FETÖ'nün "çatı iddianamesi" kabul edildi (11)

- İddianameden: - "Fetullah Gülen'in kurup yönettiği örgüt, Türkiye'de ve dünyada toplam 150 milyar dolar ekonomik değeri bulunan banka, üniversiteler, okullar, yurtlar, dershaneler, medya kuruluşları, matbaalar, yayınevleri, kargo şirketleri ve diğer ticari şirketler, holdingleri bünyesinde barındıran kompleks bir yapıdan oluşmaktadır" - "Örgüt, himmet vermeyi reddeden iş adamlarını olağan dışı denetimler, gerçeğe aykırı raporlar, adli veya idari soruşturmalar ile cezalandırmıştır. Örgüt, adliye ve emniyet içerisinde yer alan mensupları aracılığıyla haklarında soruşturma bulunan iş adamlarından himmet talep etmiş, karşılığında ise soruşturmaların kapatılması vadedilmiştir. Gayrimeşru işlerden gelir elde eden kişiler, 'himmet' adı altında adeta haraca bağlanmıştır" - "Himmet uygulaması öyle yaygın hale gelmiştir ki birçok iş adamı, ticaretini sağlıklı şekilde sürdürebilmek için FETÖ'ye para vermesi gerektiğine inanır hale gelmiştir"

Google Haberlere Abone ol
FETÖ'nün "çatı iddianamesi" kabul edildi (11)

ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" ile ilgili "çatı iddianamesinde", "Fetullah Gülen'in kurup yönettiği örgüt, Türkiye'de ve dünyada toplam yüz elli milyar dolar ekonomik değeri bulunan banka, üniversiteler, okullar, yurtlar, dershaneler, medya kuruluşları, matbaalar, yayınevleri, kargo şirketleri ve diğer ticari şirketler, holdingleri bünyesinde barındıran kompleks bir yapıdan oluşmaktadır." bilgisine yer verildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin burs, himmet, bağış, zekat, yardım, kurban gibi çeşitli adlarla toplanan fakat ihtiyaç sahiplerine hayır için harcanmayıp çalınan para ve malları devlete ve sisteme karşı kullandığı ve şahsi servet haline getirdiği belirtildi.

Fetullahçı paralel yapının milyar dolarlara hükmeden şirketlere ve holdinglere sahip hale gelmesinin, mali kaynaklarla mümkün olduğu kaydedilen iddianamede, "Kişiler, Allah ve din ile aldatılarak ekonomik kaynak toplanmış, örgüt hiç hesap vermeden bu kaynakları yabancı ülke menfaatine kullanmıştır." ifadesi kullanıldı.

FETÖ'nün imamlar üzerinden bütün üyelerini ve toplumun önemli kısmını "himmet" adıyla bir tür cemaat vergisine bağladığı aktarılan iddianamede, örgütün denetimindeki dershanelerde yaklaşık 600 bin öğrencinin ders gördüğü, bunların yıllık toplam gelirinin milyar dolarları aştığı belirtildi.

İddianamede, örgütün, gerçekte dini cemaat olmayıp, hatta dini konularda hiçbir hassasiyeti bulunmayan, milyar dolarlara hükmeden holdingleşmiş, rant elde eden yapı olduğu kaydedildi.

ABD'de geniş bir çiftlikte müreffeh bir hayat süren Fetullah Gülen'in kitap teliflerinin geliriyle geçindiğini, bulunduğu çiftliğe 5 bin 500 dolar kira ödediğini açıkladığına yer verilen iddianamede, Gülen'in telif gelirinin, yaşadığı çiftliğin masraflarını karşılamaya yetmeyeceğine dikkati çekilerek, şu bilgilere yer verildi:

"Gerçekte onun ve maiyetinde yaşayanların giderlerini örgüt karşılamaktadır. Gülen'in kurup yönettiği örgüt, Türkiye'de ve dünyada toplam 150 milyar dolar ekonomik değeri bulunan banka, üniversiteler, okullar, yurtlar, dershaneler, medya kuruluşları, matbaalar, yayınevleri, kargo şirketleri ve diğer ticari şirketler, holdingleri bünyesinde barındıran kompleks bir yapıdan oluşmaktadır. Büyüklüğü en az 150 milyar doları bulan bu ekonomik gücün başlı başına varlığı, dini cemaat tabiatıyla çelişki arz etmektedir. Ekonomik boyutu dikkate alındığında cemaat, hayır amacı güden dini bir yapılanma değildir."

