BM İnsan Hakları Konseyi 33. Oturumu

- BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd: - "Burası (Suriye) kendi halkına zehirli gaz kullandığına inanılan, hastanelerin saldırıya uğradığı, sivillerin yaşadığı mahallelerin rastgele patlayıcı silahlarla bombalandığı ve on binlerce tutuklunun insanlık dışı koşullarda yaşamını sürdürdüğü bir devlet" - "Guantanamo uzun zamandan bu yana ciddi ihlallerin yapıldığı bir mekan olmuştur"

Google Haberlere Abone ol
BM İnsan Hakları Konseyi 33. Oturumu

CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin, "Burası (Suriye) kendi halkına zehirli gaz kullandığına inanılan, hastanelerin saldırıya uğradığı, sivillerin yaşadığı mahallelerin rastgele patlayıcı silahlarla bombalandığı ve on binlerce tutuklunun insanlık dışı koşullarda yaşamını sürdürdüğü bir devlet." dedi.

BM İnsan Hakları Konseyi 33. Oturumu, İsviçre’nin Cenevre kentinde BM Ofisi'nde başladı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd, 30 Eylül'e kadar sürecek oturumun açılış konuşmasında, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan çatışma ve sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'de krizin başladığı 2011'den bu yana Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) veya Soruşturma Komisyonuna hiçbir erişim izni verilmediğine işaret eden Zeyd, "Burası tıp doktorlarının liderliğinde ve hatta kendi halkına zehirli gaz kullandığına inanılan, hastanelerin saldırıya uğradığı, sivillerin yaşadığı mahallelerin rastgele patlayıcı silahlarla bombalandığı ve on binlerce tutuklunun insanlık dışı koşullarda yaşamını sürdürdüğü bir devlet." dedi.

Zeyd, ülkede yaşanan durumu kınayacak kelime bulamadığını dile getirerek, BM Güvenlik Konseyinin tarihine geçen en vahim ihlallerden sorumlu Suriye hükümetinin kendi ofisine düzenli olarak silahlı grubların tacizlerine yönelik sözlü notlar gönderdiğini, fakat bunun bağımsız bir inceleme olanağından yoksun olduğunu vurguladı.

- Türkiye

Türkiye'nin güneydoğusunda yaşayan insanların haklarına yönelik endişesinin devam ettiğini belirten Zeyd, "kendisine bağlı BM çalışanları için güneydoğuda kapsamlı bağımsız değerlendirme noktasında erişim izni talebinde bulunduğunu ancak birçok konuda kendileriyle işbirliği yapan Türk makamlarının bu talebe olumsuz yanıt verdiğini" ileri sürdü.

Bu nedenle Cenevre'de geçici bir izleme makamı kurduklarını ifade eden Zeyd, "Konseyi endişelerimize yönelik bilgilendirmeye devam edeceğiz." dedi.

Türk hükümetinin kendisini kişisel olarak Türkiye'ye davet etmesinden dolayı teşekkür eden Zeyd, söz konusu davetin OHCHR ekibinin bölgeye çok acil olarak etkili ve kısıtlanmamış erişim taleplerinin yerini tutmayacağını savundu.

- ABD

Zeyd, ABD’nin, BM uzmanlarının Guantanamo cezaevine girmesine izin vermemesinden duyduğu endişeyi defalarca deli getirdiğini aktararak, pratikte anlaşmaya varılmasına rağmen Konsey uzmanlarının tutuklularla özel görüşmeler yapmalarına da imkan tanınmadığına dikkat çekti.

"Guantanamo uzun zamandan bu yana ciddi ihlallerin yapıldığı bir mekan olmuştur." diyen Zeyd, ABD resmi mercilerinin oyalama taktiklerinin uluslararası insan hakları bağlamında derin üzüntü yarattığını kaydetti.

- Kırım, Dağlık Karabağ

Zeyd, "Kırım'daki fiilen yetkili mercilerin" BM İnsan Hakları İzleme Misyonuna ait bir alt ofis açma taleplerini geri çevirdiği belirterek, Kırım'daki durumu uzaktan da olsa takip edeceklerini ve bağımsız, tarafsız ve ikna edici bilgileri paylaşmaya devam edeceklerini söyledi.

Dağlık Karabağ'da nisan ayında başlayan çatışmalara ilişkin herhangi bir erişim sağlayamadıklarını ifade eden Zeyd, bölgede yüz binlerce kişinin yerinden olduğunu ve insan hakları ihlallerine ilişkin detaylı inceleme yapılamadığını bildirdi.

- İran ve Çin

Zeyd, İran'da uygulanan ölüm cezasına ilişkin teknik diyalog tekliflerinin sistematik gözardı edildiğini kaydetti.

Ayrıca Zeyd, bu ülkede ceza hukukunun işleyişi, gençlerin de aralarında yer aldığı çok sayıda kişinin idam edilmesi, ayırımcılık iddiaları, dini ve etnik azınlıkların korunmasıyla ilgili sorunlar, insan hakları savunucuları, hukukçular ve gazetecilere yönelik sert kısıtlamalar ile kadınlara karşı hukuksal anlamda ve pratikte ayrımcılık noktasında konuların kendilerine ulaştığını söyledi.

Çin'de, insan hakları avukatları, insan hakları savunucuları ve aile bireylerinin, rahatsız edilme ile ayrımcılığa ve işkenceye maruz kalmasından büyük endişe duyduğuna vurgu yapan Zeyd, dini ve etnik toplulukların gözaltında ölmesinden büyük endişe duyduğunu kaydetti.


Yorumlar