Beyoğlu Belediyesi iftar programı

- Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: - "Kimse kusura bakmasın. Kimse siyasi hesabı uğruna o günkü defterleri bir kez daha açma hakkına sahip değildir. O gün ne yaşandı, 1915’in hakikati nedir? Kim bunu öğrenmek istiyorsa hodri meydan. Bütün arşivlerimiz açıktır. Bütün dünyanın arşivleri de açılsın. Tarihçiler, bilim adamları 1915’in hakikatini ortaya çıkarmaya çalışsın" - "O acıları zerre kadar yüreğinde hissetmeyenlerin, o acılarla ne tarihi, ne kültürel ne de medeniyet olarak zerre miktar alakası olmayanların, bir asır sonra Türkiye’ye hesap ödetmeye kalkmalarına bu millet asla müsaade etmeyecek, asla prim vermeyecektir" - "Birileri bu coğrafyayı biraz daha bölmek istiyor. Bu coğrafyanın Müslümanlarını, Ermenilerini, Kürtlerini, Araplarını, Acemlerini birbirinden ayırmak istiyor. Onlara da 'dur' demek hepimizin boynunun borcudur. Şimdi birilerinin çıkıp, bir asır önceki acıları kurcalayarak, zaten parçalanmış olan Ortadoğu coğrafyasını biraz daha lime lime etmesine müsaade edecek değiliz"

Google Haberlere Abone ol
Beyoğlu Belediyesi iftar programı

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, birilerinin çıkıp, bir asır önceki acıları kurcalayarak, zaten parçalanmış olan Ortadoğu coğrafyasını biraz daha lime lime etmesine müsaade etmeyeceklerini belirterek, "Kimse siyasi hesabı uğruna o günkü defterleri bir kez daha açma hakkına sahip değildir. O gün ne yaşandı, 1915’in hakikati nedir? Kim bunu öğrenmek istiyorsa hodri meydan. Bütün arşivlerimiz açıktır. Bütün dünyanın arşivleri de açılsın. Tarihçiler, bilim adamları 1915’in hakikatini ortaya çıkarmaya çalışsın." dedi.

Beyoğlu Belediyesi tarafından Taksim Meydanı'nda düzenlenen iftar programına katılan Kurtulmuş, Türkiye’nin birçok yerinde bombaların patladığı, birçok masum insanın oruçluyken acımasızca katledildiği, şehit edildiği bir ortamda, ramazanın barış ve huzur olduğunu yeniden hatırlamak için bir araya gelmenin önemine değindi.

İftarda, farklı dinlerden, ırklardan insanların bir araya gelerek, barışa dua etmelerinin herkese, tüm ülkeye "ilaç gibi" geldiğini vurgulayan Kurtulmuş, buna vesile olan herkese teşekkür etti.

Numan Kurtulmuş, bu coğrafyanın, acıların kol gezdiği bir coğrafya haline geldiğini aktararak, "Halbuki aslı selam, barış ve esenlik kökünden gelen Müslümanların büyük çoğunluğunu oluşturduğu bu coğrafyada barış içinde yaşanması, hepimizin en başta gelen dualarımızdan birisidir. Ama maalesef bir taraftan terör örgütleri eliyle, bir taraftan uluslararası anlamda planlarını uygulayan vekalet savaşlarının sahiplerinin eliyle bu coğrafya baştan sona kan gölü haline geldi. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için yeniden İslam’ın sahih inancının bir kere daha bu coğrafyada yürekten hissedilmesi lazım." diye konuştu.


- "Gayrimüslime değil, zalime 'gavur' denir"

İnsanların yaratılışta eşit olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu Anadolu topraklarında yaşayan gelenek, bu anlamda bütün gayrimüslim vatandaşlarımızı da kendisinin eşi olarak görmüş, onu kendinden ayırmamıştır. Bugün bu sofrada Müftümüz, Süryani Kilisesi, Ermeni Kilisesi ve Musevi Cematinin liderleri burada. Bütün farklı dinden insanlar sadece bugün bir araya gelmiyor. Bu Anadolu ve Rumeli topraklarında asırlardır farklı dinlerden insanlar, yan yana, omuz omuza aynı mahalleyi, kaderi, sofrayı paylaştı. Onun için örnek olsun diye söylüyorum, bizim dilimizde gayrimüslim kardeşlerimize 'gavur' demezler. Türkçe'de 'gavur', zalime, zulmedene verilen bir isimdir. Buradaki gayrimüslim kardeşlerimize, bu toprakların gayrimüslim ahalisine 'gavur7 denmez ama Çanakkale'de bu memleketi işgal etmeye gelen zalimlere, emperyalistlere 'gavur7 denir bizim lügatimizde."