Örgütün gelir kaynaklarının şahıslardan ve iş adamlarından alınan bağış, himmet gelirleri ile kurumsal gelirler olarak iki ana gruba ayrılabileceği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Bağış ve himmet gelirleri de iki gruba ayrılır; şahıslardan alınan ve iş adamlarından alınanlar olmak üzere. Himmet, şahıslardan alınanların ilk grubunu, Fetullah Gülen taraftarı veya sempatizanı olan alt gelir grubundaki şahıslardan toplanan paralar ve ikinci olarak ise Gülen taraftarı veya sempatizanı memurların maaşlarından, memurların FETÖ desteğiyle aldıkları taltiflerden ve yurt dışı görev harcırahlarından belirli oranlarda alınan paralar oluşturmaktadır. Şahıslardan alınan paralar, en küçük birim olan semt/mahalleden, ilçe, il ve bölge koordinatörlerine doğru toplanarak ilerlemektedir. Her ilde, gelir ve gider kalemlerini tutan ve bunu bir üstüne rapor eden muhasipler vardır. Devlet memurlarının (özellikle hassas görev icra edenler için) para toplama faaliyetleri ise söz konusu kurumun o yerleşim yerindeki sorumlusu (imamı) tarafından organize edilmektedir.

Himmet iş adamlarından da alınmaktadır. İş adamlarından kazançları oranında alınan himmet adı altında ayni ve nakdi yardımlar ile iş adamlarının üye oldukları kuruluşlara üye aidatı olarak yatırılan paralardır. FETÖ’ye bağlı Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) bünyesindeki iş adamlarından, gelir durumlarına göre her yıl düzenli olarak alınan paralar himmet geliridir. Bu paralar, bulundukları illerin büyüklüğüne ve ekonomik potansiyeline göre oradaki ilçe veya il sorumlularına bağlı muhasipler tarafından toplanmaktadır. Sanayinin yoğun olduğu yerlerde, iş adamlarının bağlı olduğu TUSKON üyesi derneklerden sorumlu ayrı bir imam da duruma göre tayin edilebilmektedir."

- "İşlerinin rast gitmesi ve cemaat kadrolarına çarpılmamak için..."

Gülen'in talimatıyla örgütün, kendisine bağlı iş adamlarını, TÜSİAD ve MÜSİAD dışında bir çatı altında toplamak ve ayrı bir güç olarak ortaya çıkmak amacıyla 2005'te TUSKON'u kurduğu belirtilen iddianamede, TUSKON'un, bağlı 7 federasyon ve bunlara bağlı 211 üye dernekle faaliyet gösterdiği, 2014 itibarıyla üye iş adamı ve girişimci sayısının 55 bin civarında olduğu, bunlar arasında Boydak Holding, Koza-İpek Holding gibi büyük cirolara sahip işletmelerin yanı sıra, küçük bir hırdavatçı ya da eczacı da bulunduğu ifade edildi.

Örgütün, TÜSİAD üyesi büyük şirketlerden ve holdinglerden yardım aldığına işaret edilen iddianamede, bunların doğrudan paralel yapı örgütüyle bağlantılı kurum ve kuruluş bünyesine girmediği ve himmet adıyla para vermediği, ancak sponsorluk, reklam bedeli, ayni yardımlar, vb. adlarla yapılanmaya maddi destek sağladığı vurgulandı ve "Büyük holdinglerden maddi yardım temini, TUSKON Genel Sekreteri ya da başka bir üst düzey yöneticinin anılan holding patronlarını öncelikle ziyareti ve akabinde alt düzeyde tarafların yetkililerinin görüşmesi neticesinde gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de kamuoyunun bildiği iş dünyasının patronları, işlerinin rast gitmesi ve cemaat kadrolarına çarpılmamak için kerhen örgüte yardım yapmak mecburiyetinde kalmıştır." ifadesine yer verildi.

