istişarelerimizi en geniş anlamda yaptık ve adımlarımızı da gerçek istişare edilmesi gerekenler kimlerse onlarla yaparak, ona göre adımlarımızı attık. Bizim İsrail'de muhatabımız, herhalde atacağımız adımlarda Gazzeli kardeşlerimizdir, Filistinli kardeşlerimizdir ve biz Gazze'den İsmail Heniyye olsun, Halid Meşal olsun, bu kardeşlerimizle görüşmelerimizi yaptık" - "Şayet bizim herhangi bir sebepten dolayı eğildiğimizi, büküldüğümüzü, iddialarımızdan, tezlerimizden, davamızdan vazgeçtiğimizi düşünenler varsa bu bize yapılmış çok büyük iftiradır, çok büyük bir bühtandır. Tayyip Erdoğan 40 yıl önce nasıl düşünüyorsa, nasıl hissediyorsa nasıl mücadele ediyorsa bugün de aynı şekilde davranıyor" - "Herkes yerini bilecek, herkes konumunu bilecek ve eğer bu konum bilinmezse, bu yerini herkes bilmezse bu birlik olmaz, bu beraberlik olmaz, bu kardeşlik olmaz. Sadece birliği, beraberliği, kardeşliği ne yazık ki dağıtmak olur. Biz buna evet diyemeyiz ama kim ne derse desin biz bu yolda inanarak, kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz ve bizim Filistin ile Gazze'de ne yaptığımızı, oradaki kardeşlerimiz çok iyi bilir"

Google Haberlere Abone ol
İstanbul Dostluk Derneği iftarı

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakınız şurada gerek İsrail, gerekse Rusya ile yaptığımız son görüşmelerde attığımız adımlarda bizler, 'Bütün işlerinizde istişare ediniz' emri mucibince, istişarelerimizi en geniş anlamda yaptık ve adımlarımızı da gerçek istişare edilmesi gerekenler kimlerse onlarla yaparak, ona göre adımlarımızı attık. Bizim İsrail'de muhatabımız, herhalde atacağımız adımlarda Gazzeli kardeşlerimizdir, Filistinli kardeşlerimizdir ve biz Gazze'den İsmail Heniyye olsun, Halid Meşal olsun bu kardeşlerimizle görüşmelerimizi yaptık." dedi.

Erdoğan, İstanbul Dostluk Derneği tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Rusya ve İsrail ile ilişkilerini düzeltme yolunda attığı adımların, dışarıdan olduğu kadar ülke içinden, hatta kendi çevrelerinden birilerini de rahatsız ettiğini gördüklerini söyledi.

Muhalefet partilerinin bu konudaki eleştirilerini ciddiye almadığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"İçimizdekilerin söylediklerini, onlar kendilerine kaynak telakki edip Meclis'e çıkıp onları konuşuyorlar. Fakat bütün bu eleştiriler, herhangi bir politikaya, herhangi bir akla, herhangi bir analize dayanak yapılmıyor. Esasen bunlara eleştiri de denilmez. Sadece bizim ak dediğimize kara, bizim kara dediğimize ak demiş olmak için bunları söylüyorlar. Ancak benim asıl üzüldüğüm; hiç ummadığımız, hiç beklemediğimiz, hiç yakıştıramadığımız bazı çevrelerin de aynı koroya katılmış olmalarıdır. Şayet bizim herhangi bir sebepten dolayı eğildiğimizi, büküldüğümüzü, iddialarımızdan, tezlerimizden, davamızdan vazgeçtiğimizi düşünenler varsa bu bize yapılmış çok büyük iftiradır, çok büyük bir bühtandır. Tayyip Erdoğan 40 yıl önce nasıl düşünüyorsa, nasıl hissediyorsa nasıl mücadele ediyorsa bugün de aynı şekilde davranıyor. Bunun böyle bilinmesini isterim. Elbette bu süreçte kendimizi daha da geliştirdik. Tecrübelerle zenginleştirdik, bilgimizi artırdık, ufkumuzu genişlettik ama niyet noktamızı ilkelerimizi, ölçülerimizi asla kaybetmedik. Hakkı ve hakikati savunma davamızdan zerre miktar taviz vermedik. Dün de bu milletin inancını, tarihini, kimliğini esas alarak siyaset yapıyorduk, bu gün de aynı şekilde siyaset yapıyoruz. İmanın olduğu yerde imkanın mutlaka bulunabileceği anlayışıyla çalışmaktan asla vazgeçmedik. İtikadımız gereği işlerimizi yaparken, imanımıza güvenmenin yanında aklımızı da kullanıyoruz. Velhasıl biz mihenk noktamızı, özümüzü, varlık sebebimizi asla unutmadık, terketmedik. Tam tersine Mevlana'nın pergel benzetmesiyle bir ayağımıza bu değerlere sabitleyip, diğer ayağımızla ülkemizi ve tüm dünyayı dolaşarak, milletimize ve insanlığa hayırlı hizmetler kazandırmanın çabası içinde olduk."

- "İstişarelerimizi en geniş anlamda yaptık"

Erdoğan, Allah ömür verdikçe de bu mücadeleyi bu şekilde sürdüreceklerini aktararak, "Bakınız şurada gerek İsrail, gerekse Rusya ile yaptığımız son görüşmelerde attığımız adımlarda bizler 'Bütün işlerinizde istişare ediniz' emri mucibince, istişarelerimizi en geniş anlamda yaptık ve adımlarımızı da gerçek istişare edilmesi gerekenler kimlerse onlarla yaparak, ona göre adımlarımızı attık. Bizim İsrail'de muhatabımız, herhalde atacağımız adımlarda Gazzeli kardeşlerimizdir, Filistinli kardeşlerimizdir ve biz Gazze'den İsmail Heniyye olsun, Halid Meşal olsun, bu kardeşlerimizle görüşmelerimizi yaptık. Aynı şekilde Mahmud Abbas ile görüşmelerimizi yaptık ve ondan sonra da adımlarımızı buna göre attık." diye konuştu.

