GRAFİKLİ - Irak'ın tartışmalı milis gücü Haşdi Şabi

- Irak'ta Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi, Haziran 2014'te DAEŞ saldırıları sonrası Şii dini otorite Sistani'nin "cihat" çağrısı üzerine kuruldu - İran'a yakınlığıyla bilinen Haşdi Şabi çatısı altında yaklaşık 300 bin milis bulunuyor - DAEŞ'e karşı direniş gösteremeyen Irak güvenlik güçlerine takviye gerekçesiyle kurulan Haşdi Şabi'yle ilgili "insan hakları ihlali" iddiaları gündemden düşmüyor

Google Haberlere Abone ol
GRAFİKLİ - Irak'ın tartışmalı milis gücü Haşdi Şabi

BAĞDAT (AA) - HAYDAR HADİ/İDRİS OKUDUCU - Irak'ta Felluce'yi terör örgütü DAEŞ'ten kurtarma operasyonuna katılan Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi güçleri, "hedef gözetmeksizin saldırı düzenleme ve sivillerin ölümüne neden olma" iddiaları nedeniyle ülkede yeniden tartışma konusu oldu.

Irak'ta DAEŞ'in Haziran 2014'te Musul'u ele geçirmesi, akabinde Enbar ve Tikrit'te de kontrolü sağlamasının ardından Şii dini otorite Ayetullah Ali es-Sistani'nin "cihat" çağrısı üzerine kurulan Haşdi Şabi, İran'a yakınlığı ve Sünnilere karşı mezhepçi yaklaşımıyla biliniyor.

Irak'ın Necef kentinde ikamet eden ve ülkedeki en büyük Şii dini merci kabul edilen Sistani, DAEŞ'in Musul'u ele geçirmesi, Bağdat'ın batısındaki Enbar ve kuzeyindeki Salahaddin ilinin merkezi Tikrit'i de güvenlik güçlerinin hiçbir direnişi olmaksızın kontrol altına alması üzerine örgütün Bağdat'a yöneleceği endişesiyle 13 Haziran 2014 tarihinde Şiilere DAEŞ'e karşı "cihat" çağrısı yaptı. Sistani'nin bu çağrısı üzerine binlerce Şii milisten oluşan Haşdi Şabi meydana geldi.

Söz konusu oluşum, Musul, Tikrit ve Enbar'da DAEŞ'e karşı direniş gösteremeyen ve kırılma yaşayan Irak güvenlik güçlerine takviye olarak kurulmuş olsa da, daha sonra Sünnilere yönelik Tikrit, Diyala ve diğer bölgelerde mezhepçi tutum sergileyip zaman zaman ev ve iş yerlerini ateşe vermenin yanında yağma gibi insan haklarını ihlal eden eylemlerde bulundu.

- Haşdi Şabi çatısı altındaki gruplar

Haşdi Şabi milislerinin sayısıyla ilgili resmi bir veri yok, ancak bu örgütlenme altında yaklaşık 300 bin civarında milis olduğu belirtiliyor. Haşdi Şabi çatısı altındaki başlıca milis güçleri ise şunlar:

Bedir Güçleri, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlulhak, Ketaib İmam Ali, Ketaib Seyidu'l Şuheda, Seraya el-Hurasani, Ensar el-Merceiyye Tugayları, Ali Ekber Tugayları, Firkat'ul Abbas el-Kitaliyye, Seraya Aşura, Seraya Ensar el-Akide, Seraya el-Cihad, Feylek el-Karrar, el-Muntazar Tugayları ve Ketaib Seyyid'ul Şuheda.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen ocak ayında yayımladığı raporda, bu grupların Irak'taki bazı Sünni bölgelerinde yaptığı eylemlerin savaş suçu işlediği belirtilmişti. Raporda Şii milislerin Sünnilere ait onlarca cami ve iş yerini yakıp yıktığına dikkat çekilerek, bu tür eylemlerle ilgili özellikle yapının içerisindeki Bedir Güçleri ve Asaib Ehlulhak grupları itham edilmişti.

- İran desteği

İran'ın Haşdi Şabi'ye maddi, askeri, istihbarat ve operasyon yapabilme gibi konularda destek vererek bu yapı üzerinde kontrol sağladığı biliniyor.

