Çavuşoğlu-Johnson ortak basın toplantısı

- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: (1) - "Münbiç operasyonunda bazı YPG unsurlarının geriden lojistik amaçla katılması gerektiğini ortaya koyunca müttefikimiz ABD, biz bunun yanlış politika olduğunu söyledik. Ama sonra bir şartla buna bir şekilde olur verdik. Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat Nehri'nin gerisine gidecek. Fırat Nehri'nin gerisine gitmesi demek oralarda bunların uyguladığı politikalara katılıyoruz anlamına gelmez. Şu anda YPG unsurları halen Münbiç'te." - "Obama söz verdi, Biden söz verdi, Kerry söz verdi. Yani tüm yetkililer söz verdi. Şimdi ya geri gönderemiyorlar, yani YPG'ye söz geçiremiyorsunuz, ya da göndermek istemiyorsunuz. Bunun başka bir seçeneği yok. 200'den fazla YPG unsuru Münbiç'te. 200 YPG'liyi Fırat'ın ötesine gönderemiyorsanız, o zaman diğer alanlarda YPG'ye nasıl güveneceksiniz?"

Google Haberlere Abone ol
Çavuşoğlu-Johnson ortak basın toplantısı

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Münbiç operasyonunda bazı YPG unsurlarının geriden lojistik amaçla katılması gerektiği fikrini ortaya koyduğunda ABD'ye bunun yanlış bir politika olduğunu söylediklerini belirterek, "Ama sonra bir şartla buna bir şekilde olur verdik. Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat Nehri'nin gerisine gidecek. Fırat Nehri'nin gerisine gitmesi demek oralarda bunların uyguladığı politikalara katılıyoruz anlamına gelmez. Şu anda YPG unsurları halen Münbiç'te." dedi.

Çavuşoğlu, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Dışişleri Bakanlığı'nda baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Johnson'ı, Ankara'da ve Türkiye'de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Bir gazetecinin, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken'ın Ankara temaslarını hatırlatarak, "Ankara, Rakka'ya yapılacak bir operasyonda PYD'nin yer almamasını söylemiş, ABD ile Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) havadan korumasını talep etmişti. Bununla ilgili net bir cevap alacak mısınız?'' sorusuna Çavuşoğlu, Blinken'in başkentte bugün Genelkurmay ve diğer kurumlarda görüşmelerini sürdürdüğü, öğleden sonra kendisini kabul edeceği yanıtını verdi.

Rakka ve Musul'un DAEŞ'in sözde başkentleri olduğunu, önem verdiği büyük şehirlerde de DAEŞ'in mutlaka yenilgiye uğratılması ve terör örgütünün bu kentlerden de temizlenmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Sadece bizim sınırımızın öbür tarafından değil. Bu iki ülkede istikrar ve güveni geri getirmek istiyorsak ve bu iki ülkenin geleceğini inşa etmek istiyorsak DAEŞ'in ve diğer terör örgütlerinin bir an evvel yok edilmesi gerekiyor. Ama bunu yaparken de stratejimizin olması gerekiyor. Bizim her zaman başından beri söylediğimiz bir şey var. Maalesef çok sayıda ülke olmamıza rağmen, 65 ülkenin DAEŞ'e karşı koalisyonda olmasına rağmen, bugüne kadar sonuç odaklı kararlı bir stratejimiz olmadı. Hep yanlış adımlar attık. Böyle bir strateji olmadığı için de PYD/YPG gibi diğer terör örgütlerine bel bağlandı. Bunun ne kadar yanlış olduğunu, tehlikeli olduğunu söyleyegeldik."