Bu kişiler dururken gidip başkalarıyla görüşme yapacak hallerinin olmadığını söyleyen Erdoğan, "Ateşin içinde olanlar bunlar. Asıl yaralanan bunlar. Günde 4 saat, 5 saat, 6 saat elektrik enerjisi geliyor, bunun dışında bu insanlar Gazze'de karanlıkta. Arazide olanlar bunlar. Günde 4 saat, 5 saat su. Bunun dışında su yok. Burada bu sıkıntıyı yaşayanlar bunlar. Gıda yok ve bütün bunların yanında bizler hem elektrik enerjisini buraya nasıl süratle getiririz, suyu nasıl hallederiz, inşaatı nasıl yaptırtırız. Bütün bunlar hepsiyle ilgili görüşmelerimizi yaptık ve bütün bunları Halid Meşal kardeşimizle de Mahmud Abbas ile de görüşmeleri yaparak, değerlendirerek, adımımızı attık. Bunun dışındakiler, bizim için teferruattır ve şu anda da bu istikamette yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz. Yoksa burada her şey rahat, burada huzur var, burada rahat var ama şu elektriklerin yanmadığını düşünün. Suyun olmadığını düşünün yani 94'teki İstanbul'un halini düşünün. Onların İstanbul'un halinden daha da berbat. Biz hiç olmazsa bidonlarla taşıyacak su bulabiliyorduk. Onlar onu da bulamıyor. Böyle bir sıkıntının içindeler. Biz şu anda atılan bu adımın bu yönü itibarıyla çok çok önemli olduğunu görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 14 bin tonluk geminin Aşdod Limanı'na yanaştığını belirterek, "Orada birçok şeyler, Gazze'deki kardeşlerimize Kızılay, AFAD ve diğer kardeşlerimiz vasıtasıyla dağıtılacak ve şu anda dağıtılmaya da başlandı." dedi.

- "Herkes yerini, konumunu bilecek"

Bunu da her ay birkaç gemi göndermek suretiyle devam ettireceklerini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz bu adımları atarken dışarıdan, dedim ya hiç önemli değil ama içeriden aynı hedefe kilitlenmiş olanların yaptığı eleştiriler, bizi üzmektedir. Herkes yerini bilecek, herkes konumunu bilecek ve eğer bu konum bilinmezse, bu yerini herkes bilmezse bu birlik olmaz, bu beraberlik olmaz, bu kardeşlik olmaz. Sadece birliği, beraberliği, kardeşliği ne yazık ki dağıtmak olur. Biz buna evet diyemeyiz ama kim ne derse desin biz bu yolda inanarak, kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz ve bizim Filistin'de, Gazze'de ne yaptığımızı oradaki kardeşlerimiz çok iyi bilir. Bunu kimseye de bizim buralarda, mikrofonlarla, meydanlardan anlatmamıza gerek yok. Şunu, şunu yaptık demeye gerek yok. Biz 'at denize balık bilmezse Halik bilir' anlayışıyla yola devam ediyoruz ve bundan sonra da böyle devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerdeki gelişmelerin, muhasebesini, murakabesini yapmak isteğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin önünde terör denen bir musibet var mı? Var. Türkiye'ye karşı ihracattan turizme ve borsaya kadar her alanda varlığını bildiğimiz bir ekonomik taarruz var mı? Var. Suriye meselesinin bugünkü haline evrilmesinin sebepleri arasında ülkemizi güneyinden kuşatarak, Türkiye'nin Ortadoğu ile Kuzey Afrika ile fiziki bağlantısını kesme amacı var mı? Var. Bu yüzden 600 bine yakın masum Suriyeli kardeşimiz hayatını bu arada kaybetti mi? Kaybetti. Aynı şekilde Irak'ta da ülkemiz aleyhine benzer oyunlar sahnelenmeye çalışılıyor mu? Çalışılıyor. Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri gibi müttefik dediğimiz batılı devletler, Türkiye'ye karşı bölgede ikircikli bir politika izliyor mu? İzliyor. Türkiye'nin bu cendereyi aşmak için hareket alanını genişletmesi gerekiyor mu? Gerekiyor. Bu yönde atılan adımların, uluslararası ilişkilerin doğası gereği bizim olduğu kadar karşı tarafın da işine gelmesi şart mı? Şart. Şayet bu adımları atmazsak, Suriye'de ve muhtemelen çok yakında Irak'ta ve Libya'da işlerin çok daha kötüye gideceği açıkça ortada mı? Ortada. Öyleyse bu manzara karşısında kollarımızı kavuşturup, öylece oturacak mıyız? Elbette hayır. Bölgemizde yaşanan krizlerin düğümünü çözeceksek, biz çözeceğiz. Çünkü bunun acısını yaşayan bölge halkıyla birlikte biziz. Diğer ülkelerin Amerikasıyla, Rusyasıyla, Avrupasıyla hatta İranıyla bölgemizdeki acıların derinleşerek sürmesinden dolayı herhangi bir zararları, herhangi bir kayıpları yok."

(Sürecek)

Yorumlar