DİB Başkanı Görmez Trablus Müftüsü'nü kabul etti
- Diyanet İşleri Başkanı Görmez: - "Eğer uzun süre Afganistan işgali olmasaydı bu işgalin gölgesinde ne Taliban ne Kaide olacaktı. Irak işgali olmasaydı ne DAEŞ ne diğerleri olacaktı" - "İslam dünyasında yaşanan sorunların harici sebeplerinin yanında dahili sebepleri de vardır. Dahili sebeplerin başında, bilhassa şiddet ve terörü besleyen cinayet şebekelerinin kendi konumları için İslam'dan meşruiyet bulmaya çalışmaları gelir" - Trablus Müftüsü Şaar: - "Temel İslami kurumlar olmayınca camiler alimlerden boşaldı, insanlar cahilleri baş edindiler. Birtakım dini gruplar cahillerin eline düştü"
ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Eğer uzun süre Afganistan işgali olmasaydı bu işgalin gölgesinde ne Taliban ne Kaide olacaktı. Irak işgali olmasaydı ne DAEŞ ne diğerleri olacaktı" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Kuzey Lübnan ve Trablus Müftüsü Malik Şaar ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Görmez, İslam dünyasında yaşanan gelişmelerden Müslümanların dersler çıkarması gerektiğini vurgulayarak, "Bugün İslam dünyasında sözün tükendiği noktada bulunuyoruz. Bütün din adamlarına ve dini müesseselere çok daha büyük görevler düşüyor. Yaşadığımız bütün acıların harici sebeplerini biliyoruz fakat dahili sebepler var oldukça harici sebepler İslam dünyasını karıştırmaya devam edecektir" diye konuştu.
İslam dünyasında yaşanan sorunların harici sebeplerinin yanında dahili sebepleri de olduğuna dikkati çeken Görmez, "Dahili sebeplerin başında, bilhassa şiddet ve terörü besleyen cinayet şebekelerinin kendi konumları için İslam'dan meşruiyet bulmaya çalışmaları gelir. Burada İslam dünyasında yaşanan fetva kargaşasının etkisini de unutmamak gerekir. Bu tür eylemlere meşruiyet kazandıran fetvaların İslam'da hiçbir geçerliliği yoktur" ifadelerini kullandı.
- "İslam dünyası özeleştiri yapmak zorunda"
Görmez, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'nın avlusuna girerek bir ayin gerçekleştirmesine ilişkin, "Hep birlikte maalesef Mescid-i Aksa'nın saldırılara maruz kaldığı günlerden geçiyoruz. Bütün bunlar İslam dünyasının özeleştiri yapma zorunluluğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak barış içerisinde yaşama konusunda bütün İslam dünyasının alimleriyle büyük bir çaba içinde olduklarını bildiren Görmez, "Burada biri acil diğeri uzun vadede olmak üzere iki adımın atılması gerekiyor. Öncelikle kanı ve gözyaşını durdurmak gerekiyor. İkincisi ise bir daha İslam dünyasının bu tür sorunlarla karşılaşmaması için uzun vadeli planlar yapmak gerekiyor. Bu da İslam dünyası olarak eğitim sistemimizi gözden geçirmekten, bugün bu sorunlara kaynaklık eden bilgi ve düşünceleri gözden geçirmekten geçiyor" dedi.
Görmez, "Eğer uzun süre Afganistan işgali olmasaydı bu işgalin gölgesinde ne Taliban ne Kaide olacaktı. Irak işgali olmasaydı ne DAEŞ ne diğerleri olacaktı. Fakat ihtilaller olsa dahi Müslüman çocukların zihinlerini müstakim tutmak için yapılması gerekenler üzerinde ayrıca çalışmamız lazım" diye konuştu.
- "Camiler alimlerden boşaldı, insanlar cahilleri baş edindiler"
Müftü Şaar ise İslam dünyasının yaşadığı zor şartların
gelecekteki istikbali için umut verici bir başlangıç olacağını
belirterek, "İslam dünyası evrensellik düşüncesinden maalesef son
dönemlerde biraz uzaklaştı. Bu evrensellik yerine daha çok mezhebi
ve grupsal tercihler öne çıktı. Önümüzdeki dönemlerde inşallah bu
dar çerçeveli yaklaşımdan ziyade İslam’ın evrensel yönünü tekrar
öne çıkarabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Şiddet içerikli terör hareketlerine karşı İslam'ın hakikatini
ortaya koyan bir görüş ortaya çıkarmaları gerektiğinin altını çizen
Şaar, "Çünkü DAEŞ terör örgütü sonradan İslam'ın temiz yüzünü
kirletmek için uydurulmuş bir teşkilattır" ifadesini
kullandı.
Sünni ve Şiilerin bir çatışma içine girmesi için çaba
gösterildiğine dikkati çeken Şaar, bu konuda Diyanet İşleri Başkanı
Görmez’in rehberliğinde bir çaba sarf edilmesi gerektiğini
vurguladı. Şaar, "Bir çaba göstermezsek, iki taraf arasında bir
çatışmaya gidecektir ki, Hazreti Peygamber bunu şiddetle men
etmiştir. Bu fitneyi mutlaka kaldırmak için bir çaba içerisinde
olmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Temel İslami kurumların ortadan kaybolmasıyla pek çok sivil
toplum kuruluşunun ortaya çıktığına dikkati çeken Şaar, "Türkiye'de
siz başkanın varlığı sebebiyle bunu hissetmemiş olabilirsiniz ama
temel İslami kurumlar olmayınca camiler alimlerden boşaldı,
insanlar cahilleri baş edindiler. Birtakım dini gruplar cahillerin
eline düştü" yorumunda bulundu.
Yorumlar