Emre Kızılırmak Azerbaycan'da hayranlarıyla buluştu

- Kızılırmak: - "Zamanımı harcadığım şeyler hep bir oyuncu olmak için neler gerektiğiyle ilgiliydi. Bu beni günden güne oyunculuk mesleğine yakınlaştırdı" - "Ne yapacağınızı biliyorsanız ve karar vermişseniz, bir sanat eseri haline getirebilecek her şey etrafınızda var. İsterseniz onlara ulaşabilirsiniz" - "Her rolü oynarım demem. Değerlendirmeye aldıktan sonra, izleyenler adına onları iyi ve doğru anlamda etkileyecek bir rolse kabul ederim"

Google Haberlere Abone ol
Emre Kızılırmak Azerbaycan'da hayranlarıyla buluştu

İSTANBUL/BAKÜ (AA) - Oyuncu Emre Kızılırmak, "Türk Filmleri Haftası-Bakü" kapsamında gerçekleşen panelde sinemaseverlerle bir araya geldi.

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Medeniyet ve İnce Sanatlar Üniversitesinde düzenlenen etkinliğe katılan Kızılırmak, oyunculuğa başlama serüvenini anlattı.

Sporcu olduğunu, basketbol ve atletizmle uzun yıllar boyunca uğraştığını belirten Kızılırmak, "Sonra hayatım rutine bağlandı. Müziğe karşı ilgim ve yeteneğim vardı. Müzikle uğraşmaya başladım. Arkadaşlarımla müziğe başlama kararı aldık. Sonra basketbolu müzik yüzünden bıraktım." dedi.

Üniversitedeyken tiyatro okullarına gittiğini aktaran Kızılırmak, "Küçüklüğümden beri hayalimde olan bir şeydi ama donanımımı bu konuda ne kadar kuvvetlendirebilirsem diye düşünüp bunu yapmaya başladım. İlgim, hevesim oyunculuk yönünde olduğu için izlediğim şeyler de ona göre değişti. Zamanımı harcadığım şeyler hep bir oyuncu olmak için neler gerektiği ile ilgiliydi. Bu beni günden güne oyunculuk mesleğine yakınlaştırdı." dedi.

Kızılırmak, henüz üniversite öğrencisiyken kazandığı Best Model of Turkey'e de değinerek, seçilmesinin ardından projelerin hemen gelmeye başlamadığının ifade etti.

Film ve dizilerde rol almak üzere katıldığı seçmelerde, "Çok uzun boylusun ve senden oyuncu olmaz." cevabıyla defalarca reddedildiğini dile getiren Kızılırmak, "Bir başkası sizin yerine ahkam kesemez ve sizin yerinize sizin hayatınıza karar veremez. Hep bu aklımda olduğu için, bu beni daha çok kamçıladı." diye konuştu.

Oyuncu Kızılırmak, ilk oynadığı dizinin 75 bölüm devam ettiğini belirterek, şunları anlattı:

"Daha sonra başka diziler de oldu. Uluslararası bir proje de vardı. Bu iş gerçekten biraz kendinizi geliştirmek, biraz da doğru yer doğru zamanın size denk gelmesi ya da sizin o yeri yaratmanızla alakalı. Bir de ne kadar bu işi istediğinizle alakalı. Birçok girişiminiz başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bu, hayatın her kesiminde böyle. Yönetmen, senarist olmak istediğinizde çok sayıda projeyi birilerine sunmaya çalışacaksınız belki. Çoğundan belki reddedileceksiniz. O insanların sizi ne kadar etkilediği hayatınızda asıl önemli nokta olacak. Yılmadan devam etmek isteyecek misiniz yoksa, 'Şöyle bir meslek düşünüyorum, ben en iyisi onu mu yapayım?' diyeceksiniz. Asıl kırılma noktası bu."

- "Her rolü oynamam"

Eşkıya filminin yönetmeni Yavuz Turgul'un eserindeki özgünlüğe işaret eden ünlü oyuncu, "Şu an teknolojiyle birlikte bir film yapmanın imkanı gittikçe daha da ucuzlamaya başladı ve gerçekten kuvvetli, güçlü genç bir nesil de yetişiyor. Bu işe kafasını yoran insanlarla, geçmişte yapılanları izleyip, günümüzde yapılanları da takip edip herkesin yaptığı şeyden haberdar olan ama onlar gibi olmayan, kendi tekniğini, öz stilini ortaya koymuş tüm yönetmenlerle çalışmak isterim. Başkası gibi olmaya çalıştığınızda kopya oluyorsunuz. O zaman da bazı şeyler sakil kalıyor." şeklinde konuştu.

Kızılırmak, bir filmin dünyanın herhangi bir ülkesinde gösterimi ve festivallere gitmesine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:

"İçeriği güzel, anlatmak istediğiniz bir davanız varsa, oralara girmeniz ya da gitmemeniz sizi durduracak bir şey değildir. Ne yapacağınızı biliyorsanız ve karar vermişseniz, bir sanat eseri haline getirebilecek her şey etrafınızda var. İsterseniz onlara ulaşabilirsiniz. Bu tamamen sizin performansınıza kalmış. Oyuncu olmak isteyen için de senarist için de bu geçerli. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Başkalarının yaptığının aynısını yapmak için değildir bilgi. Seçtiğiniz sektörde, başkasının yaptığını aynısını onun gibi yapmak değildir. Bu değildir sanat zaten. O zaman bir benzerini yapmış olursunuz ama siz dünyaya duyurmak istediğiniz konuyu kendi yönteminizle, herkesin yaptığı yöntemlerin de farkında olarak, kendi stilinizi ortaya koyarak yaptığınızda dünyanın neresinde olduğunuzun pek önemi kalmıyor. Dünya o zaman iyice küçülmüş oluyor. Bir benzeri olmadığı için eşsiz bir eser bırakmış oluyorsunuz."

Rol seçimi konusuna da değinen Kızılırmak, "Her rolü oynarım demem. Değerlendirmeye aldıktan sonra, izleyenler adına onları iyi ve doğru anlamda etkileyecek bir rolse kabul ederim." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yerli Düşünce Derneğinin ortaklaşa düzenlediği, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsünün katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlik, yarın sona erecek.

Yorumlar