Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

- "DAEŞ'le mücadele kapsamında da şu ana kadar 3 binden fazla DAEŞ hedefi Suriye'nin farklı noktalarında vuruldu ve bin 400 civarında da DAEŞ'li terörist bertaraf edildi, etkisiz hale getirildi" - "Almanya'nın İncirlik'te müstakil bir üs kurma şeklinde talebi söz konusu değil" - "Halep ve civarında yaşanan hadiseler de elbette bizim için büyük endişe kaynağıdır. Zira burada yaşanacak yine bir toplu katliam, oradan yüz binlerce insanın Türkiye'ye doğru göç etmesine neden olacaktır. Bununla ilgili bizim tabii ki tedbirlerimiz var. Açık kapı politikamızı uygulamaya devam edeceğiz" - "DAEŞ üniformalarının Antakya'da yapıldığı, oradan Rakka'ya gittiği yönünde dün çıkan haberler gayriciddi"

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, DAEŞ'le mücadele kapsamında da şu ana kadar 3 binden fazla DAEŞ hedefinin Suriye'nin farklı noktalarında vurulduğunu, bin 400 civarında da DAEŞ'li teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Özellikle Halep ve çevresi olmak üzere, Suriye'deki durumun giderek kötüleşmeye devam ettiğini ifade den Kalın, Suriye’de çatışmasızlık ortamının sağlanması amacıyla yapılan anlaşmaların Esed rejimi tarafından sistematik şekilde ihlal edildiğini, bu yüzden de Cenevre müzakerelerinin askıya alındığını anlattı.

Son toplantının 18 Nisan’da yapıldığını ve o tarihten beri de yeni bir müzakere toplantısı yapılma imkanının ortaya çıkmadığını dile getiren Kalın, Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisinin de 17 Mayıs'ta Viyana'daki toplantıda, bir sonraki müzakereleri yeniden başlatmak için 30 Mayıs'ta toplantı yapacağını ilan ettiğini ama şu ana kadar da bu toplantının yapılacağına dair herhangi bir işaret gelmediğini bildirdi.

Sahadaki durumun giderek kötüleştiğini, rejimin her türlü hak ihlaline ve anlaşma maddelerinin ihlaline devam ettiğini belirten Kalın, şöyle devam etti:

"Tabii bu şartlarda, muhalefetin de müzakerelere devam etmesi de imkansız görünüyor. Halep ve civarında yaşanan hadiseler de elbette bizim için büyük endişe kaynağıdır. Zira burada yaşanacak yine bir toplu katliam, oradan yüz binlerce insanın Türkiye'ye doğru göç etmesine neden olacaktır. Bununla ilgili bizim tabii ki tedbirlerimiz var. Açık kapı politikamızı uygulamaya devam edeceğiz. Ama yaşanan insani dramı, dünyanın daha net bir şekilde görmesi lazım. Böyle dönem dönem Suriye'de yaşananları görüp üzülüp 'ah, vah' edip ondan sonra tekrar Suriye meselesini unutmak maalesef 3-4 yılın bir rutini haline geldi. Bunun meseleyi çözmediğini de bir çok defa gördük. Türkiye, burada yükü en fazla üstlenen ülkelerden birisi olarak yine uluslararası topluma bu insani ve siyasi, ahlaki çağrıyı yeniliyor. Artık dünyanın Suriye'de yaşanan bir insani, siyasi krizi görmesi ve bunu çözmek için daha kararlı, daha samimi, daha dürüst adımlar atması gerekiyor."

- Eylem Planı hazırlanıyor

Kalın, bir gazetecinin Alman Federal Meclisi'nde Ermeni iddialarına ilişkin alınan karara karşı atılacak somut adımlara ilişkin sorusu üzerine, kararla ilgili tedbirlere ilişkin bir çalışmanın başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere ve ilgili birimler tarafından yapıldığını, bir eylem planının hazırlandığını bildirdi. Kalın, "Bu tekmil edildiği zaman Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza arz edilecek ve ondan sonra detaylar ortaya çıktıkça bunları da sizinle paylaşacağız." dedi.

"Başbakan, bu sabah Midyat saldırısını PKK'nın düzenlediğini açıkladı ama dünkü İstanbul saldırısının sorumlusu belli oldu mu?" sorusuna karşılık, "Benim anladığım Başbakanımızın yaptığı açıklamadan saldırının faili olarak işaret ettiği yer, İstanbul'daki saldırıydı. Midyat'taki saldırı henüz tabii çok yeni. Bütün verileri topladıktan sonra bir açıklama yapmamız ancak söz konusu olabilir. Ama dün İstanbul'da meydana gelen saldırıyla ilgili bütün veriler, bütün işaretler bölücü terör örgütünü işaret ediyor." yanıtını verdi.