Irak'ta DAEŞ'e karşı yürütülen operasyonlarda İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu lideri Kasım Süleymani'yi cephedeki Şii milis liderleri ve milislerle yan yana gösteren fotoğraflar sık sık Haşdi Şabi çatısı altındaki gruplara yakınlığıyla bilinen medya organlarında yayımlanıyor. Bunlara son olarak Süleymani'nin Felluce'de operasyon merkezindeki Şii milis liderlerle bir arada olduğu görüntü eklendi. Bu durum ülkedeki Sünnilerde Felluce operasyonunun mezhep eksenli intikam operasyonuna dönüşebileceği endişesi oluşturdu.

Sünniler genel olarak Haşdi Şabi'nin Irak üzerinde etkisinin giderek artmasını "İran'ın Irak'ı işgali" olarak görüyor. İran'ın bu hakimiyeti Irak ulusal kimliğini yok etme riski taşıdığı için Irak milliyetçisi bazı Şii Araplar tarafından da eleştiriliyor. Bu durumun Irak'taki siyasi dengeyi bozabilecek ve istikrarsızlığı artırabilecek nitelik taşıdığı ifade ediliyor.

- "Ciddi kaygılara neden oluyor"

Irak meclisindeki Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Şahevan Abdullah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Irak ordusunun içinde bulunduğu acizlik nedeniyle Haşdi Şabi'nin desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirtirken bu konudaki kaygılara dikkati çekti.

Abdullah şunları kaydetti:

"DAEŞ'e karşı Sünni bölgelerinde başlatılan operasyonlarda Haşdi Şabi'nin de yer alması, bölgedeki birçok siyasi ve insan hakları gözlemcisi, Sünniler ve uluslararası toplumun ciddi kaygılarına neden oldu. Maalesef Irak ordusunun o bölgeleri geri alacak gücü bulunmuyor. Bu yüzden Haşdi Şabi'den çaresiz bir şekilde yardım talep ediliyor. Birçok kurtarma operasyonunda söz konusu örgütün katılmaması yönünde karar alındı, ancak bu hiçbir zaman uygulanmadı."

Abdullah, bu güçlerin Felluce operasyonundaki rolüne ilişkin de, "Haşdi Şabi'nin geçmişte yaptığı insan hakları ihlallerinden dolayı Felluce operasyonunda sadece DAEŞ'in ilk ateş hattını kırıp geri çekilmesi istendi. Ancak durum böyle olmayacak gibi ve örgüt bu operasyona sonuna kadar katılacak. Bu yüzden kurtarma operasyonlarının intikama dönüşmesi halinde bazı sivillerin hayatını kaybetmesi ihtimali yüksek." değerlendirmesinde bulundu.

- "Haşdi Şabi yetkilileri yargılanabilir"

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Bakanlar Kuruluna bağlı İnsan Hakları Komisyonu Danışmanı Kurmanç Osman da Haşdi Şabi'nin meşruiyeti ve sivillere yönelik eylemlerinin muhtemel yasal sonuçlarını değerlendirdi.

Haşdi Şabi'nin belli bir yasaya göre değil fetva üzerine kurulduğuna dikkati çeken Osman, "Bu yüzden şu ana kadar yaptığı ihlallere karşı herhangi bölgesel veya uluslararası mahkemede dava açılmadı, ancak ileride savaş ortamı son bulursa bölgesel ve uluslararası insan hakları dernekleri tarafından tespit edilen savaş suçlarından dolayı bazı üst düzey yetkilileri yargılanabilir." yorumunu yaptı.

İnsan hakları gözlemcisi Osman, şu bilgileri verdi:

"Bölgeye gelen bazı insan hakları dernekleri ve sivil kuruluş toplumları tarafından Haşdi Şabi'in sivillerin evlerini yaktığı, çatışmalar sırasında bazı bölgelerde sivil insanları katlettiği, adam kaçırma, alıkoyma, fidye gibi ihlalleri olduğu tespit edilmiştir. Örgütün kadınlara yönelik cinsel taciz iddiaları da söz konusu ancak bu henüz belgelenmedi."

Osman ayrıca, bu yapının DAEŞ sonrası ordu saflarına katılmaması halinde Irak'ın geleceği için büyük tehlike oluşturabileceğini sözlerine ekledi.

Irak'ta Felluce'yi DAEŞ'ten kurtarma operasyonuna ordu birlikleri, polis teşkilatına bağlı unsurlar, Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi ve Sünni aşiret güçleri katılıyor.

Haşdi Şabi'nin Tikrit'te Sünnilere yönelik insan hakları ihlallerinde bulunması nedeniyle Enbar ilinin merkezi Ramadi operasyonuna Irak ordusunun yanında katılmasına izin verilmemişti.

Yorumlar