Diyanetten "taburede namaz" uyarısı

- Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Yaman: - "Kişiler, basit bazı rahatsızlıklarını gerekçe göstererek tabure ve sandalye üzerinde namaz kılmayı tercih ediyorlarsa bilmeliler ki bu namaz, namaz olmaktan çıkar" - "Namazın rükünlerinden herhangi birini yerine getirmeye engel olan rahatsızlıklar da kolaylaştırma sebebi sayılmıştır. Buna göre, ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek, bağdaş kurarak veya ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar" -"Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak kılabilir, rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir"

Google Haberlere Abone ol
Diyanetten "taburede namaz" uyarısı

ANKARA (AA) - ERTUĞRUL SUBAŞI - Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman, ayakta durmaya gücü yetmeyenlerin namazı tabure ya da sandalye yerine oturarak kılabileceklerini belirterek "Kişiler basit bazı rahatsızlıklarını gerekçe göstererek tabure ve sandalye üzerinde namaz kılmayı tercih ediyorlarsa bilmeliler ki bu namaz, namaz olmaktan çıkar." dedi.

Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda camilerde sandalye, tabure hatta özel banklar üzerinde namaz kılınması uygulaması görüldüğünü anımsattı.

"Bizim cami kültürümüzde sıralı sandalye düzeneği yoktur. Ayakta kılamayanlar saf düzeni içerisinde oturarak namazlarını kılarlar." diyen Yaman, namaz ibadetinin rükünlerinin neler olduğunun Kur'an ve sünnette belirtildiğini ifade etti.

Bunun nasıl uygulanacağının da bizzat Hazreti Peygamber tarafından sözlü ve pratik olarak anlatıldığını söyleyen Yaman, "Namazın rükünleri iftitah tekbiri, kıyam, kıraat, rüku, secde ve ka'de-i ahiredir. Bu rükünlerden herhangi birinin mazeretsiz olarak terk edilmesi halinde namaz sahih olmaz." diye konuştu.

- "Vicdanen sorgulamaları gerekmektedir"

İslam dininde sorumlulukların kulun gücüne göre belirlendiğine işaret eden Yaman, şunları söyledi:

"Namazın rükünlerinden herhangi birini yerine getirmeye engel olan rahatsızlıklar da kolaylaştırma sebebi sayılmıştır. Buna göre, namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek, bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar. Nitekim Hazreti Peygamber, nasıl namaz kılacağını soran hasta bir sahabeye 'Namazını ayakta kıl. Eğer gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üzere kıl.' buyurmuştur. Burada önemli olan, kişilerin gerçekten sağlık sorunları olup olmadığını, namazın yerine getirilmesi gereken rükünlerini yapıp yapamayacaklarını vicdanen sorgulamaları gerekmektedir. Kişiler basit bazı rahatsızlıklarını gerekçe göstererek tabure ve sandalye üzerinde namaz kılmayı tercih ediyorlarsa bilmeliler ki bu namaz, namaz olmaktan çıkar."

- Namaz, ne zaman tabure ya da sandalyede kılınır?

Yaman, hangi şartta sandalye ve taburede namaz kılınabileceğine ilişkin şöyle konuştu:

"Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi namaza ayakta başlar, secdeden sonra namazını oturarak tamamlar. Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak kılabilir, rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir."

Cami kültüründe sıralı sandalye düzeneği olmadığını da ifade eden Yaman, üzerinde namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılmasının cami doku ve kültürüyle bağdaşmadığını vurguladı.

Yaman, sandalyede ya da yerde oturarak namaz kılma şartlarının sadece camilerde değil, ev ya da namaz kılınan her yerde geçerli olduğunu da kaydetti.

Yorumlar