Burgazada Korveti'nin Denize İndirilmesi Töreni

- Başbakan Yıldırım: - "Özellikle Türkiye'nin yerlileşme ve millileşme konusunda yapacağı çok iş var. Bu konularla ilgili adımlarımızı da atmış bulunuyoruz. Özellikle bölgesel uçak projesi, milli harp uçağı projesi, helikopter projesi, piyade tüfeği, milli tank, milli gemi ve daha niceleri... Bütün bunların amacı Türkiye'nin savunma ve caydırıcılık kabiliyetini artırmak, dosta güven, düşmana korku salmaktır" - "Etrafımız ateş çemberi ve birçok mazlum milletler bizim desteğimizi bekliyor, bizden umut bekliyor. Onun için kendi ülkemizde, Türkiye'de sadece savunma kabiliyetimizi geliştirmek yetmez aynı zamanda caydırıcılık kabiliyetimizi de geliştirmek zorundayız"

Google Haberlere Abone ol
Burgazada Korveti'nin Denize İndirilmesi Töreni

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, özellikle Türkiye'nin yerlileşme ve millileşme konusunda yapacağı çok iş bulunduğunu belirterek, "Bu konularla ilgili adımlarımızı da atmış bulunuyoruz. Özellikle bölgesel uçak projesi, milli harp uçağı projesi, helikopter projesi, piyade tüfeği, milli tank, milli gemi ve daha niceleri... Bütün bunların amacı Türkiye'nin savunma ve caydırıcılık kabiliyetini artırmak, dosta güven, düşmana korku salmaktır." dedi.

Binali Yıldırım, İstanbul Tersane Komutanlığında düzenlenen Burgazada Korveti'nin denize indirilmesi ve Kınalıada Korveti'nin ilk kaynak törenindeki konuşmasına, bugünün, Deniz Kuvvetleri ve kendisi için bir gurur günü olduğunu söyleyerek başladı.

Bir gemi inşa yüksek mühendisi olarak her geminin denize inişinde duygusal halinin farklı olduğunu ifade eden Yıldırım, "Çünkü bu törenlerde asıl sıkıntıyı, arkamızda gördüğünüz bu eserin gerçek mimarları yaşıyor. Yaz olur, sıcak olur, yağlar erir, konuşmalar uzarsa geminin kızakta kalma riski artar. Kış olur yağlar donar, konuşmalar uzarsa yine geminin kızakta kalma riski olur. Bu kadar emeğin sonucu bu denize inmede yaşanacak bir aksaklık, bu kardeşlerimiz, mühendislerimiz, işçilerimiz için hiç ama hiç hayal etmedikleri, asla ve asla olmasını istemedikleri bir iştir. O yüzden konuşmamı mümkün mertebe kısa tutmaya gayret edeceğim" diye konuştu.

Güçlü bir ülkenin, güçlü bir orduyla mümkün olduğunu, Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla güçlü olmaktan başka çaresi olmadığını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Zira etrafımız ateş çemberi ve birçok mazlum milletler bizim desteğimizi bekliyor, bizden umut bekliyor. Onun için kendi ülkemizde, Türkiye'de sadece savunma kabiliyetimizi geliştirmek yetmez aynı zamanda caydırıcılık kabiliyetimizi de geliştirmek zorundayız. Bunu da yaparken, yerli ve milli kaynaklara dayanmamız gerekir. Dışarıdan aldığınız her ekipman, her muharip araç günün birinde size çaresizliği de beraber getirir. 74 çıkarma harekatında biz bunu gördük. O güne kadar bizim dostlarımız olan ve her anlamda stratejik ortaklıklarını tekrarlayanlar birden bire bizi zorda bırakmak için gereken adımları atmakta asla tereddüt göstermediler. Onun için bu topraklarda var olmanın olmazsa olmaz şartı güçlü olmak, güçlü olmaya da devam etmektir."

- "Az konuşuyoruz, daha çok iş yapıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı, son 14 yıllık savunma sanayinin kendine yeterliliği konusunda hatırı sayılır mesafe alındığını, bu konuda tereddüt olmadığını anlatan Yıldırım, yerli ve milli katkı oranının yüzde 20'lerden yüzde 60'lara yükseldiğini kaydetti.

Başbakan Binali Yıldırım, bunun bir aşama olduğunu, ancak yeterli görülmediğini belirterek, şunları söyledi:

"Özellikle Türkiye'nin yerlileşme ve millileşme konusunda yapacağı çok iş var. Bu konularla ilgili adımlarımızı da atmış bulunuyoruz. Özellikle bölgesel uçak projesi, milli harp uçağı projesi, helikopter projesi, piyade tüfeği, milli tank, milli gemi ve daha niceleri... Bütün bunların amacı Türkiye'nin savunma ve caydırıcılık kabiliyetini artırmak, dosta güven, düşmana korku salmaktır. Bu hedefe yönelik çalışmalarımız, bundan böyle de artarak devam edecektir. Son 14 yılda liderliğinizde (Cumhurbaşkanı Erdoğan) savunma sanayimizde 30 milyar dolar yatırım yaptık. Yıllarca ben genç mühendisken hatırlıyorum bu ve buna benzer gemiler Türkiye'nin hep gündeminde olmuş, 80'li yıllarda başlayan projeler 2000'lere geldiğimiz halde hala konuşulmaya devam etmiştir ama şimdi konuşmuyoruz, yapıyoruz. Az konuşuyoruz, daha çok iş yapıyoruz. Bize yakışan, bu millete de yakışan budur."

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu başta olmak üzere İstanbul Tersanesi Komutanlığı, mühendisleri ve işçileriyle emeği geçen herkesi kutlayan Yıldırım, Burgazada Korveti'nin ve Kınalıada Korveti'nin Türkiye ve Deniz Kuvvetleri için hayırlı olmasını diledi.

Yorumlar