İngiliz akademisyene "örgüt propagandasından" iddianame

- Gözaltına alınan akademisyenlere destek amacıyla geldiği İstanbul Adalet Sarayı'nda, terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan özel bir üniversitenin öğretim görevlisi İngiliz uyruklu Christopher Stephehson hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede şüpheli Stephehson'un, "terör örgütü propagandası yapmak suçundan" 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi - İddianameden: "Şüphelinin davetiye görünümlü broşürü terör örgütünün propagandasını yapmak için bulundurduğu, soruşturma devam ederken idari taktir yetkisi doğrultusunda sınır dışı edildikten sonra akademik çalışma yapmasına izin verilen üniversiteye internet programları üzerinden ulaştığı, amaçladığı ve yapmış olduğu terör örgütü propagandasının alacağı tepkiyi engellemek için mücadele ve dayanışma söylemleri ile gizlemeye çalıştığı, terör örgütü propagandası yapmaya yoğun ve hedefçi bir kasıtla devam ettiği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmıştır"

Google Haberlere Abone ol
İngiliz akademisyene "örgüt propagandasından" iddianame

İSTANBUL (AA) - MURAT KAYA - YUNUS EGE - "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" üyelerine destek amacıyla geldiği İstanbul Adalet Sarayı'nda terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla hakkında yürütülen soruşturma tamamlanan İngiliz uyruklu Christopher Stephenson'un, 1 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Christoper Vames Keneth Stephehson'un 15 Mart 2016 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek C Blok ana giriş kapısından giriş yaptığı sırada, X-Ray cihazından geçerken yapılan kontrollerde çantasında 10 adet broşür ele geçirildiği belirtildi.

Şüphelinin savcılık ifadesinde, "adliyeye kendisinin de imza attığı ‘bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza atan ve gözaltında bulunan akademisyen arkadaşlarına destek vermek amacıyla geldiği, broşürlerin davetiye olduğu ve bu broşürleri Beyoğlu'nda tanımadığı bir şahsın kendisine verdiği" beyanında bulunduğu belirtilen iddianamede, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

- "Broşürler örgüte destek vermek amaçlı"

Ele geçen broşürler üzerindeki resimlerde yüzleri maske ile örtülmüş şahısların sokak ortasında ateş yaktıkları, sokakta taşlardan bariyer kurdukları ve broşürü boydan boya kaplayan miting alanı görüntüsünde ise PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen kırmızı, sarı, yeşil flama görüntülerinin bulunduğunun görüldüğü aktarılan iddianamede, "Bu haliyle ele geçen broşürlerin, yüzleri poşu ile maskelenmiş PKK/KCK terör örgütü üyeleri tarafından yapılmış, sokakta ateş yakma, barikat kurma gibi eylemleri resmederek yapılan hukuksuz eylemleri meşrulaştırarak terör örgütüne destek vermek amaçlı olduğu değerlendirilmiştir." denildi.

Terör örgütünü övücü görüntüler dışında broşür üzerinde, “öz yönetimlerle özgür newrozlara” şeklinde ibarenin de dikkat çekici olduğu kaydedilen iddianamede, “Öz yönetim kavramının, PKK/KCK terör örgütü tarafından son zamanlarda sıkça dile getirildiği, sözde öz yönetim meşru talebinin, örgütün bölgesel özerklik, bağımsızlık gibi gizli amaçlarını meşrulaştırmak, kabul edilebilir hale getirmek, neticeten örgüt propagandası için kullanıldığı, söz konusu broşürde bu amaçla bu ibarenin yer aldığı anlaşılmaktadır." ifadesi kullanıldı.

- "AB'nin tanımladığı özerklik için anayasal değişikliği olmalı"

Propaganda malzemesi olarak kullanılan "öz yönetim" talebinin, özerklik kisvesi altında bölgesel ayrılıklara ve bağımsız hareketlere yol açan bir talep olduğu" belirtilen iddianamede, "PKK/KCK terör örgütü ve uzantıları ise gayrimeşru bir şekilde silah kullanarak ve şiddete başvurarak devlet kurumlarına alternatif kurumlar oluşturmak ve bölgeye hakim olmak istemektedir. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti değil egemen hiçbir devlet, gerekli anayasal ve yasal değişiklikleri yapmadan, silahlı güçlerin yasalara aykırı olarak, sınırları içinde şiddete başvurarak farklı bir egemenlik kurmalarına izin veremez. Buna izin veren devlet meşruiyetini ve egemenliğini kaybeder. Bu yöntemin gündeme getirilmesi dahi devletin varlık felsefesi açısından sakıncalıdır." değerlendirmesi yapıldı.