Çavuşoğlu, Brüksel'deki PYD kongresinin bu durumu ortaya koyduğunu, burada gerçek gündemlerinin ne olduğunu itiraf ettiklerini belirterek, "Suriye'nin geleceği için değil kendi kurmak istedikleri kanton ve ayrı bir devlet için mücadele ettiklerini burada itiraf ettiler. O sebeple, böyle ajandası olan terör örgütleriyle başka bir terör örgütüne karşı işbirliği yapmak çok yanlış bir stratejidir. Bunları kontrol ediyoruz diyenler ya kendilerini kandırıyorlar ya bizi kandırmaya çalışıyorlar. Bizi kandırdıklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü biz gerçekleri görüyoruz." ifadesini kullandı.

Mevlüt Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;

"Örneğin, Münbiç operasyonunda bazı YPG unsurlarının geriden lojistik amaçla katılması gerektiğini ortaya koyunca müttefikimiz ABD, biz bunun yanlış politika olduğunu söyledik. Ama sonra bir şartla buna bir şekilde olur verdik. Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat Nehri'nin gerisine gidecek. Fırat Nehri'nin gerisine gitmesi demek oralarda bunların uyguladığı politikalara katılıyoruz anlamına gelmez. Şu anda YPG unsurları halen Münbiç'te. Şimdi Obama söz verdi, Biden söz verdi, Kerry söz verdi. Yani tüm yetkililer söz verdi. Şimdi ya geri gönderemiyorlar, yani YPG'ye söz geçiremiyorsunuz ya da göndermek istemiyorsunuz. Bunun başka bir seçeneği yok. 200'den fazla YPG unsuru Münbiç'te. 200 YPG'liyi Fırat'ın ötesine gönderemiyorsanız, o zaman diğer alanlarda YPG'ye nasıl güveneceksiniz."

- "YPG'lilerle işbirliği yapmak esasen Suriye'nin geleceğini de riske atmak demektir"

YPG ve PKK'nın, kendileri gibi düşünmeyen Kürtlere zulmettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Onları da Suriye'de göçe zorladılar. Türkiye'nin bazı şehirlerinde kendilerini desteklemeyen Kürt kardeşlerimizi o şehirlerde terör faaliyetlerini sürdürürken göçe zorladılar. Bizim karşı olduğumuz bu. Dolayısıyla şu anda YPG'nin özellikle Arapların çoğunlukla yaşadığı yerlerde bulunması, Suriye'nin geleceği için tehlikelidir. Tapu kayıtları dahil tüm resmi belgeleri yakıyorlar. Etnik temizlik yapıyorlar. Biz ne için mücadele ediyoruz. Bu kadar devletiz. Suriye'nin geleceği, istikrarı, barışı ve güvenliği için mücadele ediyoruz. Bu her şeyden önce kendimizin güvenliği için de önemli." diye konuştu.

Çavuşoğlu, bu tabloda Rakka veya diğer operasyonlarda YPG'lilerle işbirliği yapmanın esasen Suriye'nin geleceğini riske atmak anlamına geldiğini belirterek, "Münbiç'te bile söz geçiremediğin YPG'yi, Rakka'ya götürmek çok yanlış bir adım olur. Biz yerel kuvvetleri güçlendirerek ve onlara özel kuvvetlerimizle destek vererek, Suriye'de DAEŞ'e karşı operasyonların başarılı olabileceğini Cerablus ve Rai dahil Türkiye sınırının öbür tarafından kanıtladık. Aynı stratejiyi Rakka'da, diğer bölgelerde, hatta Irak'ta, Musul'da ortaya koyabiliriz. Bizim özel kuvvetlerimiz, Türkiye'nin, ABD'nin, İngiltere'nin, koalisyon içindeki aktif ülkelerin, Fransa'nın, özel kuvvetlerini mobilize ederek yerel kuvvetleri de güçlendirirsek pekala DAEŞ'e karşı mücadele edebilirler ve bu şehirlerden DAEŞ'i kurtarabilirler. Teröriste karşı başka teröristle işbirliği yapmak her şeyden önce kendi değerlerime ihanettir. Suriye ve Irak'ın geleceğine de ihanettir." değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar