"Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi"

- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - "O bombalar, o kurşunlar yağarken parlamentoda görev yapan tüm milletvekili arkadaşlarım darbeye karşı direnmiş ve dik durmuşlardır. Parlamento dik durdu, Türkiye dik durdu, milletvekilleri dik durdu ve bu meydanda yaşayan, bu meydanda olan yüz binler dik durdu ve demokrasi kazandı" - "15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi; kesinlikle medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır" - "15 Temmuz darbesi Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal hukuk devletine karşı yapılmış bir darbe girişimidir. Bu darbe girişiminin en belirgin özelliği TBMM'nin bombalanmasıdır"

Google Haberlere Abone ol
"Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi"

İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimini kınayarak, "O bombalar, o kurşunlar yağarken parlamentoda görev yapan tüm milletvekili arkadaşlarım darbeye karşı direnmiş ve dik durmuşlardır. Parlamento dik durdu, Türkiye dik durdu, milletvekilleri dik durdu ve bu meydanda yaşayan, bu meydanda olan yüz binler dik durdu ve demokrasi kazandı." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Taksim Meydanı'nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi"nde yaptığı konuşmada, 24 Temmuz'da önemli bir günde, tarih yazan bir kentte, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul'da, tarihi bir meydanda olduklarını belirtti.

Önemli bir günde Taksim Meydanın'da bulunduklarını, bu meydanın demokrasi tarihinde önemli yeri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"3 Haziran 1977. Ecevit'e suikast düzenleneceği söylendiğinde Ecevit, şu açıklamayı yaptı. 'Yarın tek başıma Taksime gideceğim.' dedi ve Taksim'e geldi. Arkasında bugün olduğu gibi yüz binler vardı. 1 Mayıs 1977. Kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen bir gün ve o gün çok sayıda vatandaşımız Taksim Meydanı'nda hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak bizim tarihimizde yer alan ve henüz aydınlığa kavuşmamış olan bu olay yine bu meydanda geldi ama bu meydan bugün cumhuriyetin ve demokrasinin meydanı oldu. O açıdan hepinize yürekten şükranlarımı sunuyorum. Ve Taksim Meydanı ulu çınarlarıyla bize gülümseyen meydan. Ağaçların kesilmemesi için gençlerin doğaya sahip çıktığı bu meydanda, Gezi olayları yaşandı ve olaylarda ellerinde karanfiller, ellerinde kitaplarla gençlerimiz bu ülkenin gençleri, umudumuz bu ülkenin umudu. Hep beraber ayağa kalktık. Ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz. Onlarla beraber bir arada kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ayrılık, gayrılığın olmadığı bir Türkiye'yi inşallah hep beraber inşa edeceğiz."

Kılıçdaroğlu, bugünün Lozan Anlaşması'nın kabul edildiği gün olduğuna da dikkati çekerek, "780 bin kilometrelik bir alanın, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün. Lozan'ı bize yaşatan, Lozan'ı hayata geçiren, özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'ı hayata geçiren bütün dostlara, tarihe, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına şükranlarımızı sunuyor ve onları saygıyla anıyoruz." diye konuştu.

- "Türkiye'yi özgürlükçü demokrasiyle barıştıracağız"

Cumhuriyeti emekle, alın teriyle, göz yaşıyla kurduklarını anlatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Binlerce şehidimizin kanı var cumhuriyette. Bizim ayakkabımız yoktu, çarıklarımızı giydik. Yiyeceğimiz yoktu, kara ekmeği bölüştük. Silah yoktu, kurşun yoktu, para yoktu o günün cumhuriyetinde ama bir şey vardı, birlik ve beraberlik vardı. İnşallah yine birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi hep birlikte çağdaş uygarlığa ulaştıracağız. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal. 'Geldikleri gibi gidecekler' demişti. Evet 7 düveli Lozan'da geldikleri gibi gönderdik. Babalarımız ve dedelerimiz bize cumhuriyeti kurdular ama o cumhuriyeti özgürlükçü bir demokrasiyle taçlandırmak bizim görevimizdir. Onların vasiyetidir bu. Her bir vatandaşımız, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun her bir vatandaşımız, özgürlükçü demokrasiyi getirmek ve cumhuriyeti taçlandırmakla görevlidir. Bu görevi ben dahil 79 milyon her yurttaşın yerine getirmesi gerekir ve bizim namus borcumuzdur. Söz verdik onlara. Dedelerimize söz verdik, babalarımıza söz verdik. 'Türkiyeyi özgürlükçü demokrasiyle barıştıracağız ve yan yana getireceğiz' dedik. Bu görevi yerine getirmek hepimizin namus borcudur."