Kamuda kadrolaşan örgütün, bu gücünü de nakde çevirmeye başladığı kaydedilen iddianamede, "Örgüt, himmet vermeyi reddeden iş adamlarını olağan dışı denetimler, gerçeğe aykırı raporlar, adli veya idari soruşturmalar ile cezalandırmıştır. Örgüt, adliye ve emniyet içerisinde yer alan mensupları aracılığıyla haklarında soruşturma bulunan iş adamlarından himmet talep etmiş, karşılığında ise soruşturmaların kapatılması vaat edilmiştir. Gayrimeşru işlerden gelir elde eden kişiler, 'himmet' adı altında adeta haraca bağlanmıştır. Himmet uygulaması öyle yaygın hale gelmiştir ki; birçok iş adamı, ticaretini sağlıklı şekilde sürdürebilmek için FETÖ'ye para vermesi gerektiğine inanır hale gelmiştir." değerlendirmesi yapıldı.

- 71 ilde 3 bin 257 dernek

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının raporuna göre, 71 ilde Fetullahçı Terör Örgütünün toplam 3 bin 257 dernek, vakıf ve şirket olmak üzere faaliyet yürüttüğünü, ekonominin her alanında güç oluşturmak, devlet içerisine sızıp yerleşmek, bankada usulsüzlük ve uluslararası para aklama organizasyonları ile sivil toplum kuruluşlarında girift bir suç organizasyonu ve örgüt gücü bulunduğunu bildirdiğine yer verilen iddianamede, örgütün 2 bin 356 şirket ve 347 kişi firması üzerinden yürüttüğü ekonomik faaliyete ilişkin bilgilerin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınarak deliller arasına konulduğu belirtildi.

İddianamede Fetullahçı terör örgütlenmesinin gelirlerini, "şirket ya da şirketler üzerinden ticari faaliyet görüntüsü verilerek bankacılık sisteminin kullanılması", "suç gelirlerinin fiziken yurt dışına çıkarılması" gibi altı yöntemle akladığı anlatılan iddianamede, "Asya Katılım Bankası'nın örgütün bir kurumu olduğu, örgütsel amaç ve hedefler için kullanıldığı, çok sayıda farklı hesaba suç gelirlerinin yatırılıp sisteme sokulduğu, yüksek miktarda örgüt emrindeki kuruluşlara kredi kullandırıldığı, kredilerin suç geliri olan himmet ve bağışlarla ödendiği tespitlerine yer verilmiştir." ifadesi kullanıldı.

İddianamede, örgütün mütevelli heyetleri üzerinden hayır amacıyla toplanan paranın şirketlere sermaye yapıldığı, perde arkasından paranın örgüt tarafından yönetildiği, şirketlerin rasyonel piyasa oyuncusu gibi davranmak yerine örgüt abisinin emrine göre davranan sermaye yapılanmaları olduğunun altı çizdi.

Örgütün ekonomik yapılanmasının yatay olarak üç türlü olduğuna yer verilen iddianamede, örgüt emrindeki ticari şirket, dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerden bir kısmının cemaatin sermayesiyle kurulduğu, bir kısmının kuruluş sermayesi cemaate ait olmamakla birlikte cemaat kontrolüne girdiği, bir kısmının da sonradan cemaate maddi kaynak ve destek sağladığı anlatıldı.

Örgütün topladığı maddi kaynaklarla kurulan ve doğrudan örgüt tarafından yönetilen şirketlerin görünürdeki sahipleri ile gerçek sahiplerinin genellikle farklı olduğuna işaret edilen iddianamede, 17 Aralık 2013 sonrası örgüt yer altına çekilebilmek, görünürlüğünü azaltmak ve dikkat çekmemek için gerçek sahibi cemaat olan şirketlerin hızla kısa sürelerle el değiştirip aynı örgütten deşifre olmamış başka kişilere devredildiği bildirildi.