"Öz yönetim" taraftarlarının düşüncelerini desteklemek için referans gösterdikleri Avrupa Yerel Yönetimler özerklik şartının kanunlarla belirtilen sınırlar çerçevesinde düzenleme ve yönetme hakkı hedeflediğine dikkat çekilen iddianamede, "Avrupa Birliği (AB), devlet egemenliğinin yasal olamayan yöntemlerle tamamen yerel güçlere devredilmesi ya da cebren değiştirilmesine izin vermemektedir. Türkiye’nin birçok kritik maddesine çekince koyarak imzaladığı Avrupa Yerel Yönetimler özerklik şartının uygulanabilmesi için anayasal değişikliğe ihtiyaç vardır.” denildi.

Suriye’nin kuzeyinde iç savaş ve devlet otoritesinin çökmesinden kaynaklanan rejim boşluğundan istifade eden grupların, geleceğine yönelik endişeler ve belirsizlikler olsa da kantonal yönetimler kurabildikleri bilgisi verilen iddianamede, "Bunun bilincinde olan silahlı güçler, öz savunma maskesi altında Türkiye’de iç savaş ortamı yaratarak devlet otoritesini yıkmaya ve bu sayede rejim boşluğu oluşturarak emellerine ulaşmaya çalışmaktadır." ifadesi yer buldu.

- "Dayanışma' söylemiyle gizlemeye çalıştı"

Öz savunma yaptıklarını iddia eden grupların yerleşim yerlerindeki halkı şiddete başvurarak sindirdikleri ve sadece devlete değil eylemlerini benimsemeyen herkese saldırdıkları kaydedilen iddianamede, KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan'ın 27 Temmuz 2015 tarihinde fiili özerklik uygulama çağrısının ardından ilan edilen özerklik bildirilerinde, devlet otoritesi yerine KCK otoritesi ikame edileceğinin açık bir şekilde ifade edildiği vurgulandı.

Murat Karayılan'ın bir gazetede yer alan 28 Eylül tarihli yazısında da benzer ifadeler bulunduğu aktarılan iddianamede, şüpheli Stephehson ile ilgili şu değerlendirme yapıldı:

"Şüphelinin üzerinde ele geçmiş üzerinde PKK/KCK terör örgütünce yapılmış hukuksuz eylemlerin görüntülerini ve terör örgütünün gizli amaçlarını perdelemek için kullandığı masumane ve meşru bir talep görüntüsü verilen, öz yönetim kavramını birlikte barındıran broşürün terör örgütünün propagandasını yaptığı, bu broşüre davetiye süsü verilmesinin amaçlanan hedefi meşru kılmadığı, dolayısıyla şüphelinin bu nitelikteki broşürü terör örgütünün propagandasını yapmak için bulundurduğu, ayrıca şüphelinin eylemi ile ilgili soruşturma devam ederken idari taktir yetkisi doğrultusunda sınır dışı edildikten sonra akademik çalışma yapmasına izin verilen üniversiteye internet programları üzerinden ulaştığı, şüphelinin amaçladığı ve yapmış olduğu terör örgütü propagandasının alacağı tepkiyi engellemek için mücadele ve dayanışma söylemleri ile gizlemeye çalıştığı, terör örgütü propagandası yapmaya yoğun ve hedefçi bir kasıtla devam ettiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmıştır."

Şüpheli Christoper Vames Keneth Stephehson'ın, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianame, yine "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 4 akademisyenin yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

- Türkiye'ye döndü

İstanbul'daki özel bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan İngiliz vatandaşı Christopher Stephehson, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" üyeleri hakkındaki soruşturmada gözaltına alınan 3 akademisyene destek için dün geldiği Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bildiri dağıtarak, terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı iddiasıyla 15 Mart'ta gözaltına alınmıştı.

İfadesinin ardından sınır dışı edilmesi talebiyle serbest bırakılan Stephehson, İstanbul Valiliği'nin hakkında vereceği kararı beklemeden bekletildiği Kumkapı'daki İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezin'den kendi isteğiyle İngiltere'ye gitmişti. Ülkeye giriş yasağı kaldırılan İngiliz, 22 Mart'ta İstanbul'a dönüş yapmıştı.

Yorumlar