Kemal Kılıçdaroğlu, bugünün aynı zamanda Basın Bayramı olduğunu ifade ederek, 108 yıl önce medyaya vurulan zincirlerin kırıldığını aktardı.

Basın Bayramı'nın bu ülkede 108 yıldır kutlanmaya çalışıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Dönemin devlet adamı Ali Paşa diyor ki; Osmanlı döneminden söz ediyorum. 'Basın özgürlüğü ancak hatalarını düzeltmek istemeyen hükümetler için bir tehdittir. Vatanın iyiliğinden başka bir şey düşünmeyen bir hükümet için basın özgürlüğü bir nimettir' diyor. Basın özgürlüğünü hep beraber savunacağız. Madem ki özgürlükçü demokrasi diyoruz, mademki cumhuriyetimizi özgürlükçü demokrasiyle taçlandıracağız. Birinci adım medya özgürlüğüdür. Medya özgürlüğünü sağlamak hepimizin ortak görevidir." değerlendirmesinde bulundu.

- Medyanın rolü

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasında medyanın da rolü olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi kesinlikle medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır. Eğer 108 yıl önce biz basın bayramını kutluyorsak, demek ki medya özgürlüğü bizim kültürümüzde var. Demek ki medya özgürlüğü bizim tarihimizde var, demek ki medya özgürlüğü bizim geleneğimizde var. Medya özgürlüğü bağlamında geleneğimizi ve kültürümüzü yozlaştırmamalıyız. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar. Buradan hep birlikte basın mensuplarının bayramını kutluyoruz. Basını özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir. Doğru haber alamayan bir toplumun özgürlüğü yok demektir. O nedenle biz hep birlikte basın özgürlüğünü savunacağız."

Kılıçdaroğlu, Türk milletinin özgürlük, demokrasi ve hep birlikte yaşamak için büyük bedeller ödediğine değindi.

Türkiye'de her hakkın, yüzlerce, binlerce insanın canıyla, malıyla, bedeliyle yaptığı mücadeleler sonucunda kazanıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin aydınları, düşünürleri, demokrasi sevdalıları bugün sahip olduğumuz haklar için zindanlarda bedel ödediler. Aynı bedeli artık ödememeliyiz. Hep beraber cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz akşamında darbeye karşı direnmek, darbeyi dışlamak Türkiye'den, 21. yüzyılın Türkiyesi'ne 'darbe yakışıyor' dedirtmemek hepimizin ortak görevi oldu. Bu açıdan darbeye karşı çıkan tüm siyasal partilerin genel başkanlarını parlamentoda olsun, olmasın, onlara destek veren bütün vatandaşlarımı yürekten kutluyorum ve onlara buradan şükranlarımı sunuyorum."

- "Demokrasi bir yaşam biçimidir"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin darbeler tarihinde CHP'nin ciddi bedeller ödediğini, mal varlıklarına, arşivlerine el konduğunu, genel başkanlarının hapse atıldığını söyledi.

Kanla, dişle, tırnakla kazanılan demokrasiyi de darbecilerin de ne olduğunu en bilen parti olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Biz bize emanet edilen demokrasiyi demokrasiyle taçlandırmak için gerekirse canımızı, gerekirse malımızı ortaya koyduk. 15 Temmuz darbesi Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal hukuk devletine karşı yapılmış bir darbe girişimidir. Bu darbe girişiminin en belirgin özelliği TBMM'nin bombalanmasıdır. O bombalar, o kurşunlar yağarken parlamentoda görev yapan tüm milletvekili arkadaşlarım darbeye karşı direnmiş ve dik durmuşlardır. Parlamento dik durdu, Türkiye dik durdu, milletvekilleri dik durdu ve bu meydanda yaşayan, bu meydanda olan yüz binler dik durdu ve demokrasi kazandı. Demokrasi nedir? Demokrasi seçimden seçime gidip sandıkta oy kullanmak mıdır? Hayır. Demokrasi bir yaşam biçimidir, bir kültürdür, insana saygıdır, düşünceye saygıdır, demokrasi insan demektir. İnsana saygı demektir demokrasi, aynı zamanda laikliktir. Demokrasi, din ve vicdan özgürlüğü demektir, hiç kimsenin inancına müdahale etmemek demektir. Laiklik, her inancın güvencesidir, bunun böyle bilinmesi lazım. Demokrasi aynı zamanda sosyal devlet demektir, sosyal devlet vatandaşına gelecek kaygısı yaşatmayan bir devlet demektir."​

(Sürecek)

Yorumlar