Diğer yandan FETÖ mensubu gerçek kişilerin Türkiye'deki şirketleri ve mal varlığını satıp, kayyım atanmasını veya mal varlığına el konulmasını önlemek için hızla paraya dönüştürdüklerine dikkati çekilen iddianamede, "Şirketler muvazaalı olarak gerçek sahiplerinden başkasına devredilip gerçek sahipleri gizlenmeye çalışılırken, kişiler üzerindeki mal varlığını da başkasına devrederek örgütle irtibatının sağlanmasını engelleyerek el konulmasını önlemeye çalışmaktadır. Bu suretle elde edilen paralar yurt dışına taşınmakta, şirketler ve kişilerin mal varlığı, düşük değerlere elden çıkarılıp başka kişiler üzerine aktarılmaktadır. Örgütün elindeki okullar, kar amacı güden şirketler tarafından işletilirken denetimi daha zor ve ceza muhakemesine göre kayyım atanması mümkün olmayan vakıflara devredilmekte, okulların şirketler tarafından işletilmesinden vazgeçilmektedir." bilgileri verildi.

- Madde madde örgütün gelir kalemleri

İddianamede, "FETÖ'nün mali yapılanmasının daha iyi anlaşılabilmesi için örnek olarak seçilen bazı şirketler ve kuruluşlar" başlığı altında bazı holding, üniversite, okul, dershane, şirket, medya kuruluşu ve vakıfların isimleri sıralandı, örgütün gelir kaynakları ise şöyle gösterildi:

- "Kamu kaynaklarından elde edilen gelirler: Kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı firmalara verilmesi, örgütle ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli veya idari işlemler yaparak piyasanın örgüt firmalarına teslim edilmesi, kurumların gizli kalması gereken finansal ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara sızdırılması, kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi, belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek veya şirketler lehine yapılması, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansında görevli adamları vasıtasıyla iş adamlarının yurt dışı iş bağlantılarını sağlama karşılığı örgüt adına onlardan para alınması, kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde FETÖ firmalarının kayrılması.

- İş adamlarından sağlanan gelirler: İş adamlarından, adli-idari süreçlerdeki işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı alınan paralar; iş adamlarının özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetlerini ses ve görüntü kaydına aldırarak tehdit ve şantaj yoluyla alınan paralar; iş adamlarından, iş bağlantılarını sağlama karşılığı alınan paralar,

- Gönüllülük esaslı gelirler: Kurban Bayramı öncesi iş adamlarından firmalardan ve esnaftan, adlarına kurban kesileceğini belirterek kurban adı altında toplanan paralar; il ve ilçelerde iş adamlarının katıldığı mütevelli heyetleri oluşturarak zekat ve burs adı altında toplanan paralar; memur maaş ve ödüllendirmelerinden himmet adı altında toplanan paralar,

- Örgütün şirket, holding, banka, vakıf ve dernek faaliyetlerinin gelirleri,

- Eğitim faaliyet gelirleri: Yurt dışında bulunan örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden alınan paralar; yurt içinde faaliyet gösteren örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden alınan paralar; eğitim kurumlarında okuttukları öğrencilerden ücret aldıkları halde, iş adamlarından fakir öğrencilerin okutulacağından bahisle burs adı altında toplanan paralar,

- Örgütün basın ve yayın organlarının reklam ve abonelik gelirleri,

- STK'lardan sağlanan gelirler: TUSKON ve bağlı federasyon, dernek, şirket ile vakıflardan toplanan aidatlar; yazılı ve görsel medya sektöründen sağlanan gelirler; Kimse Yok Mu Derneği benzeri örgüte bağlı kuruluşlar aracılığı ile yardım adı altında vatandaşlardan toplanan paralar; ticaret odaları yönetimlerini ele geçirerek, kamu hizmet alımlarındaki rayiç bedel belirlenmelerinde örgütle ilişkili vakıf, dernek ve firmalar lehine hareket edilmesi."

(Sürecek)

Yorumlar