"Darbe girişimini inkar etmenin faydası yok"

- Darbe girişiminde bulunan sanıkların kamuoyuna yansıyan ifadelerinde yer alan inkar, tevil ve birbirlerini aklama çabalarının bir anlam ifade etmediğini, darbe girişimine yönelik açık delil ve kayıtların olduğunu ifade eden hukukçular, süreci kolaylaştırmak için etkin pişmanlık yasasının daha da geliştirilerek uygulanmasının faydalı olacağına dikkati çekiyor - İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakeri: - "Darbe girişimine ilişkin net deliller var. Tereddüt ve şüphe yok. Herhangi bir şekilde bunların kurtulabileceklerini düşünmüyorum. Bizim kanunumuz darbeye teşebbüsü de darbe yapmış gibi cezalandırıyor. İnkar etmenin, aklama çalışmalarının anlamı yok" - Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Şen: - "Herkes bir hikaye anlatabilir. 'Ben yapmadım, o yapmadı' Uzaydan gelenler yapmadı herhalde bunu. Herkes savunmasını yapabilir, inkar edebilir ama konusu açıkça suç teşkil eden emri yerine getirmek nasıl mümkün olabilir? Böyle bir emri askeri hizmet çerçevesinde bana kimse açıklayamaz" -"Böyle bir soruşturmada maddi hakikate ve adalete ulaşabilmek için etkin pişmanlık hükümleri kullanılmalı"

Google Haberlere Abone ol
"Darbe girişimini inkar etmenin faydası yok"

ANKARA (AA) - MÜMİN ALTAŞ - Hukukçular, FETÖ'nün darbe girişimine karışanların kamuoyuna yansıyan ifadelerinde yer alan inkar, tevil ve birbirlerini aklama çabalarının bir anlam ifade etmediğini belirterek, darbe girişimine yönelik açık delil ve kayıtların olduğunu ifade ediyor.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Hakeri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, soruşturma ve dava süreçlerinde her suçlunun bahaneler uydurduğunu, teviller yaptığını, bunların bir anlam içermediğini aktardı.

Eline silah almış, bir planlama içinde olmuş kişilerden bahsettiklerini vurgulayan Hakeri, "Darbe girişimine ilişkin net deliller var. Tereddüt ve şüphe yok. Herhangi bir şekilde bunların kurtulabileceklerini düşünmüyorum. Bizim kanunumuz darbeye teşebbüsü de darbe yapmış gibi cezalandırıyor. İnkar etmenin, aklama çalışmalarının anlamı yok. Sonuçta bizde kanunsuz emir denen sistem var. Yani siz göz göre göre tankları, silahlı askerleri sivil alana çıkaramazsınız. Göz göre göre ateş edemezsiniz. 'Bu işe ilişkin emir vardı' falan olmaz. Burada sadece erler kurtarabilir. O da ateş etmediği müddetçe, cebir kullanmadığı müddetçe kurtulabilir." diye konuştu.

Hakeri, darbe girişiminde yer alan rütbelilerin hepsi hatta katılmamış olsa bile tepki vermemiş olanların bile sorumlu olduğunu belirterek, "Çünkü ihmal süreciyle suç işlenebilir. Ben burada mahkemelerin ve savcıların herhangi bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum." dedi.

Her şeyin çok net, vatandaşın yaşandığını, darbeyi gerçekleştiren askerler ve onların sivil unsurlarına ulaşmanın çok uzun sürmeyeceğini anlatan Hakeri, sürecin şu anda çok iyi işlediğini, hiçbir tereddüde gerek olmadığını ancak gerektirdiği takdirde etkin pişmanlık yasasından da faydalanılabileceğini kaydetti.

- "Suç teşkil eden emri yerine getirmek nasıl mümkün olabilir"

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ise darbe girişiminde bulunanları üç gruba ayırmak gerektiğini ifade ederek, bunlardan birincisinin suç işleme kastı olmayan öğrenci, er, erbaş ve stajyerler olduğunu söyledi.

Diğer grubun ise bir olay ve tatbikat sebebiyle bir yere gönderildiğini zannedenlerden oluştuğunu aktaran Şen, bu kişilerle ilgili de ifadelerin, kamera kayıtlarının ve tanık beyanlarının çok yönlü araştırılması gerektiğini belirtti.