- "Müstakil bir üs söz konusu değil"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Almanya'nın Türkiye’de bir üs kurmak için talebi olmuştu. Türkiye Almanya'ya nasıl cevap verecek?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"Almanya'nın İncirlik'te müstakil bir üs kurma şeklinde talebi söz konusu değil. Burada söz konusu olan, DAEŞ'le mücadele uluslararası koalisyonu bağlamında İncirlik Üssü'nün kullanılmasıyla ilgili bir taleptir ki zaten bu şu anda fiilen yapılıyor. Almanya'nın koalisyon çerçevesinde 2 tane uçağı zaten İncirlik Üssü'nü kullanmakta. Ama bunlar muharip uçak değil daha ziyade istihbarat toplamak ve ikmal amaçlı gelmiş olan uçaklar. Belki bu sayının arttırılmasına yönelik personelin kalma yeri vesaire konusu ile ilgili bir trafik olabilir Genelkurmay Başkanlığımızca ve Milli Savunma Bakanlığımızla. Ama öyle müstakil ayrı bir üs kurulması diye bir şey söz konusu değil."

Kalın, bir gazetecinin İngiliz basınında yer alan "DAEŞ'in üniformalarının Antakya'da dikildiği, kumaşlarının da İstanbul'dan gittiği, Türkiye'ye gelen Suriyeli çocukların da tekstil fabrikasında bu üniformaları diktiği" yönündeki iddiaları hatırlatması üzerine, bu haberlerin gayri ciddi olduğunu belirtti.

İbrahim Kalın, "Aslında detaylarına baktığınız zaman belki gazeteci olarak bunu sizin biraz daha tetkik etmeniz daha isabetli olur. Giden muhabirin, fotoğrafçının yaptığı ilk açıklamalara, sonraki haberin şekline baktığınız zaman açıkçası çok ısmarlama bir algı operasyonu gibi görülüyor. Böyle bir şey söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.

- "Rusya aslı astarı olmayan açıklamalar yapmayı alışkanlık haline getirdi"

Rusya medyasında yer alan "Türkiye'den Suriye'ye geçen tırlarda, DAEŞ'in kontrolüne geçen bölgelere silah taşındığı" iddiasına ilişkin bir soruya da Kalın, "Maalesef Rus tarafı Rus uçağının düşürülmesinden beri Türkiye aleyhine bu tür aslı astarı olmayan açıklamalar yapmayı bir alışkanlık haline getirdi. Bunu ispat etsinler DAEŞ'in kontrolünde olan bölgelere silah gönderildiği, kamyonların silah götürdüğü... Hatırlayın, bu mesele Türkiye'de kimler tarafından ne şekilde gündeme getirildi, sonuçları da ortada. Burada Rus propagandası maalesef yine böyle yalan yanlış bilgilerle Türkiye'ye karşı bir karalama kampanyası yapmaya çalışıyor. Bunun ciddiye alınacak bir tarafı yok." yanıtını verdi.

Kalın, Kilis'e yönelik saldırılara ilişkin bir soru üzerine de daha önce DAEŞ terör örgütü menşeili roketlerin Kilis'e düştüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bir müddettir orada bir sakinlik vardı. Şimdi bu sabah tabii uçaksavar mermilerinin düştüğünü gördük. Bununla ilgili gerekli bütün tedbirler alınıyor. Roket saldırıları başladığı zaman da biz gerek kendi kara kuvvetlerimizin imkan ve kabiliyetleriyle gerekse uluslararası koalisyonun havadan verdiği destekle oradaki onlarca DAEŞ hedefini yerle bir ettik. DAEŞ'le mücadele kapsamında da şu ana kadar 3 binden fazla DAEŞ hedefi Suriye'nin farklı noktalarında vuruldu ve bin 400 civarında da DAEŞ'li terörist bertaraf edildi, etkisiz hale getirildi.

Bunlara karşı da mücadelemiz en kararlı bir şekilde devam edecek. Türkiye'nin hem içeride, hem dışarıda, hem PKK hem DAEŞ, hem DHKP/C, YPG ve benzeri terör örgütlerine karşı mücadelesi en kararlı şekilde devam edecektir. "

- "Bir planlama söz konusu değil"

Kalın, bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik anayasa değişiklik teklifini onaylama süresine ilişkin bazı eleştiriler geldi. Yasal süre olan 15 günü sonuna kadar kullanmasıyla ilgili, HSYK Kararnamesi'ni beklediği yönünde de eleştiriler var." sözleri üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Böyle bir planlama söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız 15 günlük yasal süre hakkını kullanmıştır. Cumhurbaşkanımıza imzaya geldiği gün biz Afrika seyahatine çıktık. Yani aynı güne denk geldi. Tabii ki burada bir müzakere süreci oluyor, burada da değerlendiriyor ilgili hukuk birimleri ve arz ediliyor. Daha sonra kendileri uygun gördükleri bir zamanda bunu imzalıyorlar. Zaten sürenin 4-5 günü Afrika'daydık. Geldikten sonra da kendisi değerlendirmeleri yaptıktan sonra imzaladı. Bunun başka bir konuyla ilişkilendirilerek takvimlendirildiğini düşünmek bana biraz çok spekülatif geliyor."

(Sürecek)

Yorumlar