Kurtulmuş, bu hassasiyeti yıllardır koruduklarını vurgulayarak, eskiden Müslüman ailelerin, İstanbul sokaklarında gayrimüslimlerin çocuklarıyla oynayan çocuklarını, onlara "gavur" dememeleri için uyardığını belirtti.

"'Gavur', zulmeden, baskı yapan emperyalist güçlerdi" diyen Kurtulmuş, sadece gayrimüslimleri değil, aynı zamanda kimsenin Müslümanları da meşrep ve mezhebine göre ayırmadığını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bu duyguyu yeniden inşa etmek, üretmek ve insanların, Müslümanların kardeşliğini yeniden tesis etmek durumunda olduklarının altını çizerek, "Birileri aramıza fitne koyarak, aramızı bozmaya çalışarak, son zamanlarda böyle faaliyetler yapıyorlar. Bunlardan birisi terördür. Terör sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu coğrafyasının hem etnik hem de mezhebi temelde bölünmesi ve aralarındaki farklılıkların düşmanlık haline getirilmesi için kullanılan bir araçtır." şeklinde konuştu.

Bu coğrafyadaki tüm halkların teröre karşı uyanık olması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, şunları aktardı:

"Terörün dini, imanı, ahlakı olmaz. Terör kim tarafından beslenirse beslensin, terörü besleyenler de dünyanın en adi, en aşağılık insanlarıdır. Onun için bu ramazan sofralarında, 'Ya Rabbi terör illeti üzerinden, bu milleti etnik bir fitne üzerinden bölmeye çalışanlara fırsat verme' diyoruz. Bu memlekette Türk’ün Kürt’ten Kürt’ün de Türk’ten başka kaderi yoktur. Türk’ü Kürt’ten ayırt etmeye çalışanlara bir kere daha lanet diliyoruz. Onların terörü araç olarak kullanmaları da lanetliyoruz, kınıyoruz. Bizim yolumuz, Türk, Kürt, farklı etnik yapıdan tüm insanların ortak sofralarda buluşmasını, ortak bir inançta buluşmasını mümkün olduğunca arttırmaktır."

Kurtulmuş, son zamanlarda, bu coğrafyalarda yaşanan acıları yüz yıl sonra bir kere daha birilerin deşmek istediğini kaydetti.


- "Ortadoğu'nun bölünmesine müsaade etmeyeceğiz"

Birilerinin, bir asır evvel yarım kalan hesabı tamamlamak istediğini dile getiren Kurtulmuş, şunları anlattı:

"Birileri bu coğrafyayı biraz daha bölmek istiyor. Bu coğrafyanın Müslümanlarını, Ermenilerini, Kürtlerini, Araplarını, Acemlerini birbirinden ayırmak istiyor. Onlara da 'dur' demek hepimizin boynunun borcudur. Bu coğrafyanın insanları olarak da hepimiz, aynı tarihin insanları, aynı coğrafyanın, aynı geçmişin paydaşlarıyız. Güzel ve acı günlerimiz var ama tüm tarihimiz bize, bu coğrafyaya aittir. Şimdi birilerinin çıkıp, bir asır önceki acıları kurcalayarak, zaten parçalanmış olan Ortadoğu coğrafyasını biraz daha lime lime etmesine müsaade edecek değiliz. Bir asır evvel bu coğrafyada yaşanan acılar, hepimizin acılardır. O zamanki Müslümanların, Ermenilerin yaşadıkları birlikte yaşadıkları acılardır. O zaman o acıları yaşayan herkes, büyük Osmanlı Cihan Devletinin yurttaşlarıydı. Yani aynı medeniyetin çocukları, aynı coğrafyanın insanlarıydı."

Kurtulmuş, bu insanların acılarını bir kez daha hatırladıklarını belirterek, "Ancak kimse kusura bakmasın, kimse siyasi hesabı uğruna o günkü defterleri bir kez daha açma hakkına sahip değildir. O gün ne yaşandı, 1915’in hakikati nedir? Kim bunu öğrenmek istiyorsa hodri meydan. Bütün arşivlerimiz açıktır. Bütün dünyanın arşivleri de açılsın. Tarihçiler, bilim adamları 1915’in hakikatini ortaya çıkarmaya çalışsın. Türkiye olarak, milletimiz, buna sonuna kadar açığız. Ancak o acıları zerre kadar yüreğinde hissetmeyenlerin, o acılarla ne tarihi, ne kültürel ne de medeniyet olarak zerre miktar alakası olmayanların, bir asır sonra Türkiye’ye hesap ödetmeye kalkmalarına bu millet asla müsaade etmeyecek, asla prim vermeyecektir."

İftara, çeşitli dinlerin temsilcileri ile iş, spor ve ekonomi dünyasından isimler katıldı.

Kurtulmuş, iftarın ardından CVK Bosphorus Otele yürüyerek geçti. Kurtulmuş, yolda ve otobüs durağında bekleyenlerle ve bazı esnafla sohbet etti.

Yorumlar