Soruşturma sürecinin soğukkanlılıkla yürütülmesinin önemli olduğunu belirten Şen, "Türkiye’nin şu anda esas eğileceği noktalardan biri bu işin altını üstünü ortaya çıkarmak ama aynı zamanda devam eden tehdit noktasında da gerekli önlemleri almak. Tehdidin henüz bitmediğini dış yayınlardan ve ABD kaynaklı medya organlarından anlıyoruz.” ifadesini kullandı.

Darbe girişimindeki üçüncü grubun ise gerçekten bu işe dahil olanlardan oluştuğunu dile getiren Şen, sözlerine şöyle devam etti:

"Herkes bir hikaye anlatabilir. 'Ben yapmadım, o yapmadı...' Uzaydan gelenler yapmadı herhalde bunu. Herkes savunmasını yapabilir, inkar edebilir ama konusu açıkça suç teşkil eden emri yerine getirmek nasıl mümkün olabilir? Böyle bir emri askeri hizmet çerçevesinde bana kimse açıklayamaz. Savunma yapacaklar, inkar edenler ve kabul edenler çıkacak. Gizli tanıklar ve kamera kayıtları çıkacak. Sabretmek lazım. Etkin pişmanlığın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada bir kırmızı kitap var ama sahte değil. Bu kitaba ulaşılmalı. Bu girişim en az 6 aylık bir plandır."

- "Etkin pişmanlık işi kolaylaştırır"

Ersan Şen, soruşturma sürecinde darbe girişimine karışmış ama alt kademede yer alan, komutanın emrini yerine getiren kişilerin de itirafçı yapılması gerektiğini ifade etti.

"Etkin pişmanlık hükümlerini etkinleştireceksin. Gerçeğe ulaşamazsın yoksa. Bu nevi şahsına münhasır bir konu. Kamera kayıtlarına, kişinin geçmişine, okuduğu okullara bak ama ceza yargılaması öyle 'mış, muş' ile olmaz. Somut delillere bakar. Somut delil de belge ya da tanıktır." diyen Şen, şunları kaydetti:

"Böyle bir soruşturmada maddi hakikate ve adalete ulaşabilmek için etkin pişmanlık hükümleri kullanılmalı. Ceza oranında indirime gideceksin veya pazarlık usulünü açacaksın. Bununla ilgili yasal düzenleme veya kanun hükmünde kararname çıkarılmalı. Bu yapılmazsa her birisi inkar edecek ve soruşturma süreci güçleşecek. Bu kadar insanı irtibatlandıramayacaksın. Yapının içinde olabilir, iltisaklı olabilir ama gerçeği anlatmak, darbenin ana komuta kademesini belirlemek için samimi beyanlara, isimlere ihtiyaç var. Bunun da yolu etkin pişmanlık adıyla bilinen pazarlık usulüdür. ABD'de ve Almanya'da var. Azmettirici kimse, bu işin arkasında kim varsa bunlara ulaşabilmek için bu insanlara birtakım fırsatlar tanımak lazım. Tabii dinlediğiniz kişi doğru ve gerçeği anlatacak. Kolluk ve cumhuriyet savcıları da bu beyanların doğru olup olmadığını, somut delillerle ilişkilendirecek"

Şen, Türkiye Cumhuriyeti'nin, hukuk devleti ilkesi ışığında bu sorunu çözebilecek kabiliyete, kapasiteye sahip olduğunu vurgulayarak, "Önemli olan bu konudaki kararlılık ve istektir." dedi.

- "Dava 1 yılda kaldırılıp kenara konabilir"

Şen, davanın ne kadar sürede sonuçlanacağına ilişkin ise "Böyle bir dava dosyası 1 yılda kaldırılıp kenara koyulur. Hiç sorun değil. Önemli olan suçsuz insan varsa orada tutuklu kalmamalı. Suçlu da varsa cezasını çekmeli. İnsanlarımız korkmasın. 5-10 yıllık davalar bizi yorar. Bir an öne iddianameler tamamlanacak ve kesintisiz yargılama yapılacak." diye konuştu.

Yorumlar