Eskişehir merkezli "usulsüz dinleme" davası

ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir'de usulsüz dinleme iddiasına ilişkin biri tutuklu 25 emniyet mensubunun yargılandığı davada cumhuriyet savcısı, sanıklarla ilgili 60 sayfalık mütalaa sundu.

Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Ankara Sincan F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan eski Eskişehir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık ile görüntülü sistem aracılığıyla bağlantı kuruldu, tutuksuz yargılanan polis Mustafa Ünal ile sanık avukatları hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, sanık avukatlarının geçen duruşma yaptığı reddi hakim talebinin Bilecik Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini bildirdi. Bunun üzerine sanık avukatlarından Turgay Balaban, talebin reddedilmesine itiraz dilekçesi verdi.

Daha sonra mahkeme başkanı, savcıdan mütalaasını vermesini isteyince avukat Balaban, itirazın sonuçlanmadan mütalaa verilmesinin usule aykırı olduğunu savundu. Mahkeme başkanının isteği üzerine cumhuriyet savcısı 60 sayfalık mütalaasını mahkemeye sundu. Avukat Balaban ve diğer sanık avukatları ile tutuksuz sanık Mustafa Ünal, bu uygulamanın usule uygun olmadığını öne sürerek salonu terk etti.

Sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, verilen mütalaanın gelecek celse avukatlarının yüzüne okunmasını kararlaştırarak duruşmayı 1 Temmuz'a erteledi.

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla 28 Şubat 2015'te Eskişehir ile Kırklareli, Kırşehir, Kastamonu, Karabük, Antalya, Kayseri, Kocaeli, Diyarbakır ve Ankara'da bazı adreslere eş zamanlı operasyon düzenlenmişti. Operasyonda, Eskişehir'de bazı kişilerin telefon görüşmelerinin izinsiz dinlenildiği iddiasıyla gözaltına alınan 25 zanlıdan biri tutuklanmış, diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Sanıklar hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, gizlilik ihlalinde haberleşme içeriklerinin kaydedilmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, kanunen yok edilmesi" suçlamasıyla dava açılmıştı.