İftarı aceleye getirmemeli

- Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Saraç: -"İftarı aceleye getirmek büyük hatadır. İftarımızı sakin yapmalıyız"

Google Haberlere Abone ol
İftarı aceleye getirmemeli

İSTANBUL (AA) - Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Ender Saraç, iftarı aceleye getirmenin büyük bir hata olduğunu belirtti.

Saraç, Bağcılar Belediyesi ramazan etkinlik alanında düzenlenen programda, bu ramazanın en uzun günlere denk geldiğini, 18 saat oruç tutulduğunu ifade etti.

Kan şekeri düşmeden enerjik bir ramazan geçirmek için neler yapılması gerektiği konusunda da bilgi veren Saraç, şöyle devam etti:

"İftarı aceleye getirmek büyük hatadır. İftarımızı sakin yapmalıyız. İlk başta bir iri veya üç küçük hurma ile orucumuzu açalım. Hurma, besin değeri en yüksek besinlerdendir. Kalsiyum ve potasyum yüklüdür. İçindeki magnezyum sinir sistemini güçlendirir, şişkinliği önler. Kalsiyum da kemikleri güçlendirir, kan şekerini ve bağırsakları düzenler. Daha sonra bir bardak hafif ılık suyun içine yarım tatlı kaşığı bal ile 8-10 damla limon katılarak ballı su içilebilir. Böylece bağırsakların çalışıyor."

Saraç, iftarda mutlaka çorba içilmesi gerektiğini aktararak, özelikle mercimek, sebze, domates ve tarhana çorbasını önerdi.

Doyma hissinin 10 dakika içinde ortaya çıktığını dile getiren Saraç, iftarda hızlı yemek yemenin zararlı olacağını vurguladı.

Hurma ve ballı sudan sonra kişinin 8-10 dakika yürüyebileceğini ifade eden Saraç, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Yeniden sofraya dönün. Et, köfte, yumurta, balık, hindi, peynir ve deniz ürünleri hayvansal proteindir. Yeşil, kırmızı ve sarımercimek, barbunya fasulyesi, nohut, kuru fasulye de çok önemli. Bunun yanında zeytinyağlı sebze ve salata tüketelim. Esmer ramazan pidesi, entegral siyah makarna, çavdar ekmeği, bulgur, peynir, yoğurt alabilirsiniz. Eğer iftar sofrasından bir kişi ağırlaşmış olarak kalkıyorsa, göz kapakları düşmüş ise ve boncuk boncuk terliyorsa o iftar yanlış yapılmış demektir. Çarpıntı oluyorsa da kan şekeri yükselmiştir. Ramazanın adabına aykırı beslenmişsinizdir. Dinlenmiş bedene aykırı beslenmişsindir."

- "Egzersiz yapmayanlarda göbeklenme olur"

Saraç, teravih zamanının kan şekerinin en yüksek olduğu dönem olduğunu, namaz kılınarak kasların esnetildiğini ve yağlanmanın önüne geçildiğini belirtti.

Teravih namazı sonrasında yaklaşık bir saat geçtiğini bildiren Saraç, "Göbeklenme egzersiz yapmayanlarda olur ancak aç karına da egzersiz yapılmasını önermiyorum. İftardan sonra tok karnına tatlı yemek intihar anlamına gelir. Bu durum insanların hızlı yaşlanmasına neden olur, ciddi hastalıkların da önünü açar. İftar sofrasında zaten kan şekeri yükseliyor. Kadınlarda yumurtalık kistleri oluşur ve tiroit hastalığına sebep olur. Fazla hamur tüketen kadınların eklemleri iyi çalışmaz. Burada ölümcül hastalığın temeli atılmıştır. Kek, beyaz ekmek, makarna, pilav ona hastalık olarak döner." ifadelerini kullandı.

Teravih kılındıktan sonra kavun, karpuz, meyve gibi hafif tatlılar tüketilmesini tavsiye eden Saraç, sahurda katı yumurta yenmesinin de insanı tok tutacağını belirtti.

Çılbırın çok faydalı ve besin değeri yüksek bir yemek olduğuna dikkati çeken Saraç, şunları kaydetti:

"Mükemmel protein kaynağıdır. Cildi güzelleştirir ve kemikleri korur. Yeşil mercimek tüketelim. Tok tutar. Bağırsakları çalıştırır ve kan yapar. İçerisinde bitkisel protein vardır. Evde tam buğday unundan pide yapılabilir. Kan şekerini daha az yükseltir. Daha az kilo alırsınız. Bolca peynir yiyin. Özellikle az tuzlu çökelek peyniri alabilirsiniz. Bu arada, hazır beslenme kültürü nedeniyle çocuklar sağlıksız besleniyor. Bu çok tehlikeli."

Yorumlar